Antalya Sahil gazetesinden Gülşen Çınar, bia2'nin kadın haklarıyla ilgili Adana'da gerçekleştirdiği eğitimde bunları söylüyordu, gülümseyerek.
Medya Özgürlüğü ve Bağımsız Gazetecilik İzleme ve Haber Ağı- BİA² projesi kapsamında düzenlenen Kadın Hakları ve Kadın Haberciliği Eğitim Programı'nın beşincisi 26-27 Kasım'da, Adana'daydı.
bia proje danışmanı Nadire Mater ve gazeteci İpek Çalışlar'ın kolaylaştırıcılığında yürütülen eğitim programı Adana İnci Otel'de yapıldı.
Eğitime, Adana'nın yanı sıra, Aksaray, Ankara, Antalya, Hatay, Kahramanmaraş, Karaman, Kayseri, Mersin, Nevşehir, Niğde ve Osmaniye'den, 33 yerel gazeteci ve kadın hakları alanında çalışan sivil toplum örgütü (STK) temsilcisi katıldı.
Eğitimde, kadın hakları savunucusu, avukat Hülya Gülbahar, Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Doç. Dr. Hülya Uğur Tanrıöver, Uçan Süpürge'den Selen Doğan ve Pazartesi Dergisi'nden Beyhan Demir, kadın haklarıyla ilgili mevzuatı, medyada kadınların temsilini, erkek gözüyle üretilen yayınları, kadın haberciliği uygulamalarını ve kadın haberciliğinin olanaklarını anlattı, tartıştı.
Mater ve Çalışlar'ın yönlendirdiği atölye çalışmasındaysa, katılımcılar gruplar halinde, yaygın medyada yer alan üç örnek haberin, kadın hakları ve kadın haberciliği perspektifiyle nasıl yapılabileceği üzerine çalıştılar.
Tartışmaların da, atölye çalışmalarının da odağında, kadına yönelik şiddet ve "namus cinayetleri" vardı.
İpek Çalışlar, katılımcıların çalışmaya getirdiği yerel gazetelerin öncelikle kadına verdiği yer anlamında hiç de fena olmadığı söyledi.
Çalışlar, gazetelerin bazılarında hiç kadın adının geçmemesine ve kadının görünür olmamasına karşın bazı gazetelerde de çok sayıda kadın haberinin olduğunu, mücadele eden kadınların öykülerinin yer aldığını görmekten sevinç duyduğunu açıkladı.
Çalışlar, odağında kadınların yer almasına karşın erkeklerin öne çıkarıldığı haberleri de örnekledi; bazı gazetelerde spor sayfalarında bile kadınlarla dolu haberlerin yer almasının şaşırtıcı olduğunu söyledi.
Bir haberin kadın hakları açısından anatomisi
Katılımcılar, atölye çalışmasında geçen hafta Hürriyet gazetesinde, Milliyet gazetesinde ve Cumhuriyet gazetesinde yer alan, Balıkesir'de dört kadının inşaat işçisi Kadim Duran'ı silahla yaralamasına dair üç haberi analiz etti; haberin kadın haberciliği çerçevesinde nasıl yazılabileceğini tartıştı.
İki çalışma grubu kadın katılımcılardan, üçüncü grupsa erkek gazetecilerden oluşuyordu. Katılımcılar, özetle, şunları saptadı:
* İnfaz, kan, intikam, kurşun yağmuru gibi sözcükler, şiddeti meşrulaştırıyor; mevcut haberler bireysel silahlanmayı da özendiriyor
* Haberler, şiddeti kadınların eylemi olarak sunarken, aile meclisi sözü, "kadınlar da yapıyor" düşüncesiyle, erkek egemen cinayet meşrulaştırılıyor
Pazartesi dergisinden Beyhan Demir, haberde, silahlı saldırıyı gerçekleştirdiği iddia edilen kadınlara, olaya gelene kadar neler yaşadıklarının sorulması gerektiğini, haberin değdiği bütün kadınlarla görüşülmesi gerektiğini söyledi; erkeklerin işlediği cinayetlerde bütün ayrıntıların sorulduğunu ve eylemin meşrulaştırıldığına dikkat çekti. Olayla ilgili bir hukukçudan görüş almanın zorunlu olduğunu vurguladı.
