* Fotoğraf: Evrim Kepenek / bianet
Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'u kaçıran aracın plakasının 26 yıldır açıklanmamasına dair önerge verdi.
Fehmi Tosun, 19 Ekim 1995’te, saat 19.00 sıralarında Avcılar’daki evlerinin önünden eşi ve çocuklarının gözleri önünde 34 UD 597 plakalı beyaz bir araca zorla bindirilerek kaçırıldı. Kendisinden bir daha haber alınamadı.
Tosun’un zorla kaybedilmesine dair Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Savcılık, 2015/25023 karar numarası ile “zamanaşımı” gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına [takipsizlik] kararı verdi.
Ailesinin ve avukatlarının tüm çabalarına rağmen dosya kapatıldı.
Fehmi Tosun’u kaçıran aracın plakasının hangi isme kayıtlı olduğu ise “özel hayatın gizliliği” gerekçesiyle halen saklanıyor.
Tosun’un avukatları tarafından 9 Eylül 2015 tarihli başvurularında, 34 UD 597 plakalı aracın o dönem kimin adına kayıtlı olduğu bilgisinin İçişleri Bakanlığı’na sorulmasına rağmen, 4982 sayılı yasanın 21. maddesindeki “özel hayatın gizliliği” gerekçe gösterilerek bilgi edinme talebinin reddedildiğini belirtmişti.
TIKLAYIN - Hanım Tosun: Vicdanım Rahat
“Çok önemli bir delil araştırılmadı”
HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, bugün verdiği önergede, son derece önemli bir delil olan plakanın savcılık tarafından araştırılmadığını dile getirdi.
Ersoy, Fehmi Tosun’un kaçırılması, kaybedilmesi ve yaşam hakkının ihlal edildiği düşünüldüğünde, başka birinin özel hayatın gizliliğinin ileri sürülmesinin ve araştırma yapılmasını reddetmenin hukuk dışı olduğunu söyledi.
Tosun’un akıbetinin ortaya çıkarılması için plakanın olay tarihinde kimin üzerine kayıtlı olduğu bilgisinin dava süreci için önem taşıdığının altını çizdi.
Oya Ersoy, önergesinde, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’dan şu soruları yanıtlamasını istedi:
- 34 UD 597 plakalı araç 19 Ekim 1995 tarihinde kimin adına kayıtlıdır?
- Aracın kimin adına kayıtlı olduğu bilgisi Fehmi Tosun’un ailesi ve avukatlarına niçin verilmiyor?
- Aracın kimin adına kayıtlı olduğuna ve olayla ilgisine dair de bir araştırma yapıldı mı?
- Olayın ortaya çıkarılması açısından son derece önemli olan söz konusu plakanın, olay tarihinde kimin üzerine kayıtlı olduğunun yaşamsal önemine rağmen bilgi edinme yasası çerçevesinde avukatlara bilgi verilmemesinin dava sürecini sekteye uğratacağını düşünüyor musunuz?
Ne olmuştu? |
35 yaşındaki Fehmi Tosun, ailesiyle Diyarbakır, Lice'nin Licok Köyünde yaşıyordu. Koruculuk yapmaya zorlama, operasyonlar, gözaltılar, toplu işkenceler ve köylüleri göçe zorlama gibi pratiklerin devreye sokulduğu Lice ve köylerinde ağır bir baskı ortamı vardı. Fehmi Tosun da bu baskı ortamında tehdit edildi, gözaltına alındı, işkence gördü ve üç yılı aşkın bir süre hapiste kaldı. Hapisten çıkınca tehditlerin devam etmesi üzerine ailesiyle birlikte İstanbul'a taşındı. 19 Ekim 1995 sabahı kahvaltı sonrası Avcılar'daki evinden arkadaşı Hüseyin Aydemir ile birlikte çıktı. Akşam saatlerinde silahlı, telsizli, sivil giyimli üç kişi tarafından 34 UD 597 plakalı beyaz Renault araçla evinin önüne getirildi. Bu kişilerle evin bahçesine doğru ilerlerken kendisini gören eşi ve çocuklarına “Beni öldürecekler!” diye bağırdı. Onlar Fehmi'nin yanına koşunca zorla araca bindirilerek götürüldü. Olaya mahalleliler de tanık oldu. Hemen Avcılar Karakolu'na giden eşi Hanım Tosun, olanları anlattı. Eşini kaçıran aracın plakasını verdi ve duruma müdahale edilmesini istedi. Plakayı kontrol eden ve telefonla görüşmeler yapan polisler “Bizim yapacağımız bir şey yok” dedi. Hanım Tosun ve İnsan Hakları Derneği yasal yollara başvurdu, olayı hükümetin ilgili birimlerine ve kamuoyunun gündemine taşıdı. Ancak Fehmi Tosun'un gözaltına alındığı kabul edilmedi ve kendisinden bir daha haber alınamadı. İç hukuktan sonuç alınamayınca dava AİHM'ne taşındı. 2003 yılında sonuçlanan davada hükümet AİHM'ne verdiği savunmada “Hükümetimiz Fehmi Tosun'un kaybolması olayının meydana gelmesinden dolayı üzgündür. Bir kimsenin kaybolması olayı hakkındaki soruşturmanın eksik yapılmasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesinin ihlalini oluşturduğu kabul edilmektedir” dedi ve yaşam hakkı ihlallerinde gerekli tüm önlemleri alıp, etkili soruşturmaların yürütülmesini zorunlu kılan talimatları vermeyi taahhüt etti. Ancak bugüne kadar Fehmi Tosun dosyasında etkin bir soruşturma yapılmadı. Onu kaçıran otomobilin mevcut plakasının araştırılması talebi bile "özel hayatın gizliliği" gerekçesi ile karşılanmadı. Zamanaşımından takipsizlik kararı verilen dosyalar kapatıldı. Takipsizlik kararlarına yapılan itirazlar reddedildi. BM'nin Fehmi Tosun'un kaybedilmesi ile ilgili sorduğu soruya da Bakanlık, onun yurtdışına çıktığı cevabını verdi. Üstelik yurtdışına çıkış zamanı olarak da Fehmi Tosun'un hapishanede bulunduğu bir tarihi verdi. Hanım Tosun ve beş çocuğu halen Fehmi Tosun’u arıyor. |
(AS)