Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Mücadele Programı kapsamında gerçekleştirdiği Demokrasi Buluşmaları sürüyor. HDP bu kapsamada Urfa'da mevsimlik tarım işçileri ve çiftçilerle buluştu.
Emekten Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Şaziye Köse, önceki dönem Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, MYK üyesi Özlem Gündüz, milletvekilleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) MYK üyesi Bekir Karakeçili, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran'ın yer aldığı heyet, çiftçi ve tarım işçileriyle birlikte DEDAŞ binasının önünde gelerek burada bir açıklama gerçekleştirdi.
TIKLAYIN - "DEDAŞ Sadece Faturalarını Ödemeyen Vatandaşın Değil Tüm Köyün Elektriğini Kesti"
TIKLAYIN - "DEDAŞ çiftçiyi yıldırdı"
Sürücü: Tarlalar kül oluyor
Burada söz alana HDP Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü, DEDAŞ’ın bölgede beylik ilan ettiğini ve halkı mağdur ettiğini söyledi. “DEDAŞ özelleştirildiğinden beri elektrik tellerini, alt yapıyı tamir etmemiş ve onarmamıştır” diyen sürücü özetle şöyle konuştu:
“Bundan kaynaklı olarak tellerin düşmesiyle birlikte kimi yerlerde büyükbaş hayvanlar telef olmuş ve yine binlerce dönüm ekili alanlar yanıp kül olmuştur. Örneğin Siverek’te İbrahim Halil Bektaş’ın 60 dönümlük ekili buğday tarlası düşen teller sonucu yanıp kül olmuş, DEDAŞ kendisine 190 bin elektrik faturası çıkarmıştır. Yine Siverek’te Serdar Ayata’nın 30 dönüm, Eyüp Karaman’ın 40 dönüm tarlası yanmıştır. Bunlar sadece birkaç örnek, daha birçok örnek var.
“Onarılmayan teller ve o tellerden toprağa karışan elektrik enerjisi faturalara da kaçak olarak işlenmekterdir. Şöyle deniyor; bölge kaçak elektrik kullanıyor. Hayır, bölge kaçak elektrik kullanmıyor, özellikle DEDAŞ’ın bölgedeki elektrik tellerini tamir etmesi gerekiyor.
“O tellerden oluşan kaçağın yarattığı zarar ve ziyanın karşılanması gerekiyor. Ama maalesef kimse bunu görmüyor ve duymuyor.
"Tarlalar icralık"
“Öte yandan DEDAŞ’ın halkı mağdur eden yüksek faturalandırma sistemi var. Kimi köylerde ve tarlalarda trafo yok, elektrik, su yok. Ama oralara yüksek oranda faturalar çıkarılıyor. Yine Viranşehir'de Abdulhalim Vural isimli yurttaşımızın köyünde ne elektrik ne trafo ne de su var ama kendisine 27 bin TL fatura çıkarıldı ve tarlası şu an icralık.
“Mardin’i Urfa’yı Diyarbakır'ı bu hale düşürdüler. Bu iktidar halkın nasıl yaşadığını umursamıyor. Bugün Urfa 3. büyük tarım şehri ama her yıl Urfa’dan binlerce mevsimlik tarım işçisi yüzünü batıya Karadeniz’e, Marmara’ya çeviriyor. Çünkü kendi tarlasını ekip biçemiyor, çünkü devletin verdiği desteklemelere de DEDAŞ tarafından el konuluyor. DEDAŞ bölgede bir beylik inşa etmiş ve bu gücü de AKP iktidarından alıyor."
"DEDAŞ kamulaştırılmalı"
Sürücü ayrıca, konuyla ilgili olarak defalarca önerge verdiklerini ve Meclis araştırması açmasını istediklerini ama her defasında AKP’nin oylarıyla taleplerinin reddedildiğini söyledi. Sürücü DEDAŞ’ın kamulaştırılmasını istedi.
Temelli: DEDAŞ eliyle bir enerji terörü yaratılıyor
Sürücü’nün ardından söz alan HDP Van Milletvekili Sezai Temelli ise konuşmasınagerçekleştirdikleri ‘Demokrasi yürüyüşü’nü anarak başladı.
“Bir ülkede demokrasinin gelişebilmesi, adaletli bir yaşamın var olabilmesi için toplumsal barış olmalıdır, siyasi ve iktisadi barış olmalıdır. Ama bu ülkede toplumsal barış yok; toplumsal, siyasi ve iktisadi barış yok” diyen Temelli şunları söyledi:
“Tam 18 yıldır iktidarda olan AKP adeta toplumsal barışı, iktisadı barışı dinamitlemeye devam etmektedir. Bunu da çeşitli kurumlarıyla yapmaktadır. Tüm toplumu terörize eden AKP iktidarı bölgede Kürt illerinde DEDAŞ eliyle bir enerji terörü yaratmaya devam etmektedir. Bugün bu ülkede bunca adaletsizlik varsa bunun bir parçası da DEDAŞ’tır.
