26 yaşındaki Ethem Sarısülük, Ankara'da Gezi Direnişi sırasında polisin ateş açması sonucu başından yaralanarak hayatını kaybedenlerden biriydi.
Sarısülük'ün hayatını kaybetmesinden sorumlu polis Ahmet Şahbaz kasıtlı öldürmeden yargılanmasına rağmen 15 bin 200 lira para cezası aldı ve hapse girmedi.
Ailenin avukatı Kazım Bayraktar mahkeme sürecinde siyasi iktidarın devreye girdiğini söylerken "O dönem Recep Tayyip Erdoğan bu hâkimleri paralel yargı ile suçlamış, 'Polisimize ceza veriyorlar' demişti" diye anlatıyor.
Avukat Bayraktar bugünkü Gezi hassasiyetinin ve Gezi Davası kararlarının Ethem Sarısülük davasındaki polisin kollanmasında kendini gösterdiği görüşünde.
25 Nisan'daki Gezi Davasında İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi Osman Kavala'ya hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüsten ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi'ye ise bu suça yardımdan 18 yıl hapis cezası verdi. | |
"Buna hukukta korsan duruşma deriz"
Bayraktar, Sarısülük davasında çok sayıda hukuki ihlalin yanı sıra insan hakkı ihlali de yapıldığını söylüyor:
"İnsan hakları sözleşmesine aykırı bir sürü şey yaşandı. Verilen ilk mahkûmiyet kararı 7 yıl 9 ay 10 gün hapis cezasıydı. Bu karar Yargıtay tarafından eksik soruşturma gerekçesiyle bozuldu. Yeniden duruşma günü belirlendikten sonra polisin avukatları güvenlik gerekçesiyle davanın naklini istedi. Oysa o zamana kadar hiçbir güvenlik sorunu söz konusu değildi.
"Nakil kararı üzerine Yargıtay dosyayı Aksaray'a gönderecekti. Fakat mahkûmiyet kararını veren heyet, adli tatil olmasına rağmen bize bilgi vermeden, belirlenen gün dışında yapılan bir duruşma ile tutuklu polisin tahliyesine karar verdi.
"Biz buna hukukta 'gayri meşru duruşma' ya da 'korsan duruşma' deriz. Heyetin buna yetkisi yoktu çünkü dava Aksaray'a nakledilmişti. Bir yanıyla polisin gayri meşru yoldan cezaevinden çıkması sağlandı."
"Davayı AİHM'e götürmeye hazırlanıyoruz"
Bayraktar davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götüreceklerini söyleyerek şöyle devam ediyor:
"Görüntüler çok açık olduğu için kasten öldürmekten ceza verip olabildiğince hafifletici nedenler kullandılar. Fakat bu ceza da Erdoğan tarafından fazla bulundu ve heyeti paralel yargı olmakla suçladı. Hâkimlerle ilgili 'Polisimize ceza veriyorlar' demişti.
"Daha sonra dava Aksaray 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. İlk önce 10 bin 100 lira para cezası verildi. Biz kararı üst mahkemeye taşıdıktan sonra Yargıtay para cezasını 15 bin 200'e çıkardı.
"Anayasa Mahkemesine başvurdum. Mahkeme oy çokluğuyla ihlal olmadığına karar verdi. Ben de şu anda davayı AİHM'e götürmek üzere hazırlık yapıyorum."
Sanık polise peruk ve takma bıyık
Dava sürecinin aile için yıpratıcı olduğunu belirten Bayraktar şunları söyledi:
"Manevi açıdan yıpratıcı çok şey yaşandı. İlk duruşmada salona dinleyicilerin sayısını azaltmak için sivil polisler yerleştirildi. Çevik kuvvet ekibi sivil giydirildi ve salonun yarısından çoğu bu şekilde dolduruldu.
"Sanık polis peruk, bıyık ve gözlük ile yüzü tanınmayacak şekilde duruşmaya getirildi. Bu ayrı bir gerginlik yarattı. Çünkü Türkiye'de çok sayıda polis ve asker yargılandı ama bu zamana kadar böyle bir şeye tanık olmamıştık. O gün bir arbede yaşandı ve polisin peruğu düştü. Böylelikle mahkeme duruşmayı erteledi.
"O gün mahkemeye Ethem'in vurulduğu sırada yanında olan 2 tanık çağırılmıştı. O tanıklar duruşma salonunun dışında bekliyordu. Sivil polisler duruşmadan çıkarıldıklarında tanıklara saldırdı ve tanıkları yaraladılar.
"Dışarıda protesto eden insanlara da polis biber gazı sıktı. Usul dışı çok şey yapıldı bu da aileler üzerinde üzüntü ve gerginlik yarattı."
"Öldürülen çocuklarına karşılık katile para cezası"
"Ethem öldürüldüğünde, ilk soruşturma aşamasında Erdoğan 'polisi yedirtmeyiz' diye açıklama yapmıştı. Yargılama sürecinde mahkemeye çok büyük baskılar yapıldı.
"Verilen hapis cezası zaten düşüktü. Para cezasına çevrilmesi aile açısından daha da büyük bir üzüntü yarattı. Çocukları öldürüldü, öldüren katile ise sadece para cezası verildi.
"Polisin avukatları da hapis cezasını veren mahkeme heyetinin başkanının Sincan'a tayin edildiğini ve davanın savcısının FETÖ'den yargılandığını söyledi. Bu, hâkimlere 'sizin de başınıza aynı şey gelebilir' diyen bir tehditti aslında."
"Polisin elinin rahat olması için uğraşılıyor"
"Anayasa Mahkemesi'nde de aynı şey devam etti çünkü polisin yargılandığı bu dava iktidarın bitmeyen Gezi korkusu nedeniyle onlar için çok önem taşıyordu. Anayasa Mahkemesi'nde de siyasi iktidar devreye girdi ve oy çokluğuyla polis aleyhine karar çıkmamasını sağladı.
"Polisin bu tarz halk gösterilerinde elinin rahat olması, baskı uygulayabilmesi önümüzdeki süreç açısından önem taşıyan bir konu. Bugünkü Gezi hassasiyeti Ethem Sarısülük davasındaki polisin kollanmasında kendini gösterdi."
(MD/AÖ)
- Sami Elvan: Tutuklananlar kendi ailemiz gibiler
- Gürkan Korkmaz: Katillerin cezasız kalması adalet duygumuzu öldürdü
- Adnan Cömert: "Hakkınızı aramayın, öldürüldüğünüzde kalın" diyorlar
- Mehmet Yıldırım: Medeni'ye olan borcumuz mücadele etmek
- Nuray Gedik: 9 yıl sonra ikinci bir darbe yedik
- Emsal Atakan: Oğlumu öldürenlere dokuz yıldır bir soruşturma bile açılmadı
- Ali Ayvalıtaş: Gezi kararı çıktığında kapımızda polis bekliyordu
- "Gezi hassasiyeti Sarısülük davasında polisin kollanmasında kendini gösterdi"
- Gezi Aileleri Direniyor: 9 yıldır devam eden mücadele