Fotoğraf: İLKHA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
"İş yerimde bir günde 2-3 defa elektrik kesintisi oluyor. DEDAŞ sadece faturalarını ödemeyen vatandaşı değil, herkesi mağdur ediyor. Çiftçi ne kadar borcu varsa ödüyor. '50 bin lira mı? Al sana 50 bin lira' diyor. Yeter ki tarladaki pamuğu, mısırı kurumasın istiyor. 'Elektriğimi ver' diyor. Ama DEDAŞ 'Ben bölgedeki tüm borçluların elektrik parasını tahsil etmeden elektriği serbest bırakmam' diyor.
"Borcu olmayanın da elektriğini kesiyor. Mesela bir trafo gölgesindeki 5 kişi ödemiş borcunu ama 2 kişi ödememiş. Ona rağmen kesiyor ve borcunu ödeyenleri mağdur ediyor. Bölgesindeki bütün çiftçiler borçlarını ödesin istiyor. Ben borcumu ödemişim. Benim suçum ne? Sana paramı ödedikten sonra komşumun ödeyip ödememesi benim sorumluluğumda değil ki."
Mağduriyet yaşayan binlerce kişiden biri olan 43 yaşındaki Fethi Tapaç böyle anlatıyor yaşadıklarını. Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak'ın enerji ihtiyacını karşılayan Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin (DEDAŞ) son dönemlerde yaptığı usulsüz kesintilerden sadece bölgedeki yurttaşlar değil, çiftçiler ve esnaflar da şikayetçi.
Urfa'da kafe işleten Tapaç, "Bu durum sadece Urfa'da böyle değil. Mardin böyle, Batman böyle, Diyarbakır da böyle" diye anlatıyor ve devam ediyor:
"Artık hayvanlar ölüyor, ekinler kuruyor. Çünkü elektrik olmayınca su da olmaz burada. Bir sürü şikayet var ama hepsi karşılıksız kalıyor. Kime sorsanız burada aynısını der, ödeme yaptığına dair faturasını gösterir. Ama ona rağmen elektriği çoktan kesilmiştir. Çünkü komşusu borcunu ödememiştir.
"Mesela ben pandemi sürecinde kendi karşılaştığım olayı anlatayım size. Devlet diyor ki dışarı çıkma, sokağa çıkma yasağı var. Aylardır evdeyiz, yeni çocuğum doğmuş, 36 liralık elektrik faturası ödeyemediğim diye DEDAŞ eve gelip elektriği kesti.
"Çağrı merkezini aradım borcunuzu ödeyin dedi. Sonra buradaki yerel gazetelerde haber oldu. Vali devreye girdi de elektriğim açıldı."
DEDAŞ çağrılara kulak tıkadı
Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak’ın enerji ihtiyacını karşılayan Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. (DEDAŞ), Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki 9 ilin 6’sına elektrik sağlayan tek kurum.
2005’ten beri bölgede faaliyet gösteren DEDAŞ, kurulduğu günden bu yana bölgede uyguladığı kesinti ve hacizlerle gündeme geliyor. Son dönemde gelen şikayetlerden bir başkası ise çiftçinin destekleme parasına el koyduğu yönünde.
Elektrik kesintileriyle birlikte özellikle çiftçilik yapan vatandaşları büyük oranda mağdur eden DEDAŞ, bölgede yaşayan vatandaşların da tepkisini topluyor. DEDAŞ'ın 14 Mayıs'tan beri yaptığı usulsüz uygulamaya bugün TMMOB Mardin İl Koordinasyon Kurulu da bir açıklama yaparak "Haksız ve hukuksuz uygulamadan vazgeçin" çağrısında bulundu. Ancak DEDAŞ'ın uygulamalarında herhangi bir değişiklik olmadı.
TIKLAYIN - "DEDAŞ Sadece Faturalarını Ödemeyen Vatandaşın Değil Tüm Köyün Elektriğini Kesti"
Melik: Çiftçiler başkasının tarlasında işçi oldu
Şanlıurfa Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Abdullah Melik (50), bianet’e verdiği bilgide DEDAŞ’ın borçlu olmayan çiftçinin de elektriğini kestiğini belirterek bölge halkının büyük oranda mağdur olduğunu söylüyor.
DEDAŞ’ın keyfi hareket ettiğini ifade eden Melik, “Buradaki çiftçiler tüm mallarını ve mal varlıklarını satsalar dahi DEDAŞ’a borçlarını ödeyemezler. Bugün Urfa’dan diğer illere giden tarım işçileri var. O tarım işçilerinin çoğunun burada kendi tarım arazileri var. DEDAŞ’a borçlu hale getirildikleri için arazilerini kullanamıyorlar. Bu durumda ya başkaları için çalışıyorlar ya da yollarda can veriyorlar” diye konuşuyor:
"Urfa’da elektrik maliyetleri çok yüksek. Artık çiftçi elektrik ücretini ödeyemez duruma geldi. Ürününü satsa, arazisini satsa dahi bu elektrik ücretini ödeyemiyor. O nedenle de DEDAŞ hem desteklemelerine bloke koyuyor hem arazileri haczediyor, çiftçilerin elektriklerini kesiyor.
