Çukuralan Altın Madeni üçüncü kapasite artırımı için ÇED olumlu kararının önce yürütmesi durduruldu, şimdi de iptal edildi. Maden'in işletmecisi Koza Altın İşletmeleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile beraber ÇED olumlu kararı iptal edilen proje için süreci yeniden başlatmaksızın İDK toplantısından ÇED rapornu değiklikle tekrar geçirmek istiyor. Fakat avukatlar ve çevre hakları savunucuları bu durumu hukuksuzluk olarak değerlendiriyor.
Koza Altın İşletmeleri, kendisi tarafından işletilen İzmir Bergama Kozak Yaylası sınırındaki Çukuralan Altın Madeni için üçüncü kez kapasite artırımı istedi. Kapasite artırımı için 2 Ekim 2017 tarihinde "Çevresel Etki Değerlendirme raporu" (ÇED) için olumlu kararı verildi.
Kararın ardından aralarında Bergama Belediyesi ve Ege Çevre ve Kültür Derneği'nin (EGEÇEP) de bulunduğu 23 gerçek ve tüzel kişilik Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na ve müdahil Koza Altın İşletmeleri A.Ş.'ye karşı ÇED olumlu kararının iptali istemiyle dava açıldı.
Yürütmeyi durdurma kararı
İzmir 6. İdare Mahkemesi'nde görülen davada, ilk olarak 9 Ağustos 2017 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı çıktı ve bilirkişi raporu istendi.
25 Haziran 2018 tarihinde bilirkişi raporunu mahkemeye sundu. Bilirkişi, kimya mühendisliği, maden mühendisliği, çevre mühendisliği, bitki örtüsü, orman varlığı ve tarımsal açıdan yaptığı değerlendirmede ÇED raporunun uygun ve doğru olarak değerlendirildiğine kanaat getirdi. Jeoloji mühendisliği açısından ise üç önemli karşı görüş verildi.
Karşı görüşte ilk olarak madenin yaklaşık altı kilometre kuzey batısında içme suyu amacıyla kullanılan Madra Barajı'nın bulunması belirtildi.
İkinci olarak maden atık sularının boşaltıldığı Çökek Deresi'nin doğal sit ve mesire yeri olan Kültür ve Tabiat Varlığı Nebiler Şelalesi'ne ulaştığı saptandı.
Üçüncü olarak ise, ocak işletme depremsellik hesaplarındaki eksiklikler olduğu ve bu eksikliklerin canlı sağlığı açısından risk taşıdığı görüşüne yer verildi.
Rapor değişiklikleriyle giderilemeyecek etkenler
28 Eylül 2018 tarihinde görülen duruşmada bu bulgular neticesinde ÇED olumlu kararının mahkeme tarafından iptal edilmesine hükmedildi. Bilirkişinin baraj ve dereyi kapsayan jeolojik görüşü raporda bir eksiklik olarak değil, herhangi bir değişiklikle varlığı değiştirilemeyecek unsurlar olarak yer aldı.
Mahkemenin bu kararının ardından bakanlık 2009/7 sayılı genelgeyi işleme koyup ve ÇED raporunun ilgili yerinin düzeltilip tekrar olumlu kararı verilmesi için "İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK)" toplantısı yapılmasına karar verdi. Fakat ÇED süreci ve İDK toplantısı, 2009/7 sayılı genelgeye dahi aykırı.
Bunun nedeni, yeni ÇED raporuyla Çukuralan'ın coğrafyasının değiştirilemeyecek oluşu.