Nadire Mater, haberlerin dayandığı bilgilerin polis tarafından verilmiş olduğuna dikkat çekti; "Haberleri nereden aldığımızı hatırlamak gerek. Polisin ifadeyi nasıl, hangi koşullarda aldığı önemli" dedi.
Avukat Hülya Gülbahar da, haberlerde yer alan "infaz, intikam" sözcüklerinin tasarlanmış öldürme girişimine işaret ettiğini, oysa bu olayda gazetecilerin tecavüz, şiddet, çok eşliliğe zorlanma ve zorla alıkoyma olasılıklarını araştırması gerektiğini söyledi.
Gülbahar, kadınların çıkış kalmadığını düşündükleri noktada cinayet işlediklerini anımsattı; kadınların "namusumuzu temizledik" demelerinin bir meşru müdafaa, beden savunması ihtimalini akla getirdiğini söyledi. Gülbahar, koruyucu hukukun uygulanması halinde, söz konusu olayın yaşanmayabileceğine işaret etti; gazetecilerin bu tür konularda, olaya nasıl yaklaşacaklarını danışabileceği kaynakların olmasını önemini vurguladı.
Katılımcılar, çalışmada konuşulanları işlerine yansıtmak gerektiğini, kadın haklarını savunmada görevin yine kadınlara düştüğünü ve örnek haberlerin kadının ekonomik durumunu düşündürmesi gerektiğini söylediler.
Yerel gazeteciler: Kadın yok yerde
Çalışlar, yerel gazetecilere ve STK temsilcilerine, kendi yayınları ve bölgeleriyle ilgili iki soru sordu:
1. Geçmişe göre, kadın hakları ve haberciliğinde gelişme var mı?
2. Bölgenizde kadın haklarıyla ilgili sorunlar ne; örnek olaylar var mı?
Gelen yanıtlar, kadınların medya çalışanı olarak da ayrımcılığa uğradığına, kadına yönelik şiddetin görünür kılınmamasına işaret ediyordu. Bir başka saptama da, kadına yönelik şiddetin salt fiziksel şiddet olarak algılanmasıydı. Ancak, kadın örgütlenmesinin görece daha yoğun olduğu yerlerde, gelişmelerin örnekleri de dile getirildi.
Katılımcılar, bölgeleriyle ilgili özetle şunları söylediler:
Adana: Haberciler kadın hakları alanında çalışan STK'lerden bilgi alırken "haber sansasyonel olsun" diyorlar ya da haberi sansasyonel kılmaya çalışıyor.
* Basın yayın bölümünden mezun kadınlar, yerel medyaya gidince, "alımlısın, seni reklam bölümüne alalım" deniyor.
* Kadınlar çok çocukluluğu, "eşlerinin kendilerini sevmesi" olarak anlatıyor.
Karaman: İnsan Hakları İl Kurulu'na gelen başvurularda, fiziksel şiddet, kadının yoksulluğu ve erkeğin çok eşli evliliği sık sık yer alıyor.
Mersin: Kadınlar genelde örgütlüler; ancak kadın hakları söz konusu olduğunda örgütlü tepki ortaya çıkmıyor. Muş, Bitlis ve Urfa'dan Mersin'e yaşanan göç sonrasında kadın intiharları var.
Kahramanmaraş: Erkekler, kadınların haber olmamasını istiyor. Kadınları öne çıkarmıyorlar. Haberde kadının fotoğrafı ya da adı geçince, erkekler gazeteciye "sen bunu niye yaptın" diyor. Kadınların başarısıyla ilgili haberlere bile baskı var. Yerel basın, kız çocukların eğitimini gündeme getiriyor.
Osmaniye: Kadınlar medyada yer almak istemiyorlar.
Antalya: Boşanan kadınların durumu basına yansımıyor. Boşanan kadınlar birlikte ev tutup oturuyorlar.
Kayseri: Şiddete uğrayan kadınların başvuracağı yer yok. Kadınlar şiddeti dile getiremiyor. Polis soru sorduğunda, yaşadığı şiddeti gizliyor. "Erkeğin işi çekle senet, kadının işi pasta börek" deniyor.
Aksaray: Aile içi şiddet ve namus cinayeti var. Kadınların haklarını savunabilmesi için güvenceye ihtiyaçları var.
