Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Federasyonu'nun (KESK) oluşturduğu altı kişilik heyet, Hopa'ya giderek, gözaltına alınanlar da dahil işkence ve kötü muameleye maruz kalan 13 kişiyle ve ilçedeki yetkililerle görüşerek bir ön rapor hazırladı. Rapora göre, halk büyük bir travma içerisinde ve tutukluların serbest bırakılmasını, çevik kuvvet polisinin ilçeden bir an önce çekilmesini istiyorlar.
Hopa Olayları İnceleme Heyeti'nin hazırladığı ön raporda, 31 Mayıs'ta emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun öldürülmesi, 31 kişinin gözaltına alınması ve 12 kişinin tutuklanması sürecinde yaşananlar yer alıyor. 6-7 Haziran'da yaptığı görüşmelerle hazırlanan raporda, muayene bulguları da var.
Heyet ayrıca, Hopa Kaymakamı Abdullah Akdaş, Hopa Belediye Başkanı Turan Kasımoğlu ve ilçede Emniyet Müdürlüğü görevini vekâleten yürüten Hüsrev Salmaner ile görüştü.
"Bizi de gelip alacaklar mı?"
TİHV'ndan Ümit Ünüvar, Hopa'daki görüşmelerinin ardından bianet'e şu değerlendirmeyi yaptı:
"Halk birbiriyle dayanışma içinde, ancak hala şoktalar ve gerginlik devam ediyor. Çevik kuvvetin ilçeden çekilmemiş olması insanları kaygılandırıyor. HES'lerle, dereleriyle ilgili böyle bir mücadeleye girmişken ve barışçıl bir eylem sırasında bir anda polis saldırısına uğramak onları çok şaşırtmış. Her an tetikteler, "Bizi de gelip alacaklar mı?" diye bir güvensizlik içindeler.
Mağdurlarla, işkenceye maruz kalanlarla görüştük. Tabii Kaymakam ve Belediye Başkanı'yla da görüştük ancak halkın söylediklerinden sonra, yetkililerle buluşmalarda konuşulanlar bizi tatmin etmedi. Lokumcu'nun ailesiyle de görüştük, şu ana dek yasal bir girişimde bulunmadılar ama dava açmayı düşünüyorlar."
"Başbakan'ın Hopa halkına bir özür borcu var"
Heyetin raporuna göre, Hopa halkının şikayetleri şöyle sıralandı:
* Olay günü Hopa'ya çevre illerden Kaymakamın deyimi ile 200, halkın ifadesi ile binlerce çevik kuvvet ve sivil polis yığıldı. Devlet hastanesinin acil servisine ve ilköğretim okulu önüne dahi gaz bombaları atıldı.
* Hopa halkı kendilerine büyük bir haksızlık yapıldığını, Erdoğan'ın molotof atıldığına dair söylemlerinin doğru olmadığını, buna dair bir kayıt bulunmadığını, ayrıca "Taş atıyor, molotof atıyor, eşkiya bunlar" gibi söylemlerle tüm medya ve halkın gözünde Hopa halkını kötülemeye çalıştıklarını belirtti.
* Bir ay önce Bakan Hayati Yazıcı'yı ilçelerine sokmayan Hopa halkı, deresine, çayına, emekçisine sahip çıktıkları için Başbakan Erdoğan tarafından cezalandırıldı. Başbakan Lokumcu'nun ölümü üzerine başsağlığı dilemediği gibi, onun ismini bile ağzına almayarak halka ve merhumun ailesine karşı saygısızlık etti. Başbakan'ın Hopa halkına bir özür borcu var. Olayların üzerinden 7 gün geçmesine rağmen halen gerginlik ve "olağanüstü hal" devam ediyor.
"Tutuklu arkadaşlarımızı bırakın"
Toplantıya katılan Hopalılar şu talepleri de dile getirdi: Tutuklanan arkadaşlarımız serbest bırakılmalı, "aranıyor" şeklinde ismi geçenlerin tutuklanmayacağına dair güvence verilmeli, sayısı binleri geçen çevik kuvvet mensupları bir an evvel geri çekilmeli, Lokumcu şahsında dava açılmalı.
TİHV ve TTB'den doktorlar, muayene ettikleri, yaşları 20-45 arasında 10 erkek üç kadında saptadıkları tıbbi rahatsızlıkları da şöyle özetledi:
"Olayın üzerinden beş gün geçmesine rağmen yapılan muayenede, kaba dayağın izleri tespit edilebiliyordu. Altı kişide yeni gelişen psikiyatrik rahatsızlık belirtileri vardı, bir kişide de olay öncesi var olan rahatsızlıklar artmıştı. Bu göstergelerden çıkan sonuca göre, başvuranların kaygı içerikli belirtileri ve uyku sorunları, Hopa'da sürmekte olan korku ve güvensizlik ortamı ile yakından ilişkilidir." (AS)