bianet'e konuşan Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'ndan (TİSK) Zübeyde Çelebioğlu, yasal önlemlerin çocuk işçiliğini önlemeyeceğini söylerken Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'ndan (DİSK) Tonguç Çoban, sorunun çok boyutlu olduğunu fakat bu tip somut önerileri de desteklediklerini söyledi.
Çelebioğlu, çocuk işçi çalıştıran işverenlere yaptırım uygulanmasının çocukları yasadışı ve daha kötü koşullarda çalışmaya iteceğini ve firmalar arasında "haksız rekabete" yol açacağını söyledi; sorunun çözümünün işverenlerin eğitilmesi ve çocukların çalışma koşullarının iyileştirilerek eğitimlerine devamlarının sağlanmasından geçtiğini belirtti.
İşverenlerin öne sürdüğü "çocuklar yasadışı çalışır" itirazının yanlış olduğunu belirten Çoban ise "Bu iki seçenek arasında seçim yapmak zorunda değiliz. Önemli olan çocukları çalışmaya iten sebeplerin ortadan kaldırılması" dedi.
"Çalışmaya yaş sınırı getirilmeli fakat bu uygulama sosyal programlarla desteklenmeli. Devlet aileyi desteklemeli, çocuğun da okula gitmesini sağlamalı".
Varolan asgari ücret sistemiyle çocuk işçiliğinin ortadan kalkmasının önüne geçilemeyeceğini belirten Çoban, "Devlet, çocuğun evine getirdiği geliri yerine koymalı.Bunun korumacı bir öneri olarak sunulması yanlış. Sorun evrensel. Çocuk işçiliğine dayalı bir ekonomik büyüme olamaz" dedi.
AP: "Çocuk emeği AB'ye girmesin"
Kalkınmakta olan ülkelerde çocuk işçiliği üzerine bir rapor hazırlayan AP, Avrupa Komisyonu'na UNESCO, Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve UNICEF'e baskı yaparak ve yeni stratejiler geliştirerek çocuk işçiliğiyle mücadele çağrısı yaptı.
Çocuk işçiliğinin yoksulluğun kaçınılmaz sonucu olmadığını belirten Parlamento, "Gerekli sosyal politikalar oluşturulduğu takdirde yoksul çocukların çalışmayı bırakarak tam zamanlı eğitime devam etmeleri mümkün" dedi ve Hindistan ve başka ülkelerden somut örnekler gösterdi.
AP, Komisyon'a, AB'ye ithal edilecek malların üretiminde çocukların çalıştırılmadığını kontrol edecek mekanizmaların kurulmasını; ikili ilişkilerde çocuk işçiliği ve diğer emek standartlarını kalıcı bir madde haline getirmesini istedi.
Parlamento, bu durumun kalkınmakta olan ülkeleri de çocuk işçiliği ile mücadeleye iteceğini belirtti.
Çoban: "Tarımda durum kötü"
Çocuk işçiliğinin Türkiye'de çok ciddi bir problem olduğunu söyleyen Tonguç Çoban, sorunun AB ile müzakere sürecinde sık sık gündeme geleceğini vurguladı.
Son 10-15 yılda, özellikle Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) baskı ve çabalarıyla çocuk işçiliğini önleme konusunda yol alındığını söyleyen Çoban'a göre sanayide konuyla ilgili bir duyarlılık oluşmasına rağmen özellikle tarımda sorun giderek büyüyor.
"Çünkü orada sorun tamamen ekonomik ve yıllara dayanıyor. Sanayide ise taşeron firmalar ya da küçük tekstil atölyelerinde çocuk işçiliğinin modern biçimleri ortaya çıkıyor".
Aileye destek, çocuk okula
1998'de Benetton'a üretim yapan firmada çocuk işçi çalıştırıldığının ortaya çıkması üzerine beliren duyarlılığı hatırlatan Çoban, "Sendika olarak biz de ILO projelerinin oluşmasında, örgütlenmesinde bulunduk. Çözüm çocuğun ailesinin gelirinin oluşturulması, ki bu da sendikaların ana gündemi. Sektörlerde baz ücretler oluşturulmalı ve her ailenin insanca bir yaşam sürdürecek gelire sahip olması sağlanmalı" dedi.
