“Elektronik kelepçe hayatınıza girince ikinci bir telefon gibi sürekli çekiyor mu, şarjı ne durumda diye kontrol etmek zorundasınız.
“Kelepçede bir GPS sisteminin olduğu başka bir alet daha var, onu asla düşürmemeniz ve onsuz dolaşmamanız gerekiyor.
“Ayak bileğinize takılı büyük bir saat gibi bileği saran ayakkabı giyemiyorsunuz, ayakkabı içinde acı veriyor ya da uyurken hareket ettiğinizde bilekte sıkışıyor yaralayabiliyor…”
Elif Bulut elektronik kelepçe ile yaşamı böyle özetliyor.
Kadınlara şiddet uygulayan erkekler için bir cezalandırma yöntemi, kadınlar açısından ise erkeklerden korunma aracı olarak düşünülen elektronik kelepçe, Türkiye’de demokrasi mücadelesi verenler için “modern bir pranga”ya dönüştü.
Aynı zamanda HDP İstanbul İl Başkanı da olan Bulut, ayağına kelepçe takılan yüzlerce isimden biri.
Bulut, 4 Şubat’ta Birleşik Mücadele Güçleri’nin açıklamasına katılmak için Kadıköy’e gittiğinde 61 kişi ile gözaltına alınmış ve 8 Şubat’ta yaşadığı ilçeden çıkamama cezası kararı ile serbest bırakılmıştı.
"İlçeden çıkamama cezasını" Bakırköy’deki evinde geçiren Bulut’un ayağına 12 Şubat Cuma elektronik kelepçe takıldı. Ne zaman çıkarılacağı, ev hapsi cezasının ne zaman biteceği konusu ise muamma.
“Sınır ihlali yapıyorsunuz denildiğinde ilçedeydim”
Bulut o günden sonra yaşadıklarını anlatıyor.
"Kelepçe takıldığında ikinci gün düşürdüm. 10 dakika sonra Ankara Denetimli Serbestlik Birimi aradı. 'Kelepçeyi tornavida ile çıkarmaya çalışıyorsunuz diye uyarı geldi, ne yapıyorsunuz?' diye sordular.
"Ben de 'düştü' deyince, 'bir görevli gelip kontrol edecek' dedi, sonraki iki gün görevli geliyorum, geleceğim, gelemedim diye diye teyakkuzda bekletti beni, sonra haber vermeden kapıda belirdi. 'Bugün deniz kenarına inip hava alayım' dedim, kısa bir yürüyüş oldu.
"Çünkü hemen arandım. İlçe sınırı içinde olmama rağmen 'İki dakikadır sınır ihlali yapıyorsunuz, deniz kenarında mısınız, bir daha gitmeyin deniz kenarına?' diye uyarıda bulundular.
"İnsan öyle bir hak gaspı yaşayınca kalabalık metrobüslerin, uzun şehir içi trafiklerin bile ne kadar güzel bir özgürlük olduğunu hatırlıyor, o keşmekeşi özleyeceğimi hiç düşünmemiştim.
"Bütün hayatınız felç oluyor siyaset ve sosyal hayatınız çok büyük oranda kısıtlanıyor. Bir nevi açık hava hapishanesi gibi hayat başladı benim için.
“Erkek şiddetine karşı mücadele eden kadınların ayağında”
"Bu yöntem iktidarın çok işine geliyor. Sizi hapishanelerde göndermiyor, oradaki bir sayı olmuyorsunuz, kimseyi tutuklamıyor ama siyaset de yapamıyorsunuz.
"Bu yeni yöntem sıklaşmaya başladığında hepimizi bu şekilde evlere kapatmaya çalışacaklar, ortak bir çıkış örgütlemeliyiz, büyük ses çıkarmalıyız diye önerilerde bulunmuştum, konuşmuştuk, bu konuyu ondan bir süre sonra da bu durum benim başıma da geldi.
"İnsan öfkeleniyor, bu cezalandırma yöntemi ilk çıkış zamanlarında kadınları erkeklerin şiddetine karşı korumak için uygulanacak diye propagandası yapılmıştı. Şimdi erkek şiddetine karşı mücadele eden kadınları eve kapatmak için kullanılıyorlar.
“Karşı koymazsak yaygınlaşacak”
"Özellikle 8 Mart Kadınlar Günü sürecini yaşarken sokaklarda daha çok olmamız gerekirken, bizleri demokratik haklarımızı kullanmaktan demokratik olmayan hukuksuz yollarla evlere, ilçelere hapsediyorlar. Topyekün gündemimize girmeli ve karşı koymalıyız yoksa hızlıca yaygınlaşacak bir uygulamaya dönecek.
"İstanbul gibi devasa bir şehirde İl Eş Başkanı olunca gece gündüz yapacak bir sürü iş oluyor. Ne iktidarın dayattığı gündem ne bizim gündemlerimiz, ne işlerimiz bitiyor. Bu kadar yoğun çalışırken birden tüm hareket alanınız kısıtlanıyor.
"8 Mart’a giderken eve hapsedildik"
"Herkes en azından ilçe sınırı içindesin, evden iyidir diyor evet ev hapsinden ya da hapishaneden daha iyi ama haklarınızı kullanamadıktan sonra hiçbirisi iyi değil. İş yapamaz, çalışamaz hale geliyorsunuz, iş yapabilme haliniz online toplantılar ya da ilçede olacak çalışmalar içinde daralmış oluyor.
