Aynı saatlerde atv'nin iki muhabiri Ozan Pezek ve Burak Ersemiz'in de başına aynı şey geliyordu. Üçünün ortak özelliği, sendikal etkinliklerde bulunmaları.
Erdinç: Hedefimiz bağımsız gazetecilik, yönetimde söz hakkı
bianet'in görüştüğü Erdinç, 15 Nisan'dan bu yana Sabah gazetesinde sendikalaşma oranının yükseldiğini anlattı. "Hedefimiz sadece özlük hakları, maaşlarımızın yükselmesi değil" diyor; "Bağımsız gazetecilik yapmak, işleyişte söz hakkına sahip olmak, sendikal örgütlenmeyle mümkün."
Ama sendika üyesi olan gazetecilerin sayısının artmasıyla, bütün grupta sendikal özgürlüğün engellenmesine yönelik baskılar artıyor.
Erdinç gruptaki sendikalaşmaya karşı baskının medyanın oligopolistik sermaye yapısının tepkisi olduğunu da düşünüyor. Benzer bir saptamayı, TGS de yapmıştı.
Gruptaki yöneticilerin sendikalaşan gazetecilere vazgeçmelerini, grupta sendikanın varoluşunun TMSF'nin elindeki şirketlerin satışını zorlaştıracağını söyleyerek ikna etmeye çalıştığı da konuşuluyor.
"Elebaşlarını atacağız" tehdidi
Merkez ve Medya Grubu çalışanları, bianet'e, son bir haftadır sendikalaşmaya karşı baskıların arttığından söz ediyor. "Elebaşlarını atacağız" tehdidi, en sık duyulanlardan.
Bir başka tehdit de, işverenin elinde sendika üyelerinin listesinin bulunduğunu söyleyerek gözdağı vermesi. Ama Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), bunun mümkün olmadığını söylüyor. Çünkü, bir işyerinde çoğunluk olan yüzde 50'yi aşmadan, sendika üyelerini gizli tutuyor.
Türlü baskı ve tehdit
Gazeteciler, tehdit ve baskıların hem insan kaynakları biriminden hem de orta düzey yöneticilerden geldiğini aktardı.
Bu baskıların arasında, servislerde, yemekhanede, gazetecileri sendikadan ayrıldığını belirtir bir metni imzalamaya zorlamaktan işten ata tehditlerine, tek tek odalara çağrılmaya, sendikanın asla toplu iş sözleşmesi hakkı elde edemeyeceğini söyleyerek ikna konuşmaları yapmaya, sendikalılarla sendikasızları farklı işyerleri altında gösterip sendikalı gazetecilerin haklarını budamaya kadar türlü yöntem var.
Sendikalaşma sürecinin öncesinde konuşulan kimi özlük haklarının iyileştirilmesiyle ilgili adımlar çoktan durdurulmuş. Söz verilen özel sağlık sigortası, yemek fişleri ve ikramiye gibi olanaklardan, hele basın iş yasası kapsamında çalıştırmaktan söz eden kalmamış.
TGS avukatı Güven Ergin, bunların hepsinin sendikal özgürlüğü engelleme suçu olduğunu, hapis cezası bulunduğunu anımsatıyor.
Yaygın bahane: Performans düşüklüğü
"Performans düşüklüğü" medya işverenlerinin özlük haklarını ya da sendikal haklarını talep eden birçok gazeteciyi işten çıkarmakta kullandığı bir bahane. Zira, işverenin sendikayı gerekçe gösterip çalışanı işten çıkarması zaten İş Kanunu'yla yasaklanmış durumda.
Ancak olumlu örnekler de var. Örneğin gazeteci Ahmet Şık, 19 ay sonra da olsa, bu bahaneyle işte çıkarılmasına karşı açtığı davayı Aralık 2006'da kazanmıştı. (TK)