Yıllardır jinekoloğa gitmemiştim. Aslında en azından smir yaptırmak için düzenli olarak muayene olmam gerektiğini biliyordum. Jinekolog masasından kaçmak bir yana, "30 küsur yaşına gelmişsiniz. Evlisiniz. Artık çocuk yapın." diyecek bir jinekoloğa çatmaktan korkuyordum.
Doktor-hasta arasındaki hiyerarşik ilişkiden sıyrılıp tıbbi gerekçelerle de olsa hayatıma karışacak bir doktora haddini bildirebilecek miydim? Ya doktor beni yıllardır düzenli kontrole gitmediğim için ayıplarsa, bir de eğitimli hasta olacaksınız diye azarlarsa ne diyecektim? Bir yerde "feminist jinekologlar rehberi" olsa ne iyi olurdu. Mümkünse bir de "feminist avukatlar" ve "feminist psikologlar" rehberi. Şimdilik başka bir kıstasa göre seçim yapmam gerekiyordu...
Son yıllarda çocuk sahibi olmuş düzinelerce tanıdığım arasında normal doğum yapmış olan biricik kadını aradım. Jinekoloğu yedi saat süren doğumunda hazır bulunmuş, artık az bulunan, normal doğumcu ekolünden bir doktordu. Kadındı. Kadın olmasını en azından "kadın dayanışması" adına tercih ediyordum. Ne de olsa kadın doktorlar da, kadın mühendisler gibi ayrımcılığa maruz kalıyorlar, erkeklere ait olduğuna düşünülen bir alanda var olmaya çalışıyorlardı. Jinekologlar için bile bu böyleydi.
Doktorumun kadın olduğunu duyan bir akrabam bana erkek jinekoloğa gitmemi salık vermişti. Güya elleri daha hassasmış! Kim çıkarmıştı bu şehir efsanesini? Üç kuruşa yapılan hassaslık gerektiren işlere yetiyordu kadınların hassasiyeti de, jinekoloji gibi iyi para kazandıran işlerde mi yaya kalıyordu? İnadına kadın doktora ameliyat olacaktım. Zira bende miyom olduğu ortaya çıkmıştı. Hem de portakal büyüklüğünde! Doktor "laparoskopik miyemektomi" yani kapalı ameliyat yapacağını söyledi.
İnternet'ten ameliyat videolarını izleyebileyim diye bu zor söylenen tamlamayı bir kağıda yazıp verdi. Youtube'a erişim hala engelli olduğundan ameliyat videolarını izleyemedim. Hem biraz araştırınca bunun en iyi çözüm olup olmadığı konusunda kafamda soru işaretleri oluştu. İki doktora daha gittim. Bu seferkiler erkekti ve akademik unvanları vardı. Bana önerilen ama haftalar sonrasına randevu verebildikleri için gitmediğim diğer iki jinekolog da erkekti ve onlar da akademik unvanlıydı. (Ne tesadüf ya da tesadüf mü?) Sonunda akademik unvanlı ve erkek doktorların her ikisinin de önerdiği açık ameliyatta, dolayısıyla erkek doktorlardan birinde karar kıldım.
Kendimi kadın doktoruma ihanet etmiş gibi hissediyordum. Aslında bu üç doktor arasında en cesuru oydu, kendisi için en zor olacak ama beni en çabuk ayağa kaldıracak ameliyatı önermişti. Ama ben de erkek doktorlarım gibi tutucu ve sağlamcı yöntemi seçtim.
Ameliyat tarihi saptanınca işyerinden bir kadın bana jinekoloğumun cinsiyetini sordu. Erkek olduğunu duyunca "olsun onlar daha iyi oluyorlar" gibi bir yorum yaptı. Geçen yıl beş farklı göz doktoruna gitmiştim. Kimse bana cinsiyetlerini sormamıştı. Hepsi de erkekti. (Ne tesadüf ya da tesadüf mü?) Neden jinekoloğumun cinsiyetini soruyordu insanlar? Ne kadar utanmaz olduğumun ölçüsü müydü bu? Yoksa mutaassıplık/modernlik derecemi mi gösteriyordu? Peki ya erkek jinekologların daha iyi/daha ilgili/daha soğukkanlı olduğu iddiaları da neyin nesiydi? O kadar kadın jinekolog varken erkek olana gitmenin ille de bir açıklaması mı olması gerekiyordu? O açıklama neden kadın jinekologların doktorluk becerilerini küçümseyen bir noktadan oluyordu hep?
"Bayan kadın-doğumcumuz XX göreve başlamıştır. Hanımlarımıza duyurulur." (1) başlıklı bez afişler asan özel hastane hakkında ne düşünmeliydik? Onlar erkek doktorların üstünlüklerine ilişkin söylentilerden bihaberdiler herhalde. Kadınların (ve de babalarının / kocalarının) böyle bir talebi vardı, onlar da daha çok müşteri - pardon hasta - çekmek için kadın jinekolog arz ediyorlar, bunun da reklamını yapıyorlardı. Ya da şuncuların buncuların hastanesiydi, o yüzden hastalar ne isterse istesin onlar kadınlara kadın doktorların, en azından jinekologların bakması gerektiğine inanıyorlardı. Belki de yalnızca hasta hakları konusunda hassastılar, hastaların hekimlerini özgürce seçme hakkını savunuyorlardı?!
Sahi, hastanın hekimini özgürce seçme hakkı en temel hasta haklarından biriydi, değil mi? Ama bu hakkı kullanırken cinsiyete göre seçim yapan kadınlar nasıl da ayıplanıyordu! Hele de hamilelerse!! Oysa kadın üroloğa muayene olmayı reddeden erkeklerle ilgili hiç haber okumamıştık. Zaten Türkiye'de kadın ürolog varlığı efsane şeklindeydi. Acaba on tane çıkar mıydı?
Üstelik jinekolojinin konusu adı üstünde(2) kadın hastalıkları iken, ürolojinin ilgi alanı yalnızca erkeklerin üreme organları değildi! Üroloji, hem kadınların, hem erkeklerin üriner (idrar yolları) sistemlerinin hastalıklarına da bakıyordu. Bunlardan sistit ve idrar torbası sarkması kadınların gayet de yaygın görülen başağrılarıydı. Ama işte erkekler kadın ürolog istemediklerinden kadınlar erkek ürologlara mecburdu. Seçenek yoktu! Oysa biz ne diyorduk? "Benim bedenim, benim seçimim". O yüzden artık kadın ürolog da isterim! (ÖB/TK)
(1) Tamlamanın güzelliğine bakar mısınız!
(2) Jinokoloji: (Yinekologia) (Yini): Dişi veya (Yineka): Kadın – (Logos): Bilim, bilgi >> Kadın hastalıkları bilimi.
* Gıda mühendisi Özdeş Bodur'un yazısı kadinmuhendisler.org'un şubat bülteninde yayımlandı.