Elektrik kesildiği zaman da çiftçi mahsulünü sulayamıyor, ürünü tarlada kuruyor.”
"Çiftçi arazisini ekmiyor"
Sırf bu nedenle sadece Mardin’de 500 bin dönüme yakın alanı çiftçilerin ekmekten vazgeçtiğini belirten Melik, Urfa’da bu rakamın daha büyük olduğunu söylüyor:
"Bugün bir dönüm pamukta elektrik maliyeti 600 TL. Çünkü çiftçi suyu elektrik kullanarak ya kuyudan ya da kanallardan çekiyor. Bu maliyetin neredeyse 300 TL’sini devlet karşılıyor. Fakat diğer kalemlerle birlikte çiftçinin maliyeti dönüm başına 1000 TL’yi geçiyor. Ama çiftçinin bunu verecek gücü yok. Veremiyor.
"Zaten kötü tarım politikalarıyla mağdur olan çiftçiler, şimdi DEDAŞ nedeniyle bir kez daha mağdur oluyor. Burada herkes DEDAŞ’a kan emici gözüyle bakıyor. DEDAŞ kimsenin üretim yapmasını istemiyor.
Hükümet pandemiden dolayı desteklenme paralarına kimsenin el koyamayacağını söyledi ama bu sadece lafta kaldı. DEDAŞ herkesi mağdur etti.”
Ahmer, DEDAŞ'ın usulsüzlüklerini anlattı
Şanlıurfa Barosu Tüketici Hakları Komisyon Başkanı Eyyüp Sabri Ahmer (30) de bu durumun yeni bir olay olmadığını söylüyor.
Konunun bölgenin kanayan yarası olduğunu dile getiren Ahmer “DEDAŞ çiftçilerimizi mağdur eden, kendi hakları olan destekleme paralarına el koyan, üretimin önünde büyük engel oluşturan bir yapı haline geldi” diyor.
İnsanların elektrik faturalarının yüksekliğinden ötürü artık arazilerini boş bırakma yolunu tercih etti diye konuşan Ahmer, bölgedeki problemleri şöyle sıralıyor.
“Çiftçilerin çoğu borçlu hale getirildi. Normal şartlarda Ziraat Bankasına destekleme parası yattığı zaman borçlu kişinin parasına bloke konulurdu. Ancak artık Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. yayınlanan bir KHK’yla direk kendi hesaplarına aktarmaya başladı parayı.
“Olay bununla sınırlı değil. Urfa’daki arazilerin çoğu müşterek. DEDAŞ müşterilerden birinin elektrik borcu olduğu zaman elektrik borcu olmayan diğer çiftçilerin de parasına el koymaya başladı. Bu durum çok ciddi bir manada hukuka aykırılık teşkil ediyor.
“Zaten kesilen elektrik cezalarının çoğu usule aykırı bir şekilde kesiliyor. Normalde tutulan kaçak elektrik tespit tutanaklarında tutanak tanığının imzasının bulunması gerekiyor. Ancak DEDAŞ’ın kesmiş olduğu hiçbir cezada tutanak tanığının imzası bulunmamakta.
“Yine çiftçilerimize yönelik olarak kesilen cezaların büyük kısmı yanlış koordinat. Yani DEDAŞ trafonun yerini dahi bilmeden hatta ve hatta bazen köye dahi gitmeden merkezden elektrik cezalarını kesiyorlar. Kesilen elektrik cezalarının detaylarında, eklerinde hiçbir fotoğraf mevcut değil. Fotoğraflama yapılmıyor. Bu cezalar keyfi olarak kesiliyor.
"Şu an Urfa ve ilçelerindeki asliye ceza mahkemelerine bakıldığı zaman bu dosyaların yüzde 80'lik bir kısmı DEDAŞ’a yönelik açılan davalar. Ve bu davalarda DEDAŞ’ın aleyhine kararlar çıkıyor. Çünkü yaptıkları işlemler usule aykırı işlemler ve DEDAŞ’ın haksızlığı mahkeme yoluyla sabit oluyor. Ama DEDAŞ yine bildiğini okumaya devam ediyor.
"Eskiden hanelere kesilen kaçak elektrik cezalarına ilişkin itirazlar tüketici hakem heyetine yapılırdı. Ocak 2020’de Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi bu konuda ‘Tüketici hakem heyetleri artık görevli değildir. Tüketiciler artık gidip mahkemelere dava açsın’ dedi.
"Vatandaş tüketici hakem heyetine başvurduğu zaman herhangi bir ücret ödemiyordu. Ama mahkemeye dava açtığı zaman artık gider avansı ve bilirkişi ücreti ödemek zorunda bırakıldı. Yani 1000 liralık bir ceza için vatandaşın cebinden 800 lira gibi bir masraf çıkıyor artık. Bu durum vatandaşın hak arama özgürlüğüne de büyük bir darbe vurdu. DEDAŞ’ın yaptığı bir yıldırma politikasıdır aslında. (HA)