Niğde: Erken evlilikler, erkeğin çok eşli evliliği, çok çocukluluk var. Kız çocukların okullaşması bir sorun. 348 bin kişinin 36 bini okuma yazma bilmiyor. Bunların 29 bini kadın. Yerel basının katıldığı eğitim kervanı projesiyle, 201 aile ikna edildi; kız çocukların okula gitmesi sağlandı.
İskenderun: Kadın mücadelesine destek veren örgütlerin haberleri basında yer alıyor. Devletin kadına yönelik şiddeti de haber oluyor.
"Kadın haklarını yerel gazeteciliğe taşıyacağız"
Eğitim, iki günün değerlendirmesiyle sona erdi. Kadın haklarını yerel gazeteciliğe taşıyacağız, diyen katılımcılar, eğitimle, tartışmalarla ilgili şunları söylediler:
* Kadın haklarıyla ilgili bir çalışmaya, erkeklerin, medyanın ve sivil toplumun bir arada katılması, verimlilik yaratıyor.
* Bu tür çalışmaların ulusal medyada da yer alması gerekir; konuşulanların ülke tabanına yayılması önemli.
* Medyada kadınlarla ilgili hak ihlallerinin yalnızca cinselliğin öne çıkarılmasından ibaret olduğu düşünülüyor. Oysa çok daha yaygın.
* Kadınlar gazeteye yeterince ulaşamıyor. Gazetelerin evlere daha çok girmesinin yolu bulunmalı. Radyoların evlerde dinleniyor olması bir fırsat.
* Bu tür eğitimler, merkezdeki kadın hakları savunucularıyla yerel gazetecileri buluşturuyor.
* Eğitim, yerel gazetecilere kadın haklarıyla ilgili mevzuatı öğrenme fırsatı sağladı.
* Yerel gazetecilerin İnternet üzerinden ortak çalışması, haberlerini paylaşması önemli.
* Kadın haklarına dair, ortak bir dil, bilinç, birikim ve bakış açısı var.
Mater: Kadını görünür kılmak mümkün
Nadire Mater, yerel medyada kadının görünür kılınması için, gazetecilere şunları önerdi:
* Haber yaparken, daha çok kadınla konuşmak gerek. Bunun için en konuşabilir olan kadınlardan başlanabilir.
* Danışırken, görüş alırken, bağlantı kurulan kadınların sayısını artırmak.
* Kadın girişimlerinin, oluşumlarının haberlerine, kadınların başarılarına yer vermek.
* Yayını kadın haberciliği açısından sınamak, "kadını yeterince görünür kıldık mı" sorusunu sormak. Bunu hem haberler hem de fotoğraf kullanımı, konu seçimi için yapmak.
* Kadın gazetecilerin öykülerine yer vermek. Bu öyküler, diğer kadınları teşvik edici nitelikte olabilir.
Gülbahar: Erkek egemen şiddet ekonomik gücü elde tutmak için
Avukat ve kadın hakları savunucusu Hülya Gülbahar, 4320 sayılı Ailenin Korunması Hakkındaki Kanun'un hâlâ doğru bir şekilde uygulanmadığını, gazetecilerin kadına yönelik şiddet vakalarında, yargı mensuplarına kararın neden uygulanmadığını sorması gerektiğini söyledi.
Gülbahar, yasanın, kadına yönelik şiddetle ilgili, hakimlere otomatik olarak koruma kararı verme yükümlülüğü getirdiğini, ancak yasanın uygulanması için hâlâ kampanya yapmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Gülbahar, kadın hakları açısından ulusal ve uluslararası hukuku değerlendirdi; mevzuatın kadın haberciliğine sunduğu olanakları anlattı.
Gülbahar, son dönemde, yeni Ceza Yasası'nda, Medeni Kanun'da kadın haklarına yönelik olumlu düzenlemeler bulunduğunu, ancak mevcut mal paylaşımı rejiminin 2002'den sonrası için geçerli olmasını, "önümüzdeki günlerde çok acı boşanma hikayeleri dinleyeceğiz" diye yorumladı.
Gülbahar, yasal düzenlemelerdeki olumlu adımlara karşın kadına şiddetin durmamasını şöyle açıkladı:
"Erkek egemenliği tehdit altına girdiğinde şiddet doğuyor. Egemenliğin kaynağında ekonomik güç var. Bu ekonomik şiddeti getiriyor. Şiddet, ekonomik gücü elde tutmak için.
