bianet'in görüştüğü Uzman Pedagog Belgin Temur en önemlisinin sekiz on yaşlarına kadar çocukları "insanlar üzerinde tehlike arz eden" bu tür görüntülere maruz bırakmamak olduğunu vurguluyor. "Çünkü daha temel savunma mekanizmaları açısından yetişkinler kadar gelişmiş durumda değiller. Dünyayı güvenilmez bir yer olarak algılamaları, korku yaşamalarına neden olabilir."
"Haklardan ve özgürlüklerden bahsedin"
Burada çocukların sorduğu soruların, ilgi düzeyinin belirleyici olduğunu söyleyen Temur, "Elbette çocuklarda toplumsal duyarlılık ve bilinç yaratmak önemli" diyor ve ekliyor:
"Çaresizlikten, umutsuzluktan çok insanların haklarının ve özgürlüklerinin olduğunu, bunları korumayı arzu edişlerini anlatmakta yarar var. Bu süreçte sorunların, ihtilafların ortaya çıkabileceğini, demokratik olmayan uygulamaların da olabileceğini, insanların olduğu her yerde doğru ve yanlışların olduğunu, hepimizin hata yapabileceğini anlatın. Ama insanların haklarını arama yollarının olduğunu, hepimizin kendimizi savunma hakkımız olduğunu göstermek de gerekiyor."
"Çocuğa kendi haklarını anlatın"
Bütün bunları yaparken üç şeyin önemli olduğunu söylüyor Temur:
"Çocuğun kendini tehdit altında hissetmemesi, haklarının olduğunu bilmesi ve hakların savunulabileceğin bilmesi."
Burada her çocuğun doğduğu andan itibaren gelen haklarını ve özgürlüklerini anlatmanın destekleyici olabileceğini söyleyen Temur Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni (ÇHS) anımsatarak "Ters olan bir tutumla karşılaştığında, haksızlığa maruz kaldığında kendini savunabileceğinin, hakları olduğunun öğretilmesi gerekiyor."
Aslında ÇHS, 1 Mayıs'ta barışçıl gösteri yapmak isteyen emekçilerin ihlal edilen haklarının çocuklar için de geçerli olduğunu söylüyor.
Sözleşme, yaşama, korunma, katılım haklarının yanı sıra, 13. madde "Çocuk, düşüncesini özgürce açıklama hakkına sahiptir"; 15. madde "Taraf devletler, çocuğun dernek kurma ve barış içinde toplanma özgürlüklerine ilişkin haklarını kabul ederler" diyor.
"Genelleştirmeyin"
Temur, çocuklara olanları anlatırken genellemelerden kaçınılması gerektiğini de vurguluyor. "Bütün eylemciler kötüdür, bütün polisler kötüdür türü genellemelerden kaçının. Bu çocukta erken bir öfkenin ve çaresizliğin doğmasına yol açabilir. Hele yakınlarından birinin şiddet gördüğünü öğrendiğinde, bu kendisine doğrudan anlatıldığında, bunu yapan kişilere ve duruma karşı çok büyük bir öfke ve çaresizlik yaşayabilir." (TK/GG)