"39 ilçede yapmanız gereken işleri 1 ilçeye çevirmiş oluyoruz. Kısacası işlevsiz bırakmanın yeni yöntemi. HDP il eş başkanını sözde tutuklamamış oluyorlar ama aslında fiiliyatta tutuklanmış oldum.
"8 Mart dönemindeyiz bir sürü planlamalar çıkarıyorduk, ayrıca Adalet temalı hem kadın hem karma için kampanyalarımız başladı. Yapılacak çok işimiz var ama yapmamanız için haklarınız hukukta bile doğru dürüst karşılığı olmayan bir cezalandırma yöntemi ile gasp ediliyor.
"İlk duruşmayı bekliyoruz"
"Gerçek anlamda bir fikrimiz yok. Normalde bu yaşadığımız hukuksuzluk sistemi içinde bile 2911’den tutuklama olmuyor, ceza alsanız bile yatarı yok, para cezasına çevriliyor en fazla.
"Bizim bu durumumuz adli kontrol adı altında hayata geçirildiği için o da genelde ilk duruşmada kalktığından biz ilk duruşmayı bekliyoruz. Ama dosya ne zaman hazırlanır, mahkeme ne zaman başlar, o tam bir muamma, açılsa bile kesin kaldırırlar diye bir şart yok yani çok uzun, aylarca sürebilir ya da yapılacak itirazlarda kalkabilir.
"Süreci tersine çevirecek yolları bulacağız"
"Hapishanelerde tutsak ettiklerinde sanıyorlar ki insanların iradeleri kırılıyor, gözlerini korkutuyorlar, oysa girenler umut dolu, morali yüksek, daha enerjik çıkıyor. Biz en azından dışarda birçok imkândan faydalanma şansına sahibiz. Bu süreci tersine çevirecek yolları bulacağız.
"Oturup kaderimize razı bir şekilde bu süreci geçirmeyeceğiz. Hem bu koşullarda yapılabilecek çok işimiz var hem çok üretken geçireceğiz hem de bu cezalandırma yöntemini işlevsiz kılmak için süreci örgütleyeceğiz.
"Kısacası faşizm durmuyor ki biz de evlerdeyiz diye sadece oturup dinlenelim. Hem dinleneceğiz hem yenileneceğiz hem de süreci tersine çevirebilecek yeni yeni işler yapacağız. Yani kısacası bizleri evlere sığdıramazlar."
Ev hapsi ve elektronik kelepçe neden yeniden gündemde?Türkiye'de ev hapsi bilindiği kadarıyla 2008'de Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan için uygulandı. Başbakan Necmettin Erbakan'ın "kayıp trilyon" davasında belgede sahtecilik suçundan aldığı 11 aylık ceza oldu. Erbakan bu ceza sırasında evden izinle ayrılabildi ve üçüncü dereceye kadar akrabaları ve sosyal çevresiyle görüşebildi, görüştüğü kişiler Denetimli Serbestlik Kurumu'nca sınırlanabildi. Elektronik kelepçe uygulaması ise 2013'te ilk olarak uygulanmaya başladı. Şimdilerde ise ev hapsi ve elektronik kelepçe uygulaması, 2 Ocak 2021'de Prof. Dr. Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmasının ardından başlayan eylemlerde gözaltına alınanlara uygulanmaya başladı. Bir ayı geride bırakan Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör atanmasını protesto eden eylemlerde, en az 600 öğrenci gözaltına alındı, 25'i ev hapsinde ve 11'i tutuklandı. Ev hapsindeki öğrencilere elektronik kelepçe takılması ile konu yine kamuoyunun gündemine geldi. İlk olarak erkek şiddetinin önlenmesi için 15 ilde pilot uygulaması kapsamında kullanılan elektronik kelepçe takip sistemi ile kadınların güvenliği 7/24 sağlanmaya çalışılıyor. Elektronik kelepçenin geniş bir kullanım alanı olduğu görülüyor. Elektronik izleme sistemi olarak kullanılmak üzere tasarlanan elektronik kelepçe, kişinin toplum içinde takibinin ve denetiminin sağlanması sağlar. Bu durum, kişilerin elektronik haberleşme yöntemleri ile toplum içinde izlenmesi ve gözetim altında tutulmasını ifade ediyor. Ev hapsi, hafif suçlarda mahkemeler tarafından verilen hapis cezalarının kişinin kendi konutunda geçirmesi anlamına geliyor. Mahkeme tarafından ev hapsi ile cezalandırılan kişi hapis cezası sonuna kadar konutundan dışarı çıkamaz. Cezasını çekeceği konuttan çıkıp çıkmadığı ise elektronik kelepçe sistemi ile takip ediliyor. Hangi durumlarda uygulanıyor?Ev hapsi için suçların hafif olması ve mahkemede yargıç tarafından karar verilmesi gerekiyor. Yine mahkeme kararıyla ceza bitene kadar kalması zorunlu olup belirli zamanlarda belirli saatler kadar dışarıya çıkma şansı olabiliyor. Cezasını çekerken herhangi bir yere gidip gidilmediği ayağında bulunan elektronik kelepçeyle takip ediliyor. |
(EMK)