Çoban'ın iki temel önerisi, ailelere destek sağlanması ve her çocuğa parasız, zorunlu ve kaliteli eğitim olanağı sunulması.
"Temel eğitimin sekiz yıla çıkması etkili oldu; 12 yıla çıkması daha da etkili olabilir. Çözüm genel ve çok boyutlu ama bu durum mikro çalışmaların yapılmasına engel değil. AP'nin önerisini bu açıdan destekliyoruz".
ILO: "Mücadele hükümet politikası haline gelmeli"
ILO 1992'den bu yana sivil toplum örgütleri ve kamu kurumlarıyla çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılmasına yönelik projeler yürütüyor.
ILO Ankara ofisinden Serdar Kesler, bianet'e, Türkiye'nin Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesi Uluslararası Programı 'nın (IPEC) başladığı ilk altı ülkeden biri olduğunu ve Türkiye'de uygulanan projelerin programa yeni katılan ülkeler tarafından model alındığını söyledi.
Bugüne kadar 100'den fazla proje yürütüldüğünü belirten Kesler, şu an Milli Eğitim Bakanlığı'yla Adana'da tarım işçisi olarak çalıştırılan çocuklara yönelik, Sosyal Hizmetler Çocuk esirgeme Kurumu'yla 11 ilde sokakta çalıştırılan çocuklara yönelik, Çalışma Bakanlığı'yla da mobilya sektöründe çalıştırılan çocuklara yönelik üç projenin devam ettiğini belirtti.
1992'den bu yana çocuk işçiliğiyle mücadele konusunda büyük bir mesafe alındığını belirten Kesler, "Fakat bu çok yönlü bir sorun. Çocuk işçiliğinin tamamen ortadan kalkması için kamuoyunda duyarlılık yaratılmasından ekonomik göstergelerin düzelmesine kadar birçok alanda gelişme sağlanması gerek" dedi.
"Çocukların çalıştırılmamaları ile daha marjinal sektörlere kaymak zorunda bırakılmaları arasında çok ince bir çizgi var".
Çalışma Bakanlığı bünyesinde 1996'da bir Çalışan Çocuklar Bölümü kurulmasının önemli olduğunu belirten Kesler, "Bu noktadan sonra bizim amacımız tek tek projelerin ötesine geçerek konuyla ilgili etraflı bir hükümet politikasının oluşmasını ve uygulamaya geçmesini sağlamak" dedi.
TİSK: "Çalışmak zorunda olan çocuklar var"
ILO projeleri kapsamında 1998'de Pendik sanayi sitesinde bir Çalışan Çocuklar Bürosu kuran TİSK'in araştırma uzmanı Zübeyde Çelebioğlu, işverenlere eğitim verdiklerini, çocuklarında çalışırken eğitimlerine devamlarını sağlamak ve çalışma koşullarını iyileştirmek için çalıştıklarını söyledi.
Çalışmaların sürdüğünü fakat Büro'nun henüz diğer illere ve bölgelere yaygınlaştırılamadığını söyleyen Çelebioğlu "Çalışmak zorunda olan çocuklar var. Bunun önüne yasaklarla geçilemez. Sorun ekonomik" dedi.
En az 6.5 milyon çalışan çocuk var
Devlet İstatistik Enstitüsü'nün (DİE) 1999'da yaptığı araştırmaya göre,
Türkiye'de 6-17 yaş grubunda yer alan 16 milyondan fazla çocuğun yaklaşık 6.5 milyonu çalışıyor. Tarım, sanayi ve hizmet sektöründe çalışanların sayısı yaklaşık 1 milyon 700 bin. 4 milyon 800 bin çocuk ise ev işlerinde çalışıyor.
Öte yandan, İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi'nden avukat Esra Özeren, DİE anketlerinin kayıt dışını kapsamadığını dolayısıyla verilerin çok sağlıklı olmadığını söylüyor.
Özeren, Türkiye'nin BM Çocuk Hakları Sözleşmesi ve çocuk işçiliği ile ilgili ILO sözleşmelerine imza atmış bulunduğunu fakat uygulamanın yetersiz kaldığını vurguluyor.(EÜ)
* Çocuk işçiliğiyle ilgili ulusal mevzuata ulaşmak için buraya tıklayın.