Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Ali Baykal'ın, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) yazarlarının yazdığı ve halen okutulan 190 ders kitabında yaptığı tarama sonuçları, Tarih Vakfı'nın, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ile birlikte üç yıl sürdürdüğü Ders Kitaplarında İnsan Hakları Projesi 'nin bulgularıyla örtüşüyor.
Radikal'de yayınlanan habere göre, Baykal'ın elde ettiği veriler kitapların "itaatkar, sorgulamayan makbul vatandaşlar yetiştirmeyi" hedeflediğini gösteriyor.
Şule Çizmeci'nin konuştuğu Baykal, "Türkiye'de Okutulan İlköğretim ve Lise Ders Kitaplarından Sayısal Veriler" başlıklı bir makalede topladığı çalışmasını "Nasıl maddenin yapı taşı atomsa, düşünmenin en temel birimi de sözcük" diye açıklıyor.
"Makbul vatandaş, çeşitli dönemlerde değişik biçimlerde tezahür ediyor. Almanya'da 'Nazi', Sovyetlerde 'yoldaş', ABD'de 'girişimci-tüketici', Nikaragua'da 'Sandinista', Afganistan'da 'Taliban' olarak... Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal hedefi ise 'laik, devrimci, halkçı, devletçi, milliyetçi ve cumhuriyetçi' vatanseverler olarak saptanmıştı".
Şubat 2005'te sonuçlandırılan Ders Kitaplarında İnsan Hakları Projesi sonunda 22 maddelik bir tavsiye metni MEB'e sunulmuştu.
Tarih Vakfı Başkanı Orhan Silier, önümüzdeki yıldan itibaren yeni müfredat uygulanacağı için kitap taramalarının tekrarlanması gerektiğini; MEB'in kitapların yazımında tavsiyelerini dikkate almasını umduklarını söyledi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) katılımcı bir şekilde hazırlanmadığı için eleştirdikleri yeni müfredatın "kadın-erkek eşitliği ve Türkiye'deki kültürel farklılıkları" tanımada eksik olduğunu belirtmişti.
Kitaplar akıl veriyor
Baykal, ders kitaplarında soru işaretlerinin ne kadar kullanıldığını ve bu soru cümlelerinin niteliğini araştırmış.
"Mesela 'Ay nasıl tutulur' değil ama 'Dünya tutulur mu?' diye sorarsanız, bu sorgulayıcı eğitimin bir parçasıdır. Kitaplarda sorgulayacı sorular yok. Bırakın sorgulayacı soruları, soru cümlesi oranı bile yüzde 5. Bu oran yüksek olmalıydı, çünkü, soru kışkırtıcıdır".
Sadece soru cümlelerini değil, ünlem cümleleri ile kipleri de saymış Baykal.
"Ünlem, bir çoşku, bir hayret ifadesidir. Sıkıcı bir eğitim istemiyorsanız, ünlem işaretlerinin de çok olmasını beklersiniz ama biz göremedik. Kipleri saydığımızda ise ders kitaplarının bir öğüt verme aracı olduğunu gördük. Kitaplarda sürekli akıl veriliyor; 'Şu şöyle yapılmalı, bu böyle yapılmalı,' diye".
Beş "proleter"e karşılık 87 "patron"
Baykal, 176 meslek ve 64 unvan belirten toplam 240 sözcüğün kullanım sıklıklarını saptamış. Ortaya çıkan tabloyu şöyle değerlendiriyor:
"MEB kitapları, unvan ve rütbelerden geçilmiyor! Krallar, kraliçeler, padişahlar, sultanlar, bakanlar, müdürler, başkanlar; hamallara, muslukçulara, yorgancılara, kebapçılara hatta ve hatta yargıçlara, mühendislere, hekimlere fark atıyor".
Tablo şöyle: Sultan (3505), bey (3356), imparator (2836), bakan (2547), başkan (1998), sanatçı (1698), çiftçi (517), mühendis (461), hekim (353), gazeteci (288), bankacı (108), aşçı (81), mobilyacı (24), kameraman (18), balerin (14), kunduracı (12), kuaför (8), proleter (5), kimyager (2), kasiyer (0).
Onlar "katletti", biz "katletmedik"
Ders kitaplarında savaş, şiddet ve ölüm göstergeleri neler? Bunu araştıran Baykal, "Spor basınını gözucuyla izleyenler bile bastırılmış cinsel güdülerin ve şiddet eğilimlerinin taşkın örneklerine rastlayabilir" diyor.
Baykal, ders kitaplarında ise abartılmış kahramanlık destanlarına yer verildiğini görmüş. "Kazanılmış savaşlarda kendi kuvvetinin üstünlüğünü öven sözcükler seçilirken, kaybedilmiş savaşlarda ötekinin gücü zulüm aracı olarak aşağılanıyor. Savaş, barışın dört katı. Ölüm yaşamın iki katı. 'Biz', 'onlar'dan önemliyiz. 29 kez 'yendik', 10 kez 'yenildik'! Onlar 'katletti', biz 'katletmedik!'".
Hz. Muhammed, Darwin'e karşı
Ders kitaplarında bilim, sanat ve inanç alanındaki önderlerin anılma sıklığı nasıl? Baykal, bu soruyu yanıtlamak için 60 isim belirlemiş.
Hz. Muhammed'in adının bin 710, Darwin'in ise 19 kez geçmesini anlamlı buluyor ve şunları söylüyor:
"Hz. Adem'in 68 kez anılmasına, Koch'un adına ise 14 kez rastlamamıza ne diyeceğiz? Ders kitaplarında inanç önderlerinin adlarının kullanım sıklık ortalaması (390), mucitlerden, kâşiflerin (145) ortalamasından önde gidiyor. Antibiyotiği keşfeden Fleming, hastalıkların kökünü kurutan Pasteur, Koch bu kadar mı anılmalı? Edison, Mozart, Picasso, Laplace yok sayılırsa gençlere örnek olabilirler mi? Gutenberg'in adı her kitapta geçse bunu haketmez mi?".
Neşter mi hançer mi?
Ders kitaplarında bazı araç-gereç ve süreç sözcüklerinin sıklık sıralaması nasıl? Baykal, çağlar boyunca kullanılan araç-gereçlerin uygarlık ve kültür düzeyinin göstergesi olduğunu söylüyor.
Araştırmada 64 araç-gereç-süreç belirten sözcük seçilmiş. Tablo şöyle:
"Seçilen sözcükler arasında kitabın (5448) en yüksek sıklıkta çıkması olumlu. Keşke çimento da (302) bombadan (308), çekiç de (85) tabancadan (94) neşter de (4) hançerden (137) daha çok olsaydı! Keşke kılıç (854) ekmekten (564), kurşun (522) çividen (326), mermi (166) de vidadan (136) daha çok olmasaydı! Keşke 'top' dedikleri 'savaş topu' değil de 'tenis topu' olsaydı!". (EÜ)