Cumartesi Anneleri/İnsanları Galatasaray Meydanı'ndaki 655. buluşmalarında 1995'te kaybedilen Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir'i hatırlattı, kaybedilmelerindeki sorumluların yargılanmalarını istedi.
Buluşmada Hüseyin Aydemir'in 22 yaşındaki küçük kızı Dilan Aydemir'in mektubu okundu. Aydemir'in mektubu şöyle:
“İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltına Kayıplara Karşı Komisyon'un bu haftaki açıklaması okundu.
Değerli Cumartesi Anneleri ve Cumartesi İnsanları Merhaba Ben 22 yıl önce gözaltında kaybedilen Hüseyin Aydemir’in küçük kızı Dilan Aydemir. Sözlerime nasıl başlasam içimdekileri nasıl anlatsam bilmiyorum. Babam Hüseyin Aydemir 22 yıl önce gözaltına alınarak kaybedildiğinde ben 3 yaşında bir çocuktum. Babamı hayal meyal hatırlıyorum. Aslında babamı resimlerinden ve anlatılanlardan tanıyorum. Ama en çokta bize babam için verilen değerden tanıyorum. Babamızın nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu, onurlu duruşunu biliyor ve öyle onurlu bir babanın çocukları olmaktan gurur duyuyoruz. Ben babasız olmanın eksikliğini ilk kez ilkokula başlarken öğretmenin bana sorduğu soru karşısında anladım. Çocukluğumun verdiği utangaçlıkla “babam yok” dedim ama öldü diyemedim. Çünkü kimse bize baban öldü demedi. Ölenlerin gidilecek mezarı vardır ama benim babam kayıptı. Ben bile bilmezken nasıl anlatsaydım babamın kayıp olduğunu. İnsanın babası kaybolur mu? Kayıp demek ölümle yaşam arasında olmak demek. Ne ölmüş, ne de yaşıyor demek. Onun her an kapımızı çalıp “ben geldim” diyeceği umudunu hep canlı tutarken, onun mezarını bulmak için mücadele etmek demek. Bir sarkaç gibi ölümle yaşam arasında gidip gelmek demek. Hiç bitmeyen bir umut, hiç bitmeyen bir yas demek. Bütün kayıp yakınları gibi tek dileğimiz adaletin bizden yana olması. Bunu hep isteyeceğiz. Nefes aldıkça adaletin peşinde olacağız. Bizim yaşadıklarımızı hiç kimse yaşamasın diye hakkımızı arayacağız. Kayıplarımızın akıbetinin açıklanmasını ve faillerin cezalandırılmasını isteyen Cumartesi Anneleri 655. haftasında babam ve yakin arkadaşı Fehmi Tosun icin Galatasaray’da ve Diyarbakır’da bir araya gelecekler. Biz babamızla birlikte yakın arkadaşı Fehmi Amca’nın fotoğrafını taşıyacağız Diyarbakır’da . Fehmi Amca’nın çocukları babamızın fotoğrafını taşıyacaklar İstanbul’da… Babalarımıza “sizi asla unutmadık, hep içimizde yaşattık.” Diyeceğiz birlikte. Babalarımız 22 yıl sonra bizim hakikat ve adalet arayışımızda ve ellerimizde kaldırdığımız fotoğraflarda bir araya gelecekler. Fehmi Amca’nın çocukları ve biz babalarımız gibi iki kardeş gibi yola devam edeceğiz.” |
"Gözaltında kaybetme suçu unutulmasın diye Galatasaray'dayız"
“İktidarların yok saydığı ve unutturmaya çalıştığı devletin en vahşi uygulamalarından biri olan gözaltında kaybetme suçu unutulmasın, toplumsal belleğimizde yer alsın diye Galatasaray’dayız.
