Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Şah İsmail Bedirhanoğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 30-31 Aralık'ta Diyarbakır'a gerçekleştireceği ziyareti, bölgede giderek artan gerilimin düşürülmesi için fırsat olarak değerlendiriyor.
bianet'in sorularını yanıtlayan Bedirhanoğlu, 2011 Genel Seçimleri yaklaşırken "demokratik özerklik" ve "iki dilli hayat" konuları ekseninde yaşanan tartışmaları, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) liderlerinin oy alma kaygıları ile ilişkilendiriyor.
Artan kutuplaşmaya dikkat
Bölgede AKP ve BDP ekseninde iki kutuplu siyaset yaşandığına dikkat çeken Bedirhanoğlu, bu kutuplaşmanın seçim süreciyle birlikte tehlikeli bir hal alabileceği uyarısında bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Gül'ün yılın son iki gününü Diyarbakır'da halkla doğrudan temas halinde geçirmesini ve vereceği mesajları da bu nedenle önemsiyor.
Bedirhanoğlu, Cumhurbaşkanı Gül'ün 2009 Mart'ında Tahran ziyareti sırasında "Kürt meselesinde birtakım açmazların aşılması bakımından önümüzdeki dönemde iyi şeyler olacak"; Mayıs 2009'da da "Türkiye'nin en önemli meselesi Kürt meselesidir" dediğini hatırlatıyor:
"Cumhurbaşkanı, bu sözleriyle bir anlamda demokratik açılımı başlatan kişidir. Bu nedenle bölgede sevilen bir şahsiyettir. Önümüzdeki günlerde demokratik özerklik ve yükselen tansiyonun düşürülmesi konusunda daha fazla inisiyatif alacağını düşünüyorum."
"Başbakan, bölgede gerilimi artırıyor"
Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) geçtiğimiz günlerde Diyarbakır'da gerçekleştirdiği Demokratik Özerlik Çalıştayı'nın katılımcılarından Bedirhanoğlu, demokratik özerklik taslağına ilişkin eleştiri hakkını saklı tutmakla birlikte, somut bir program geliştirilmiş olmasını olumlu buluyor.
"Proje bölgedeki Kürt halkının ortak talebidir diyemeyiz ama tartışılıyor olması demokrasinin geldiği yer açısından önemli bir göstergedir."
Bedirhanoğlu'na göre, AKP'nin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konudaki tutumu ve üslubu ise sert, bölgedeki gerilimin artmasına neden oluyor.
"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaklaşımı bölgenin ve ülkenin yararına değil. Hem başbakan, hem Türkiye'nin en büyük siyasi partisinin genel başkanı hem de demokratik açılım projesini geliştirmiş bir siyasetçi olarak daha yumuşak ve kucaklayıcı bir üslup kullanması gerekirdi."
"Demokratik açılım sona ermedi, tartışmalar da kazanım"
Ancak Bedirhanoğlu BDP'li siyasetçilerin söyleminin aksine, "demokratik açılımın sona erdiği" kanaatinde değil; "Demokratik açılımda somut adımlar atılmamış olabilir ama belli bir açılım yarattığı kanaatindeyim" diyor.
"Geldiğimiz noktada, demokratik özerkliği tartışıyor olmamız bile bir kazanım. Türkiye, Kürt meselesinde şiddet darboğazından kurtulup her türlü meseleyi tartışabilir hale gelmeli. Tartışacağız, konuşacağız, kimi zaman sesimiz de yükselecek ama şiddet sarmalına girmeyeceğiz." (BB)