“Bugün AKP iktidarı talan ekonomisiyle toplumun bütün kaynaklarını adeta hortumlayarak Saray'a taşımaktadır. Çünkü Saray'ın finansmamı önceliklidir, çünkü beton müteahhitlerinin kar hırsı önceliklidir. Savaş baronlarının bütçelerini karşılamak AKP’nin en öncelikli tercihidir. AKP bir siyaset gütmemektedir, AKP adeta ülkeyi uçuruma sürüklemektedir. DEDAŞ uygulamaları, Kürt düşmanlığının parçasıdır, aslında sömürü mekanizmasının bir parçasıdır.
"Faturalalara yandaş şirketlerin maliyetleri de ekleniyor"
“Eğer bu bölgede bu sulama projeleri tamamlanmış olsaydı bugün DEDAŞ gibi kar hırsıyla köylüyü çiftçiyi sömüren şirketler olmayacaktı. Elektrik sadece kullanılan elektrik faturası üzerinden faturalandırılmamaktadır. Yandaş şirketler için giderek artan maliyetler eklenmektedir.
“Bunu önlemenin yegane yolu bu zihniyete karşı, AKP zihniyetine karşı, bu kapitalist sömürü düzenine karşı mücadele etmek, dayanışmayı büyütmektir. Ekilebilir tarım arazilerini korumak, ekolojiden, emekten yana tavır almaktır. Bunun için mücadele ediyoruz.”
Turan: Çiftçiler büyük bir susuzlukla karşı karşıya
Daha sonra söz alan HDP Tarım Komisyonu Sözcüsü ve Mersin Milletvekili Rıdvan Turan da şöyle konuştu:
“Mesele parti değildir, mesele siyaset meselesi değildir. Mesele şu anda tarlada ürünü yanmakta olan, ciğeri yanan, çocuklarının evinin geçimi yanan köylülerdir. DEDAŞ’ın sürdürdüğü politika devam ettirilebilir değildir. Şu Allah'tan reva mı? Bakın suyun olduğu yer de burası, elektriğin üretildiği yer de burası. Buna rağmen çiftçiler büyük bir susuzluk ve elektriksizlikle karşı karşıyalar.
“Bütün partilere sesleniyorum; bu pandemi koşullarında gıda üretimi ve güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu, kendine yetiyor olmanın ne kadar esastan bir mesele olduğunu hepimiz gördük. Hal böyle iken Türkiye’nin en büyük ovalarından biri olan Harran, Suruç ve Mardin ovalarının susuzlukla terbiye edilmesi, hasatın yanmasına göz yumulması olsa olsa ihanettir.
“Tarımsal üretimde kullanılan elektriğin birim fiyatı düşürülmeli”
“Öncelikle tarımsal üretimde kullanılan elektriğin birim fiyatının mutlaka düşürülmesi gerekiyor. Elektrikten KDV’nin alınması, TRT fonunun alınması gibi uygulamalar kabul edilemez. Fonlardan, vergilerden bağımsız bir biçimde çiftçiye ucuz elektriğin mutlaka sağlanması gerekir.
“DEDAŞ çiftçinin hakkı olan desteklemeleri, elektrik borçları olduğu gerekçesiyle bloke ediyor. Çiftçinin eline desteklemeler gelmeden DEDAŞ buna el koyuyor, çiftçinin borcundan düşüyor. Bu çiftçinin üretim yapmasının önünde büyük bir engeldir. Her ne koşulda olursa olsun üretim yapan çiftçinin elektriği kesilmemelidir.
"Bağımsız bir heyet DEDAŞ’ı incelemeli"
“DEDAŞ kapalı kutu gibi. Soru önergelerimiz var, hiçbirine cevap alamıyoruz. Bağımsız bir heyetin DEDAŞ’ı, DEDAŞ'ın evraklarını incelemesi gerekir. Bu fiyatlandırmanın, bu kesintilerin hangi saiklerle yapıldığının kamuoyuna açıklanması gerekir. Bu bölgenin çok temel ve önemli bir üretim havzası olduğunu göz önünde bulundurarak çiftçinin elektriğinin kesilmesine izin vermemek gerekir. Bir hatta onlarca abone varken abonelerden bir kişi borcunu ödememişse borcunu ödemiş olanların elektriklerinin de kesilmesi kabul edilemez. Bizim elimizdekini, avucumuzdakini yok etmeye kimsenin hakkı yok. DEDAŞ’ın da onun ağababası AKP’nin de hakkı yok." (HA)