"Namus üzerinden şiddetteyse, kadının emeği, bedeni, cinselliği üzerinden egemenlik kurmak var. Kadın bir yatırım aracı. Namus üzerinden şiddetin altında yatan ekonomik nedenleri görmek gerek."
Tanrıöver: Medyada kadın hakları ihlal ediliyor
Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Hülya Uğur Tanrıöver de, medyada kadının nasıl temsil edildiğini analiz etti. Tanrıöver, kadın haklarının ihlal edilişini de şöyle özetledi:
* Cinsiyetini öne çıkararak
* Erkeklerin zevkini tatmin için cinsel nesne olarak
* Bu kalıplara uymuyorsa, tavsiye edilen veya aşağılanan olarak
* Kadınların çalışma, başarı, mücadele, hak ve kazanımlarının yok sayılması
* Kadınların hiç temsil edilmemesi; simgesel olarak yok edilmesi
Doğan: Her alanda kadın nerede diye sormalı
Uçan Süpürge'den Selen Doğan, kadın haberciliği uygulamalarından bahsetti. "Hayatın her alanında, medyada, kadın nerede, diye sormalı" diyen Doğan, kadınları görünür kılmanın, bilinmeyeni bilinir kılmanın öneminden söz etti.
Doğan, yerel medya yöneticilerine ve gazete sahiplerinin de, "Yerel basında, karar mekanizmalarına kadınları nasıl dahil ederiz" sorununu sormaları gerektiğini söyledi.
Demir: Her mesele kadın meselesidir
Pazartesi dergisinde Beyhan Demir de, kadınların yazılı tarihine katkıda bulunmaya çalıştıklarını söyledi; "her mesele bir kadın meselesidir" dedi.
Bunun için, "erkek egemen sistemin ötekileştirdiği, zarar verdiği herkesten yana bir yayıncılık" yaptıklarını söyleyen Demir, her konuda kadına sor sormanın önemini anlattı.
Demir, "kadınların özgürleşmesinin erkekleri de özgürleştireceğini, toplumsal cinsiyet rollerinin değişeceğini" vurguladı. (TK)
Katılımcılar:
Leyla Uyar (Amargi), Fatoş Hacı Velioğlu (Kadın hakları-hukukçu), Çiğdem Akça (Adana Kadın Danışma Merkezi ve Sığınma Evi Koruma Derneği), Sema Yapıcı (Ev Kadınları Dayanışma ve Destekleme Derneği), Melek Kur (Ka.Der), Sema Erdoğan (Radyo Başkent), Fatih Demir (Radyo Dünya), Bahar teğin (Bağımsız kadın derneği), Fatma Kenger Kaya (Adana Kent Konseyi Kadın Meclisi), Ayşegül Kanat (Ankara feminist grup), Süreyya Uri (Adana İlkhaber gazetesi), Özden özgür (turuncubeyaz.net), Lokman Gümüşsoy (Radyo Kent), Gamze göker (Ankara Express), Doğan Sönmez (Radyo Venüs), Mehmet Yılmaz (Manavgat'ın Sesi gazetesi), Avni Gelendost (Akdeniz'in Sesi gazetesi), Işık Tuncel (Antalya Express gazetesi), Gülşen Çınar (Antalya Sahil gazetesi), Ersen Korkmaz (İskenderun Demokrat gazetesi), Aydın Saatci (Elbistan Kaynarca gazetesi), İsa Dalkılınç (Afşin'in Sesi gazetesi), Ali Unluer (Karaman'ın Sesi), Leyla Ozan (Kayseri Kay TV), Sinan Erdoğan (Kayseri Kay TV), Ruhsar hatip (Kayseri Haber gazetesi), Eflatun Aksoy (Yeni Kayseri gazetesi), Famiha aslan (Mersin Radyo Ses), Mhriban Amanoğlu (Bugün Mersin gazetesi), Ayşe Paslanmaz (Nevşehir Göreme gazetesi), Ahmet Öncü (Niğde Haber), Özay Doğan (Osmaniye Bahçenin Sesi gazetesi), Ertuğrul Doğan (Osmaniye Haber gazetesi)