Fakat bu umma ve bekleme durumu, artık ummama ve beklememe haline tahvil oldu. Bunun nedenlerinden birini bir olayla bağlantılı olarak kısaca anlatayım. Bakın ne mene üniversitelerimiz ve üniversite yöneticilerimiz var.
Benim de bir zamanlar öğrencisi olduğum, ama söylenenin aksine hiç de öyle öğrencisi olmaktan gurur filan duymadığım bir üniversitemiz var. Dokuz Eylül Üniversitesi. Bu nadide üniversitemiz, İzmir ilinde mevcudiyet buldu.
Bildiğim kadarıyla 1982 yılına kadar İzmir'de sadece Ege Üniversitesi vardı. 20 Temmuz 1982 tarihinde bu üniversiteye bağlı bazı yüksek okul ve fakültelerin ayrılmasına karar verildi. "Yeni Doğan"a Dokuz Eylül Üniversitesi adı bahşedildi. 9 Eylül, malum İzmir'in 'Kurtuluş' günü.
Şimdi benim mezunu olduğum üniversitede hala okuyan bazı öğrencilerin savunmanlığını yapmaktayım. İki yıldır, bu nadide üniversitemiz başka hiçbir özel ya da kamu üniversitesinde görülmeyen bir uygulamayı başlattı.
2004 - 2005 öğretim döneminde, ilk kez kayıt yaptıran öğrencilerden 150 YTL, kayıt yenileyen öğrencilerden de 50 YTL "öğrenci kimliği" parası almaya başladı. Bazı öğrenciler ödedi, ödemeyenlerin bazıları kimliksiz kaldı.
Öğrencinin kimliksiz kalmasını herkes bilir. Ulaşımdan, sinemaya, konsere kadar her şeye fazla para ödersiniz. Fakat durum bu yıl böyle olmayacak, öğrenciler sadece kimliksiz değil, aynı zamanda eğitimsiz ve okulsuz da kalacaklar.
2004-2005 öğretim döneminde kimlikten elde etmeyi umduğu gelire ulaşamamış olacak ki, nadide üniversitemiz bu yıl uygulamayı nispi gönüllülükten zorakiliğe dönüştürdü.
2005-2006 öğretim dönemi için ders kaydına giden öğrencilerden harç parası ile kimlik parasını birlikte istemeye başladılar. Sadece harç parası ödeyip, kimlik parasını ödemek istemeyen öğrencilerin harç paraları da anlaşmalı banka tarafından alınmıyor.
Aralarında benim müvekkillerimin de bulunduğu bazı öğrenciler ATM ya da EFT gibi bir yolla harç paralarını yatırıp, ellerinde dekontla öğrenci işlerine gittiklerinde hala devam eden bir şokla karşılaştılar. Öğrenci işleri, öğrencilerin bazılarına doldurulması gerekli formları vermedi, yani kayıtlarını yapması. Bazı fakültelerde form alan öğrencilerin formaları alındı ve fakat öğrencilere "kayıtlarının yapılmadığı" söylendi. Kayıt formları ile harç makbuzunun alındığına dair de bir belge verilmedi kendilerine.
Bundan sonrası muhtemelen kimlik haracını ödememekte direnen öğrenciler hakkında soruşturma açmak olabilir.
3030 akademik personeli, 43.194 öğrencisi olan üniversitede, bu yıl bazı öğrenciler öğrenci kimliği haracına boyun eğmezlerse, kayıtları yapılmayacak (ki yapılmıyor ve 23.09.2005 tarihi kayıtların son günü) ve eğitim hakları ortadan kaldırılacak. Öğrenci tenzilatı yapıp 43.194'ü eritmenin yolu mudur bu bilinmez.
Şimdi sormak gerekiyor 9 Eylül Üniversitesi'nin Rektörü Emin Alıcı Bey'e;
* Üniversite kapısı Deli Dumrul Köprüsü müdür?
* Bazı Fakültelerinin yanından otoyol geçen üniversiteniz paralı otoyol mudur? Öyle ise KGS ve OGS sistemi kuracak mısınız seneye?
* Bünyenizde bir de Hukuk Fakültesi var. Oraya da sorarak, bu işlemin yasal dayanağını eski ve yeni öğrencilerinize ve kamuoyuna açıklar mısınız?
* Dokuz Eylül Üniversitesi yasaların ve eğitim hakkı gibi temel bir hakkın yükünden kurtulup tam kapitalize olmuş bir işletme midir?
* Öğretim elemanları, rektör yerine şirket müdürü mü seçtiler farkına varmadan?
Soruları çoğaltmak olası, ama şu son soru ile son vermek ve gidip öğrencileri desteklemek benim için daha makul. Son soru:
* 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 112. maddesi eğitimin engellenmesini suç olarak düzenliyor. Bir öğrenci bile, bu kart parasını ödemediği için kaydedilmez ve eğitim hakkı elinden alınırsa, başta Rektör Bey olmak üzere, sorumlu tüm akademik ve idari personel yargılanıp mahkum olmaz mı acaba? (AK/EÖ)