Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Nahide Opuz'un eski eşinin şiddet şikayetini sonuçlandırdığı kararında Türkiye'yi kadınları aile içi şiddetten koruyamadığı ve kadına ayrımcılığı önlemekteki yetersizliği nedeniyle mahkum etmesi üzerine TCK Kadın Platformu bugün bir toplantı düzenledi.
Toplantıda Kadının İnsan Hakları - Yeni Çözümler Derneği'nden Pınar İlkkaracan, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfından Canan Arın ve Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği'nden (KA-DER) Hülya Gülbahar konuştular.
Gülbahar: Çözüm kadının eşit temsilinde
Hükümetin karara karşı tepkisini eleştiren Gülbahar "25 yıldır AİHM'nin kararını anlatıyoruz. Bu karar ilk ama son olmayacak" diyerek Avrupa Konseyi'nin tüm üye ülkeleri bağlayıcı nitelikte bir sözleşme taslağı hazırladığı bilgisini verdi.
Kadın örgütlerinin ortaklaştığı görüşün erkek şiddetinin arttığı yönünde olduğunu söyleyen Gülbahar "Ancak istatistiki bilgi yok ortada. Çünkü araştırma yapılırsa şiddetin artışı belgelenecek ve hükümet önlem almak için çalışmak zorunda kalacak. O yüzden araştırma yapmıyor" dedi.
Yapılan tek araştırmanın Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nün araştırması olduğunu söyleyen Gülbahar ekledi:
"Sonuçlarından biri de şiddete uğrayan kadınların neredeyse tamamının şikayetçi olmadığıydı. Bu da hükümetin karşı çıktığı AİHM kararını doğruluyor. Kadınlar önlem alsaydı devlete güvenmezler miydi?"
Şiddeti önlemek konusunda her türlü idari kurumda kadının eşit temsilinin önemli olduğunu söyleyen Gülbahar "Şiddete maruz kalan kadın derdini erkeklere anlatıyor, o erkeklerin eşlerini dövdüğü bir ülkede hem de" diye örnek verdi.
Gülbahar hükümet karşı çıkacağına "ne yapabiliriz?" diye acilen harekete geçmeli, bu karar milyonlarca kadının dava açmasına ön ayak olacak bir karar" dedi.
İlkkaracan: Kavaf'tan itiraz etmesini değil önlem almasını beklerdik
İkkaracan Bakan Sema Kavaf ve Güldal Akşit'in "Vaka münferit. Karara itiraz edeceğiz. Türkiye'deki yasal düzenlemeler yeterli" açıklamalarını eleştirdi.
"Zaten kararın kendisi yasal reformların yetmediğini söylüyor. Çünkü uygulaması yok. Üstelik vakalar münferit olsa bile Opuz hâlâ eski eşi tarafından tehdit ediliyor. Bakanın onu güvence altına alması gerekirdi. Can güvenliği her şeyden önemli."
İlkkaracan kadın-erkek eşitliği konusunda AİHM'in Türkiye'yi harekete geçirmekle yükümlü kıldığını hatırlatarak "Bu konuda kadın örgütlerinin çabası yeterli değil, hükümet dışında tüm stk'lerin ve medyanın da harekete geçmesi gerekir" dedi.
Erdoğan: Utanç verici
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuyla ilgili şöyle demişti:
"AİHM'nin aile içi şiddetle ilgili Türkiye hakkında verdiği kararı utanç verici. Tekil bir olayı Türkiye geneline fatura etmek çok yanlış. Bu olaylar onlarda da var. Güvenlik güçleri bu işlerin üzerine gidiyor, yasalarımız ortada. ABD'de var, Japonya'da var."
"Kadın ve aileden sorumlu bakanlığımızın çalışmaları var. Mesela Mardin olayı... Her bir kişinin başına güvenlikçi konulmaz. Bunun akılla izahı yok. Bunun eğitimle alakası yok. Bakıyorsun, eğitimli insanlar neler yapıyor." (EZÖ)