Çoğu avukatlardan oluşan ve 35'i tutuklu 50 şüphelinin yer aldığı ikinci Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) iddianamesi İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
890 sayfalık iddianamenin bir numaralı sanığı olarak Avukat Mehmet Nuri Deniz gösterilirken, iddianamede en dikkat çekici nokta Abdullah Öcalan'ın avukatlarından İrfan Dündar'ın ifadeleri oldu. Dündar, verdiği ifadelerde PKK ve Ergenekon arasında bağlantı olduğunu iddia etti.
"PKK-Ergenekon arasındaki bağlantı Sabri Ok"
Radikal gazetesinden Fatih Yağmur'un haberine göre, Dündar, ifadelerinde PKK-Ergenekon arasındaki bağlantının Sabri Ok olduğunu öne sürerek, Ok'un Öcalan tarafından korunduğunu belirtti.
"2005'te Sabri Ok cezaevinden çıktıktan sonra Ağrı Eleşkirt'te askerlik yaparken, bir kere ziyaretine gitmiştim. Burada, Ok'un arkadaşlarından biri bana, Ok'un askerlik yaparken Jandarma istihbaratından Zeki ya da Zekeriya isimli bir binbaşı ile sürekli temas halinde bulunduklarını, iki askerin Ok'u koruduğunu anlattı. Askerliği bittikten sonra örgüt içerisinde hızla yükselerek Avrupa sorumluluğuna geldiğini ve Öcalan tarafından da örgüt içerisinde korunduğunu ve bir keresinde bana 'Öcalan benim Türkiye temsilcim' dediğini hatırlıyorum. Dolayısıyla Ok'un Ergenekon yapılanması ile bağlantılı olduğunu düşünüyorum."
"500 PKK'li kalsın"
Dündar, savcılık ifadesinde Öcalan'ın yakalandıktan sonra tüm PKK militanlarının Kuzey Irak'a çıkarılması için talimat verdiğini ancak "Soruşturma Komisyonu"nda görevli askerlerin buna karşı çıkarak 500 militanın Türkiye'de kalmasını sağladıklarını ifade etti.
"Bu, Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun görevlendirdiği bir komisyondur. Bu komisyon Öcalan ile 2001 Eylül ayına kadar görüştü. Komisyon ile Öcalan arasında yapılan görüşmelerde PKK militanlarının Kuzey Irak'a çekilmesi, ancak 500 kadar militanın Türkiye'de kalması konusunda anlaşmaya varıldı."
"Öcalan'la yaptığımız görüşmede askerlerin kendisine, Türkiye sınırlarının tamamen PKK'den arındırılması durumunda bu bölgenin başka örgütler tarafından ele geçirilebileceğini söylediklerini belirtti."
Dündar, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in talimatıyla Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşar Yardımcısı Emre Taner'in Öcalan'la görüştüğünü ve Öcalan'ın taleplerini sıraladığını, bu taleplerin de kırsala gönderildiğini ileri sürdü.
"Etkin pişmanlıktan faydalanmak istiyorum"
İddianamede şüpheliler arasında yer almayan Avukat Dündar, savcılık ifadesinde Kürtlerin bu süreçte en çok zarar gören taraf olduğunu ve etkin pişmanlık yasasından faydalanmak istediğini söyledi.
"Ben Dicle Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra, gençlik heyecanıyla Öcalan'ın avukatlığını yaptım, fakat hiçbir eyleme katılmadım. Bana bir fırsat daha verilmesi halinde hayatımdan örgütü çıkartarak yeni bir başlangıç yapmak istiyorum." Yakalanmadan üç ay önce zaten Asrın Hukuk Bürosu'ndaki görevimi ve örgütteki konumumu terk ederek normal hayata dönmeye çalışıyordum. Yakalanmam benim için bir şans oldu." (EKN)