Diyarbakır Valiliği bünyesindeki İl İnsan Hakları Kurulu, önceden bildirip izin alarak Diyarbakır E Tipi Cezaevi'ndeki çocukların durumunu gözledi.
Üç kişilik heyet 3 Nisan'da çocuklarla ve cezaevi yönetimiyle görüştü. Bu tür ziyaretlerin insan hakları ihlallerini saptayabilmek için habersiz ve izin almaksızın yapılması uluslararası bir standart. Ancak heyet, başvurularından ancak iki buçuk ay sonra "izin çıktığını", habersiz ziyaretlerin engellendiğini yazdı.
"Heyet geliyor, temizlik yapın, yen çarşaf serin"
Cezaevinde, Müdür İsmail Gül'ün sözleriyle, cezaevine 23'ü "siyasi", kalanı adli tutuklu ve hükümlü, toplam 117 çocuk var.
Çocukların anlatımına göre, "heyet geliyor" diyen cezaevi yönetimi temizlik yaptırmış, yeni çarşaflar serdirmiş. Buna rağmen heyet şunları yazdı:
"Çocuklar giysilerini kendileri elde yıkadıkları için yeterince temiz yıkayamamaktadırlar. Ayrıca yatakların eski, kirli ve birçok bakteri içermesi, masaların hijyen açısından temiz olmaması, bulaşıkların hijyenik olmayan ortamda (banyoda yerde) çocuklar tarafından temiz yıkanamaması ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getirmektedir."
Doktor yok
Cezaevinde doktor yok. Müdüre göre haftada bir gün evir günü. Acil durumda 112 aranıyor. Çocukların hastaneye sevki, "jandarma o gün yoğun değilse" yapılıyor.
Heyet bir çocuğun kopuk parmağına atılan dikişlerin üç aydır alınmadığını, başka bir çocuğun kafasında ve ellerinde kesik olduğunu gözlemledi. Çocuk, altı gün önce dikiş atıldığını, tutuklandıktan sonra pansuman edilmediğini, yara yerlerinin açık bulunduğunu anlattı.
Bazı çocuklar, yaşadıklarını şöyle anlatıyor.
"Spor yaparken yere düştüm dizimin alt kısmında şişlik ve ağrı oluştu. Doktora gitmek için görevlilere söyledim. Dizime baktı 'Bir şey olmaz, acil bir şey yok' deyip doktora göstermedi." (Heyetteki doktor Cengiz Günay, çocuğun dizinde hassasiyet ve ödem saptadı.)
"Bacaklarımda varis olduğunu belirten revirdeki doktor beni hastaneye sevk etti. Beş haftadır hastaneye götürülmüyorum."
"Geceleri altıma kaçırıyorum, görevlilere söyledim ama doktora götürmediler."
"Astımım var, beni hastaneye göndermiyorlar. Bazen çarpıntım oluyor, kalbim duracak gibi; öleceğimi sanıyorum. Bir de doktor bana panik atak hastası olduğumu söyledi. Nefes darlığı olunca da beni acilen hastaneye götürmüyorlar, sadece ilaçlarımı kullanmamı istiyorlar."
"Gözüm başta kaşınıyordu. Doktora götürülmek için görevliye söyledim. Görevli bana, 'Doktor yok, perşembe günü revire çıkarsın" dedi. O günden sonra gözüm şişti." (Heyet çocuğun gözünde sağlık sorunu saptadı.)
Heyetin çocukların koşullarıyla ilgili diğer saptamaları şöyle.
Ayrımcılık: Siyasi tutuklu ve hükümlülere sıcak su kısa süreyle, yetersiz veriliyor. Adli koğuşlardaki çocuklar, sıcak suyun yeterli ve sürekli olduğunu anlatıyor.
Kürtçe yayına engelleme: Kürtçe ve yasaklanmamış birçok yayının verilmiyor. Yasal yerel kanallar engelleniyor. Bu haber alma özgürlüğünün ciddi ihlali.
Gidiş gelişlerde şiddet, kelepçe: Siyasi koğuşlardaki çocuklara, adliyeye geliş-gidişlerinde ring aracı içinde fiziki ve psikolojik şiddet uygulaması ciddi bir iddia. Çocuklara kelepçe kullanımı da ciddi ihlal.
Acil düzeltme: Koşullar çocukların fiziksel ve psikolojik gelişimine uymuyor; koşullar acilen düzeltilmeli. (TK)