Yeni Ceza Yasası'nın 102. maddesi, "Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde, on yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur" diyor.
Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi geçen yıl 25 Aralık'ta verdiği kararda, sanık Demirkol'a, yargılandığı suç kapsamında önce 7 yıl hapis cezası, ardından da duruşmalardaki saygılı tutumu dolayısıyla 1/6 oranında takdir indirim uygulayarak 5 yıl 10 ay hapis cezası vermişti.
Yargıtay kararında ruhsal bozulmaya olayın basın ve yayın yoluyla duyurulmasının etki edip etmediğinin de araştırılması gerektiğini yazdı. Demirkol'a, Özçelik'in görüntülerini kaydedip İnternet üzerinden dağıtmakla ilgili davada da Kadıköy 1. Asliye Ceza Mahkemesi üç yıl hapis cezası vermişti.
Arın: Avukatlar bu tür kararları tecavüz davalarında gündeme getirmeli
bianet'in görüştüğü Avukat Canan Arın, Yargıtay 5. Dairesi'nin kararını, tecavüzün cezasız kalmaması anlamında olumlu bulduğunu söyledi. "Yargıtay oybirliğiyle verdiği kararda tecavüzün kalıcı hasar bırakıp bırakmadığının incelenmesini istiyor. Her türlü tecavüz ve bunun yayılmasının kalıcı hasarı zaten bırakmış olduğu düşünülebilir."
Arın bu tür kararların uygulamada değişikliklere yol açması gerektiği kanısında. Ancak özellikle tecavüz davalarında kadın haklarını yeniden ihlal eden kararlar çıkabildiğini anımsatan Arın, "Her yargıcın Yargıtay kararlarından haberi olmayabiliyor. Ancak avukatlar bunu gündeme getirebiliyor. Bu yüzden tecavüz davalarında avukatlar bu tür kararları sürekli gündeme getirmeliler" diye konuştu.
"Yargının kadın hakları eğitimine ihtiyacı var"
"Tecavüz çok ağır bir suç, insan onuruna en ağır darbelerden biri" diyen Arın, tecavüz davalarındaki ceza indirimlerini, "kadının rızası"ndan söz edilebilmesini anımsattıktan sonra, "Yargıçların kadın haklarıyla ilgili ciddi bir biçimde eğitilmeleri gerektiğini düşünüyorum" dedi. (TK/EZÖ)