"Türkiye'de infaz sistemi, ağır hasta mahkumların son anda serbest bırakılarak - o da bürokrasiyi geçiştirebilirse- dışarıda ölmesini sağlamak üzerine kurulu. Oysa kanser gibi hastalıklarda direnç sistemi çok önemli; tedavi psiko sosyal bir bütünlük arz eder. Cezaevi, özellikle de tecrit altında cezaevi koşulları sağlığı olumsuz etkiler; dayanışmaysa tedaviye yardımcı olur."
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) doktorlarından, işkence görenlere yönelik çalışmaları nedeniyle Barbara Chester ödülü alan Dr. Alp Ayan, "bazı ayrıcalıklı olanlar hariç", özellikle de siyasi mahkumların öleceği kesinleşmeden serbest bırakılmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de yetkisi olmasına rağmen bunu kullanmadığını ekledi.
Zavar'ın hastalığı yayılıyor
İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre, geçen yıl cezaevlerinde 11 mahkum hastalıkları nedeniyle öldü. Şubat 2010 itibariyle de 49 ağır hasta var. Erol Zavar bu hasta mahkumlardan biri.
Ayan, bu konuda kampanya yürüten ve farklı yönelimlerden insanları ve kurumları biraraya getiren "Erol Zavar'a Yaşama Hakkı Koordinasyonu"nun içinde. Zavar'ın son olarak tiroid ve kasıklarında bulunan tümörlerin alındığını aktardı. Fakat tümörlerin patolojik bulguları henüz yakınlarıyla paylaşılmadı.
Zavar, 42 yaşında, iki çocuk babası. “Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs" iddiasıyla eski Ceza Yasası’nın 146/1 maddesi uyarınca müebbet hapisle cezalandırıldı. Zavar'a 1999'da mesane kanseri teşhisi kondu. Başarılı bir tedavi gördü; stresli ortamlardan kaçınması ve üç ayda bir sistoskopi yaptırması istendi.
2001'de gözaltına alındı; işkence gördü, tutuklandı. Cezaevinde tedavisi devam ettirilmedi. 2004'te kanserin tekrar ettiği anlaşıldı. Bugüne kadar 20'ye yakın operasyon geçirdi; 50'den fazla tümör çıkarıldı. Safra kesesi alındı.
Koordinasyon, son olarak 5 Haziran'da İzmir, Konak'ta bir basın açıklamasıyla konuyu gündeme getirdi.
Gül kayıtsız
Hak savunucuları Zavar'la ilgili bir dizi girişimde bulunduysa da sonuç alınamadı. Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) görevlendirdiği uzman hekimlerce hazırlanan raporda cezaevi koşullarının Zavar'ı ölümcül noktaya götürdüğü belirtildi. Rapor Gül'e de gönderildi. Koordinasyon adına milletvekili Ufuk Uras Gül'le görüştü. Buna karşın Gül henüz hiçbir adım atmadı.
Cumhurbaşkanının Anayasa'nın 104. maddesine göre "sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak" yetkisi bulunuyor. Gül bu yetkisini Necmettin Erbakan için kullanmıştı. Güler Zere'yse ölmek üzereyken bırakılmıştı; serbest kaldıktan yedi ay sonra ölmüştü. Hasta mahkum ve tutukluların tedaviye erişiminde de eşitsizlikler yaşanıyor.
Ayan, darbe sonrasında kurulan Adli Tıp Kurumu'nu tek yetkili görmenin; üniversitelerin, bilim insanlarının birikimlerini yok saymanın mantıklı bir nedeni olamayacağını vurguladı.
"Bu ülkenin vicdanını harekete geçirmemiz gerekiyor." (EÜ)