Bu yıl kadın hakları gündemi oldukça yoğundu. Kadınlar kimi zaman kadına yönelik şiddetle mücadele, yargı kararlarına tepki, yeni anayasa çalışmalarını etkilemek; kimi zamansa festivallerde, sergiler, kitaplar, toplantılar için buluştular. 2007 sona ererken kadın hakları alanında çalışan uzmanlar ve aktivistlerden geride kalan yılı değerlendirmelerini istedik. Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Parti Meclisi üyesi, aktivist İkbal Polat'ın söylediklerini aktarıyoruz.
2007 kadın hakları mücadelesi anlamında nasıl bir yıl oldu?
2007, kadınların siyasal düzeyde görünür olduğu bir yıl oldu. Özellikle 22 Temmuz seçimlerinde siyasi partilerin kadın adaylar üzerine eğilmeleri önemliydi. Maalesef bu ilgilenme biçimi kadını vitrine koyma şeklinde oldu. Kurumlarda özellikle de siyasal temsil alanında kota meselesi çok konuşuldu. Dolayısıyla kadının toplumsal ve siyasal alandaki temsil krizi ve bunun karşısındaki tek çözüm olan “kota” sorunu su yüzüne çıktı.
Bu yıl kadın hakları alanında kazanım olarak neler oldu? Nelere sevindiniz?
Bu yıl iki büyük kazanım oldu. Birincisi ÖDP olarak 2006'de yapmış olduğumuz tüzük değişikliği ile kotayı yüzde 50’ye çıkartmış olmamız. Ve bunun sonucu olarak 2007 yılındaki Genel Kongremizde kurulların yarısında kadınlar olarak yer almamız oldu. İkincisi ise Antalya Serbest Bölgede faaliyet sürdüren Novamed Fabrikasındaki kadınların insanlık dışı koşullarda çalıştırılmalarına karşı yürüttükleri grevin sonucundaki sendika kazanımıdır.
Olumsuz olaylar nelerdi? Nelere sinirlendiniz?
Konu kadınlar olunca olumsuz olay çok. Kadına yönelik şiddetten başlarsınız, sosyal haklara erişime kadar bir çok zorluğu ve yaşanan olumsuz olaylardan bahsedebilirsiniz. 2007'de, bu kadar iletişimin ve teknolojinin geliştiği bir zamanda hala namus cinayetleri işlenebiliyorsa sinirlenmemek elde değil. Buradaki en büyük öfke, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, kadınların kota talebine karşı verdiği yanıt olan 'Ruanda mı olmak istiyorsun? Git, ol o zaman' cümlesine karşı çıktı. Ruanda’da namus bahanesiyle işlenen cinayet oranını bilmiyoruz lakin ülkemizin hali belli. Dolayısıyla kadınların şu an için tek kurtuluşu kotadan geçiyor. Bazı siyasilerin kadın mücadelesi üzerine “Melazya olma” ya da “Ruanda olma” gibi tartışmalarla konuyu asıl bağlamından dışarı çıkarması gerçekten sinirlendiriyor.
2008'e neler kaldı? Önümüzdeki yıl kadınların gündeminde başlıca hangi konular olacak?
2008 yılının gündeminde Anayasa konusu ve yerel seçimlerde kadın adayların varlığı yer alacak gibi görünüyor. Kadın Belediye Başkanlarının sayısını artırabilmek en büyük hedefimiz olmalı. Ve tabii yerel yönetimlerde kadınların rollerini ve mücadelesini güçlendirmeliyiz.
Başlıca dileğiniz, talepleriniz neler olacak? Bunlar için ne yapmak gerek?
Kısa vadede en büyük dileğim, sade partimde değil yaşamın tüm alanlarında ve kurumlarında yüzde 50 kadın kotasını görebilmek. Bunun için ise mücadeleye devam…(İP/EÜ)