KADER (Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği ) Başkanı Çiğdem Aydın, yazar Yıldız Ramazanoğlu ve KAMER kurucusu Nebahat Akkoç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu sabah açıkladığı Demokratikleşme Paketini bianet’e değerlendirdi.
Her üçü de başörtüsü yasağının kaldırılmasını kadınlar olumlu bir adım olarak değerlendirdi. Ancak Aydın, KADER üyelerinin kamuda başörtüsü kullanımına ilişkin kaygıları dile getirirken, Ramazanoğlu ise yasağın kalkmasının yanısıra bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç olduğunu ifade etti.
Aydın ve Akkoç eşbaşkanlık sistemin bir kadın-bir erkek olarak düzenlenmesi gerektiğine, pakette kota sisteminin yer almamasına dikkat çekti.
Aydın: Dar bölge sistemi kadın sayısını düşürür
“Kadınların demokratikleşme ve eşitlikle ilgili talepleri bu pakette yok. Sadece eşbaşkanlık, eşitlik ve ayrımcılık kurumu ve kamuda çalışma yasağının kalkması var. Bu önemli bir fırsattı, keşke siyasi katılımda kota, sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaşması, istihdam için kreş vb. gibi düzenlemeler de orada yer alsaydı.
* Eşbaşkanlık çok doğru bir uygulama, tabii iki erkekten oluşmadığı sürece.
* Eşitlik ve Ayrımcılıkla Mücadele Kurumu da yıllardır istediğimiz bir kurumdu. Tabii bunun da içeriğinin, görev tanımının nasıl yapılacağı çok önemli.
* Seçim sisteminin tartışılması konusunu muğlak buldum. Pakette bir öneri yer alabilir ve sonra onu tartışabilirdik. Üç ayrı sistem sunulmasında süprizlik ya da demokrasilik bir şey göremiyorum. Ayrıca dar bölge seçim sisteminin olduğu yerlerde kadın sayısının düştüğü bir dünya gerçeği. Bunun yerine barajın kaldırılması daha doğru olacaktır.
* Siyasi parti yardımlarının genişletilmesi kadınlar açısından olumlu bir adım. Çünkü ‘küçük’ partilerde daha çok kadın var ve onların hazineden alacakları para yardımının bir bölümünün kadın çalışmalarına aktarılması mümkün.
* Kamuda başörtüsü yasağı, uzun süredir gündemimizdeydi ve kadınların çalışma hayatının önünde bir engeldi. Bu açıdan kaldırılması olumlu bir adım. Ama devletle mesafenin nasıl ayarlanacağı konusunda kaygılarımız giderilmiş değil. Devletin kılıktan, kıyafetten bağımsız herkese eşit mesafede olması gerektiği bir kesin. Ama başörtülü çalışanlarla bu mesafe gerçekten olabilecek mi? Başörtülü, sakallı bir devlet her yurttaşa tarafsız ve eşit mesafede olacak mıdır? Çeşitli kesimlerden kadınları bir araya getiren KADER’de pek çok insanın bu yönde kaygıları var.”
Ramazanoğlu: Başörtülülerin önünde hala engel var
“Bir hayal kırıklığı yaşamadım. Demokratik haklar, yetmez ama evet hissiyatıyla ilerliyor. Başbakanın kendisi de zaten bunu söyledi ve önemli olan önünün açık olması.
* Andımızın kaldırılması bir kırılma, çünkü kız ya da erkek çocukların ulus devlete armağan edilmesi son buldu. Kuşaktan kuşağa ırkçılığın ve asıl olanın devlet olması düşüncesinin aktarımı darbe aldı.
* Başörtüsü düzenlemesi tabii ki önemli. Ama yıllardır makbul insanın, kamuda yer alacak insanın tanımlanması diye bir şey var ve bu tanımlar zihinlerde devam ediyor. Yani zihinsel bir yapılanma gerekli, bu da uzun bir sürece yayılacak.
Ayrıca başörtülü kadınların önünde hala engeller bulunması, üniformalı meslekler denilerek yasağın polislik, savcılık, hakimlik gibi mesleklerde sürdürülmesi olumsuz. Öte yandan diğer kamu hizmet alanlarında yasağın kalkmış olmasına bile kadınlar inanamadı. Türkiye’nin en demokratik görünen entelektüelleri bile hizmet alabilir ama hizmet vermeye gelince olmaz diyebiliyorladı. Başörtülü kadınlar hakkında herkes söz sahibiydi ama konuştuklarında daima sözleri kesiliyor ve nefretle öteleniyorlardı.
* Nefret suçlarına dikkat çekilmesi genelde kadınlara yönelik özelde de başörtülü kadınlara yönelik yerleşik nefretin sorgulanmasına da sebep olacak. Dilimizdeki deyimler ve kelimeler ayıklanacak belki. Mesela ‘Nişantaşı'nda başörtülü kadınlar gördüm, kasten gelmişlerdi ya da öcü gibi algıladım korktum’ gibi cümleler sarfederken dönüp bakacak seçtiği kelimelere insanlar. Açıkçası hepimiz her konuda içimizde gizlenen nefret suçlusuyla yüzleşeceğiz bu vesileyle.”
Akkoç: Siyasi temsilde adalet sağlanabilecek mi?
“Her şeye toptan karşı çıkmak istemiyorum. Mesela Andımız ve başörtü yasağının kalkmış olması sevindirici. Özel okullarda da olsa anadilde eğitim yapılacak olması olumlu sayılabilir. Ama bunun bir geçiş süreci olduğunu umut ediyoruz.
“Eşitlik ve ayrımcılıkla mücadele komisyonu kurulduğunda kadınların da buradan yararlanacağını umuyorum. Eşitlikten ve nefret suçlarından bahsediyorsak bu, cinsel yönelim, etnik kimlik, dini inançlar gibi tüm çeşitlilikleri kapsamalı.
“Ama önemli olan ayrıntılar. Mesela siyasi temsilde adalet sağlanabilecek mi? Tartışmaya açılan üç seçim sistemi nedir? Bunları merak ediyorum. Türkiye’de en çok oyu alanın sözünün geçtiği bir demokrasi anlayışı var maalesef. Benim için temsilde adalet sağlanabiliyorsa her şey ayrıntı kalır. Temsilde adalet sağlanamıyorsa da paketin hükmü yoktur.
“Cinsel yönelimle ilgili bir laf kullanmadı. Ama kadın-erkek eşitliği konusunda siyasi iradenin net bir tanımı olmadı, olamıyor. Kota yok, eşbaşkanlık bir kadın bir erkek olarak düzenlenmemiş, demek ki partilerin zihniyetlerine göre şekillenecek.
“Paketten önce ensestle ilgili düzenleme yapılacağı söyleniyordu çünkü ensest TCK’da bir başlık olarak yer almıyor. Böyle bir beklenti içerisindeydik ama paketten bu çıkmadı. Kadınlarla ilgili en büyük hayal kırıklığım bu oldu.” (ÇT)