"Hakikatin bilgi akışını keserek toplumu bellek kaybına uğratan iktidarlara karşı, bilgi akışı oluşturarak hakikate sahip çıkmak için Galatasaray’dayız” denen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Devletin toplumsal hafıza üzerindeki manipülasyonlarını kırabilmek için yaşananların hatırlanması ve öğrenilmesine ihtiyaç vardır. Çünkü iktidarların unutturmaya çalıştıklarını hatırlamak, geçmişle yüzleşmenin, demokratikleşmenin, hukuka ve insan haklarına yönelmenin önemli bir parçasıdır. Biz bunun için hatırlamakta ve hatırlatmakta ısrar ediyoruz.
“Bugün AKP Hükümetin uluslararası yargı karşısında gözaltında kaybedildiğini kabul ettiği Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir dosyasını kamuoyuyla yeniden paylaşmak için buluştuk.
“Bugün saat 12.00’de eş zamanlı olarak Tosun Ailesi’nin 3. Kuşaktır sürdürdüğü arayış mücadelesine Galatasaray’dan, Aydemir Ailesi’nin 22 yıllık arayışına Diyarbakır’dan tanıklık edeceğiz.
“Toplumsal hafızamızda yer etsin diye bir kez daha söylüyoruz: Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir’in kaybedilmesinden dönemin:
"İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Reşat Altay, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Kadir Akbıyık, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Başbakan Tansu Çiller, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel sorumludur.
"Fehmi Tosun’un gözaltında kaybedildiğini uluslararası mahkeme önünde kabul eden ama bugüne kadar hiçbir taahhüdünü yerine getirmeyen, bu insanlığa karşı suçu toplumsal hafızanın unutuşuna terk eden AKP hükümetleri sorumludur.
"Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir’i unutmayacağız! Onları kaybedenleri unutmayacağız! Hakikati yaşatmak için, mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.”
Hüseyin Aydemir ve Fehmi Tosun nasıl kaybedildi?35 yaşındaki 5 çocuk babası Fehmi Tosun ve 34 yaşındaki 6 çocuk babası Hüseyin Aydemir Liceliydiler. Yaşadıkları ağır baskılar nedeniyle Lice’yi terk ederek aileleriyle birlikte İstanbul’a taşınmak zorunda kaldılar. 19 Ekim 1995 sabahı Fehmi Tosun ve arkadaşı Hüseyin Aydemir, birlikte kahvaltı ettikten sonra Tosun ailesinin Avcılar’daki evinden çıktılar. Fehmi Tosun akşam saatlerinde silahlı, telsizli sivil polisler tarafından 34 UD 597 plakalı Beyaz Toros araçla evinin önüne getirildi. Kendisini gören eşi ve çocuklarına “Gözaltına alındım, beni öldürecekler!” diye bağırdı. Onlar Fehmi'nin yanına koşunca zorla araca bindirilerek evinin önünden götürüldü. Olaya çevredeki komşular da tanık oldu. Hemen Avcılar Karakolu’na giden Hanım Tosun olanları anlattı aracın plakasını verdi ve duruma müdahale edilmesini istedi. Plakayı kontrol eden ve telefonla görüşmeler yapan görevliler “ Bizim yapacağımız bir şey yok” dedi. Tosun ve Aydemir aileleri tüm yasal yollara başvurdu ama Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir’in gözaltına alındığı devletin bütün kademelerince inkâr edildi. İç hukuktan sonuç alınamayınca dava Hanım Tosun tarafından AİHM’e taşındı. 2003 yılında sonuçlanan davada hükümet AİHM’e verdiği savunmada “Hükümetimiz Fehmi Tosun'un kaybolması olayının meydana gelmesinden dolayı üzgündür. Bir kimsenin kaybolması olayı hakkındaki soruşturmanın eksik yapılmasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesinin ihlalini oluşturduğu kabul edilmektedir.” dedi ve yaşam hakkı ihlallerinde gerekli tüm önlemleri alıp, etkili soruşturmaların yürütülmesini zorunlu kılan talimatları vermeyi taahhüt etti. Ama bu güne kadar Tosun ve Aydemir dosyalarında etkin bir soruşturma yapılmadı. Zamanaşımından takipsizlik kararı verilen Fehmi Tosun dosyası Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. |
(EA)
* Fotoğraf: Metin Yoksu, Twitter