Hêvî LGBT, KaosGL, SPoD LGBT, Hebûn LGBT ve Gökkuşağının Kızılı, Demokratikleşme Paketi’ni bianet’e değerlendirdi.
“Kimse pakette umduğunu bulamadı ama LGBT’ler eleştirecek bir nokta bile bulamadı” diyen LGBT örgütleri, ayrımcılıkla mücadele bölümünde nefret suçlarına en çok mağdur kalan LGBT’lerin adının geçmemesini eleştirdiler.
"Paket herkesi kapsamalıydı"
Mehmet Umut, Hêvî LGBT, İstanbul: Paketi yetersiz bulduk ve bunu bir oyalama taktiği olarak görüyoruz.
Nefret suçlarıyla mücadele bölümünde “diline, dinine, ırkına ve cinsiyetine” ifadesi kullanılıyor ama “cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği” yok. Bu haliyle zaten ayrımcı olan yasa, ayrımcılığa devam edecek. Nefret suçlarıyla mücadele sadece islamofobiyle mücadele değildir. Tabii ki islamofobi olmasın, ama homofobi, transfobi, orospufobi, ermenifobi, alevifobi de olmasın.
Anadilde eğitim, öyle özel okullara sıkıştırılacak bir şey değil. Andımızın kaldırılması iyi bir şey ama bunu parça parça sunmak doğru değil. Kamuoyu hazır değil argümanının da bir anlamı yok çünkü herkes hazır. Biz devlet okullarında da anadilde eğitimin verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Yola çıkarken, “inançlara, tüm halklara, sadece bize değil, bizim gibi olmayanlara, herkese özgürlük” demiştik. Cinsel yöneliminden dolayı aşağılanan insanları da, seks işçilerini de, Türkiye’de yaşayan herkesi kapsayacak, bir kişiyi bile dışarıda bırakmayacak bir paket olsaydı bizi memnun ederdi.
"Nefret suçuna en çok maruz kalan LGBT'ler"
Ömer Akpınar, KaosGL, Ankara: Devletin LGBT’lere yönelik inkar politikası devam ediyor. Demokratikleşme paketi toplumun pek çok kesimine büyük vaatlerle sunulan bir paketti ama LGBT’lerin adı bile geçmedi.
Nefret suçlarına en çok maruz kalanlar LGBT bireylerken, sayılan maddeler arasında LGBT’ler yok. Gerçi adı geçen ya da geçiyor gibi gözüken kesimler de paketten umduğunu bulamadı ama LGBT’ler eleştirecek bir nokta bile bulamadı.
Pakette yeni anayasaya dair bir atılım olabilirdi. LGBT’lere yasal koruma ya da ayrımcılık yasağı geleceğine dair bir ifade insanları umutlandırırdı.
"Ermeniler, Aleviler, LGBT'ler ve kadınlar için bir şey yok"
Ümit Manay, Hebûn LGBT, Diyarbakır: Ermeniler, Aleviler, LGBT’ler ve kadın hareketi için paketten hiçbir şey çıkmadı. Büyük umutlarımız olmamakla beraber, yine de bir hayal kırıklığı yaşadık. Kürtler için sadece X,W,Q harflerinin verilmesi yeterli olmadı. Bu coğrafyanın sorunu bunlar değil, daha birçok sorun var.
Nefret suçlarıyla mücadele kısmı istediğimiz gibi değildi. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği pakete de yeni Anayasa’ya da giremedi. Bu ifadelerin orada bulunması bizim haklarımızın da tanınması anlamına gelirdi. Haklar bir bütündür, LGBT’lerin heteroseksüellerle aynı haklara sahip olmasını isterdim. Eşit yaşam ancak böyle sağlanabilir. Paket LGBT’lerin yanından bile geçmedi. Yine de umut etmekten vazgeçmiyoruz.
"Siyasiler bizi yine şaşırtmadı"
Sedef Çakmak, SPoD LGBT, İstanbul: Paketin açıklanmasıyla en çok ilgimizi çeken nefret suçları kısmıydı. Ancak pakette cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığını yasaklayan bir şey tabii ki yoktu, siyasiler bizi yine şaşırtmadı.
LGBT bireylerin öldürülme haberlerini çok sık duyduğumuz bir durumdayken, hükümetin bu cinayetleri engelleyici hiçbir adım atmaması kaygılandırıcı bir durum.
LGBT bireyler hayatın her alanında ayrımcılık yaşıyor. En azından o paketin herhangi bir yerinde LGBT bireylerin ima edilmiş olması bile çok iyi olacaktı ama her zamanki gibi görmezden geliniyoruz.
"AKP'den zaten beklentimiz yok"
Tunca Özlen, Gökkuşağı’nın Kızılı, Ankara: Pakete bakıldığında AKP’nin iktidarda olduğu 11 yıl boyunca sürdürdüğü oyalama taktiğinin en yeni halkası. Beklenti yaratıp, ilerici güçlerin de yer yer kafasını karıştırıp, sonra kendine yarayacak uygulamaları demokratikleşme adı altında yürürlüğe koyuyor.
Bizim Gökkuşağı’nın Kızılı olarak, AKP hükümetinden demokratikleşme ve yeni anayasa anlamında pozitif bir beklentimiz yok. Dolayısıyla bir şaşkınlık içine girmedik. Örneğin nefret suçlarına atıf var ama LGBT’lere yönelik bir düzenlemenin olmayacağı bariz. Ama AKP’nin 11 yıllık toplumsal cinsiyet politikalarına ve LGBT düşmanlığına bakıldığında şaşırtıcı değil.
Burada bizim üzüldüğümüz, AKP’ye karşı mücadele etmesi gerekenlerin her defasında beklentiye girmeleri ve her defasında yeni hayal kırıklıklarının yaşanması.
Bir ülkede LGBT’lerin belirli hakları kazanması için illa da o ülkede devrim olması, sınıf karakterinin değişmesi gerekmez. LGBT’lerin eşit yurttaşlık mücadelesinde kilometre taşı olarak görülebilecek maddelerden en önemlisi nefret suçlarıyla ilgili yasal düzenlemedir. Eğer hükümet AKP olmasaydı, yani homofobik karakteri bu kadar kristalize olmuş bir parti olmasaydı, nefret suçlarının LGBT’lere yönelik nefreti de kapsayacak bir şekilde ceza kanununa girmesini talep ederdik. (ÇT)