İş Güvenliği uzmanı Nuran Gülenç, rödovans sistemini kaldırmayan, işverene ödül sistemi getiren yeni iş güvenliği paketinin denetime dair somut hiçbir düzenleme getirmediğini bu nedenle de işçi ölümlerini azaltmayacağını belirtti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bugün açıkladığı yeni iş güvenliği paketinde en çok kamuda rödovans sisteminin kalkmaması, iş cinayeti yaşanan işyerlerindeki işverene prim ve ihale alımı üzerinden ödül ceza sistemi getirilmesi dikkat çekiyor.
Bunun yanında 2 milyon 700 bin işçiye mesleki yeterlilik belgesi zorunluluğu, madendeki işçilere özel hayat sigortası, teftişlerde görüntü alma zorunluluğu gibi düzenlemeler de yer alıyor.
Ölümler kayda geçmeyecek
İş Güvenliği uzmanı Nuran Gülenç, 2012 yılında yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun ardından Soma ve Ermenek sonrasında ikinci değişikliğin yapıldığını hatırlatarak "Soma'daki düzenleme yetmedi ki Ermenek oldu. Bu da yetmeyecek ve ölümler azalmayacak" dedi.
* İnsan hayatını söz konusuysa ödül sistemi getirilemez. Bu ancak cezalandırma ile olur. Ancak pakette işverene ölüm olmaması halinde prim indirimi, ölüm olması halinde ise ihaleye katılamama cezası getiriliyor.
* İşveren ölümleri saklamak için bin bir türlü yollara başvuracak, kayda geçmesin diye kan parasını arttıracak. İhale almak için de ismini değiştirecek. Sonuçta işveren mutlaka ödülü almanın kaçamak yollarını bulacak. Bu hiç de zor değil. Yani işverene ceza değil, maddi kaynak yaratılmış olacak.
Rödovans kalkmalı, devlet eli şart
* Madenlerdeki cinayetlerinin nedenlerinin başında rödovans sistemi geliyor. Ancak pakette sadece özel sektördeki ikinci aşama rödovans kalkıyor. Kamudaki rödovans kalkmıyor, sadece süresi 15 yıla iniyor. Hiçbir işveren kalıcı olmadığı yerde yatırım yapmaz, kısa zamanda bir an önce alacağımı alıp gideyim mantığı yürütür. Yani bu sistemin tamamen kalkması madenlerin devlet eliyle işletilmesi gerekiyor. Yoksa madenlerde işçiler ölmeye devam edecek.
Denetim bağımsızlığı şart
* Pakette denetim mekanizmasına dair somut hiçbir şey yok. Maaşını işverenden alan iş güvenliği uzmanlarının iş güvencesini sağlayacak şekilde işverenden maddi olarak bağımsızlaştırılması gerekiyor. Buna dair bir adım yok. Bu kurumların piyasa mantığı ile denetim yaptığını biliyoruz.
* Sadece madenlerin akredite bağımsız kurullarca denetleneceği söyleniyor. Zaten bu akreditasyonu devlet veriyor. Nasıl bağımsızlık olacak, mesela meslek odaları bu işe dahil edilecek mi, bunlar muallak. Kamu denetiminin güçlendirilmesine dair bir şey yok. Müfettişlerin sayısının arttırılması ve siyasi olarak iktidardan bağımsızlaştırılmalı şart.
Özel sigortanın mantığı nedir?
* Madenlerdeki işçilere özel sigorta gelmesi nereden çıktı anlayamadım. Zaten devlet sigortası var, iş güvenliğine yönelik tedbirleri konuşmamız gerekirken devletin mali yükünü ve sorumluluğunu kaldıracak sosyal devlet anlayışıyla bağdaşmayacak özel sigorta meselesi mantıklı gözükmüyor.
* Denetimde görüntü alınacak deniyor. Zaten müfettişler bunu almıyor muydu, yemek yiyip çıkıyorlar mıydı? Müfettiş denetimi kanıtlamak için görüntü, belge alır. Bunun yasada yazmasına bile gerek yok.
Okulda eğitim gerekli
* Lise ve üniversitelerde iş sağlığı ve güvenliği dersinin zorunlu olması iyi ancak yetersiz, herkesin işçi olabileceği varsayımı üzerinden ilkokuldan itibaren iş güvenliği bilinci çok iyi bir şekilde verilmeli.
* Mesleki yeterlilik belgesi olumlu bir adım. Şantiye şefinin iş güvenliği uzmanı olması iyi ama işverenden bağımsızlığını sağlayamadığınız sürece bu denetimler yapılamaz. Aynı şekilde üretim baskısı olmayacak deniyor, yine aynı noktaya çıkıyoruz. Kim denetleyecek? Burada sendikal örgütlenmenin de ne kadar gerekli olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor. (NV)