Uzun yıllar tanınmadığı için tedavisi yapılamayan "vajinismus" sorununu 1985'te Türkiye'de ortaya çıkaran ve klinik çalışmaları başlatan Kayır "Farklı Yüzleriyle Cinsellik" Kongresi'nde, uzun yıllar cinsel hayatını cinsel birleşme olamadan sürdüren kadınlarla ve eşleriyle yaptıkları terapilerle sorunun çözülebileceğini söyledi.
Vajina kaslarının aşırı kasılması ya da kadınlarda cinsel birleşmeden kaçınmak olarak tanımlanabilecek vajinismus konusunda psikiyatrist Emre Kapkın ve Dr. Özay Özdemir de vajinismusun kadınların sorunu olmadığı ve çiftlerin uyumunun cinsellik bağlamına oturtulmasıyla ilişkili olduğunu söyledi.
Kadınların cinsel birleşme tanımları
Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği'nin (CETAD) Cinsellik ve Cinsel Tedaviler 5. Ulusal Kongresi kongresinde "O An'a Kadar Her Şey Çok İyi" başlıklı bir sunum yapan Kayır, vajinismus sorunu yaşayan kadınların cinsel birleşme anını nasıl tanımladığını aktardı: Canımın acıdığı an, namusumun elden gittiği an, zarar göreceğim an, en güzelin yaşanacağı an...
Kayır, kadınların çok küçük yaşlardan itibaren cinselliklerini saklamaları, cinsel organlarını tanımalarının engellenmesi, cinsellik konusundaki sınırlamalara maruz kalmaları nedeniyle "vajinusmus" yoluyla kendilerini savunma tepkisi geliştirdiğini söyledi.
Kayır, 1986'da Nokta dergisinde çıkan bir haber sonrası, vajinusmus nedeniyle kendilerine başvuran kadınların sayısının arttığına dikkat çekerek, Türkiye'de çok sık görülen vajinismusun tedavisinde konunun gündeme getirilmesinin önemini vurguladı.
Vajinismusa yeni tanım
Kayır, Özdemir ve Kapkın kongreye katılan halk sağlığı uzmanları, hemşire, pratisyen hekim, jinekolog ve ürologlarla vajinismus konusundaki eş ve grup terapileri konusunda da bilgi verdi.
Dr. Özdemir, vajinismus'a ait ilk bilimsel kayıtların 11. yüzyıla kadar gittiğini, 1861'de Sims adlı bir doktorun vajinismusu ortaya çıkardığını söyledi.
Özdemir, 1962'de Friedman adlı bir doktorun vajinismus sorunu yaşayan kadınları üç tipe ayırdığını, bu sınıflamaya girecek kadınlara günümüzde de rastlandığını söyledi. Friedman'ın sınıflaması şöyle:
* Uyuyan güzeller: Kocalarıyla ilişkileri baba-kız ilişkisi gibi olan çocuksu kadınlar.
* Mücadeleciler: Cinsel ilişkiyi cinsiyetler arasında bir mücadele olarak hisseden ve yaşayan kadınlar. Genellikle kadınlığı zayıflık ve pasiflikle eş değerde tutarlar.
* Kraliçe arılar: Cinselliği kirli ve aşağılayıcı olarak gören ve sadece üremek için cinselliği yaşayan kadınlar.
Oturumda, vajinismusun bir kadın sorunu olarak algılanmaması, çiftlerin cinsellik bağlamında da uyumuyla ilgili olduğu için yeni bir tanımın üretilmesi de gündeme getirildi. (ÖG/YS)