2009/7 ÇED Yönetmeliği Uygulamaları Genelgesi'nde ilgili madde ne diyor? ÇED olumlu kararları hakkındaki yürütmenin durdurulması / iptal kararları, hakkında ÇED olumlu kararı verilen ÇED raporunun bir ya da birkaç bölümüne ilişkin ise ve yürütmenin durdurulması / iptal kararı, ÇED raporunun diğer bölümlerini olumsuz yönde etkilemiyor, yani kararın tümünün yeniden ele alınıp değerlendirmesini gerektirmiyorsa, ÇED raporunun hazırlanmasına ilişkin tüm sürecin en baştan tekrarlanmasına gerek yoktur. |
Komisyon ilk toplantısını dün yaptı ve olumlu veya olumsuz görüş bildirecek kurum veya kişilerin komisyona dilekçe sunmasını istedi.
Bergama Belediyesi ve davalılar adına ÇED sürecinin sonlandırılması istemiyle Av. Serdar Sinan komisyona verdiği dilekçede mahkeme kararının gecikmesiz ve eksiksiz olarak uygulanmasını istedi. Buna uygun olarak ise yapılan İDK toplantısının iptal edilerek, ÇED sürecinin sonlandırılması istendi.
Bornova Belediye avukatı Serdar Sinan konuya ilişkin olarak bianet'e yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
"Mahkeme kararında dere ve baraja atıf var"
"Maden'in yakınında bulunan Madra Barajı ve atıkların deşarjının yapıldığı Çökek Deresi nedeniyle ÇED olumlu kararı bozuldu ve iptal edildi. Mahkeme kararında, dere ve barajın projeyle karşılıklı konumuna atıf yapıyor. Yanında bunlar varken bu olmaz, tehlikeli diyor. Bu karardan sonra yapılması gereken bakanlık tarafından da projenin iptal edilmesi.
"Fakat tür kararlardan sonra bakanlığın sıkça kullandığı 2009/7 sayılı bir genelge var. Genelge şunu söylüyor: ÇED dosyasındaki küçük bir eksik olup giderilebilecek veya projenin tümünü etkilemeyen bir eksiklikten dolayı bir iptal ya da yürütmenin durdurulması kararı varsa sen ÇED sürecini baştan başlatma o eksikliği gider ve direk İDK noktasına getir diyor.
"Bakanlık yanlış şekilde yorumluyor"
"Ama bakanlık bunu yanlış şekilde yorumlayarak, tüm iptal kararlarından sonra uygulamaya çalışıyor. Biz de burada bu genelge uygulanamaz diyoruz. Çünkü burada iptal etmenin yanında gerekçesi önemli. Yani mahkeme bu olayda direk projenin yeriyle, konumuyla alakalı hususlara değinmiş.
"Yani projede herhangi bir dokunuşla değiştirilemeyecek, giderilemeyecek durumlar var. Gidermen için projenin yerini değiştirmen lazım. Bu da imkansız.
"Dolayısıyla bakanlık o genelgeyi uygulamaya çalışıyor, biz ise karşı çıkıyoruz. Çünkü uygulanması doğru değil.
Doğa ve yaşam hakları savunucusu Av. Arif Ali Cangı ise; yeni ÇED süreci ve İDK toplantısının 2009/7 sayılı genelgeye aykırı olduğunu belirterek Çukuralan'da daha önce iki kez kapasite artırıldığını ve doğaya karşı büyük, ağır suçlar işlendiğini söyledi.
"Doğaya karşı ağır suçlar işlendi"
"Çukuralan'da iki kez kapasite artırılarak, doğa delik deşik edildi, doğaya karşı büyük ve ağır suçlar işlendi. Oradan çıkan cevher ile Ovacık Altın Madeni onca yargı kararına rağmen çalıştırıldı. Elde edilen altınların 15 Temmuz darbe kalkışmasını yapan örgüte gittiğine dair iddialarla açılan davalar devam ediyor. Şirketin patronunun terör sanığı olarak gri bültenle arama ve yakalaması var ama kapasite artırılmaya devam ediliyor.
"Artık yeter. 2009/7 sayılı genelge ile Çukuralan'da doğaya karşı, yaşama karşı, halka ve hukuka karşı yeni suçlar işlenmeye çalışılıyor. Yeni suçlara izin verilmemeli. (HA)