Kullanıcıların örgütlendiği Bisikletliler Derneği başkanı Murat Suyabatmaz, bisiklet kullanımının yaygınlaşmasının çevre kirliliğini önlemeye, trafiği hafifletmeye ve sağlık sorunlarını azaltmaya katkı vereceğini söylüyor.
Ana talepleriyse kentte entegre, güvenli bisiklet yollarının yapılması ve trafikte bisikletlilerin yok sayılmaması.
Ulaşım aracı olarak bisiklet
İstanbul'da bisikleti ulaşım aracı olarak kullanmanın mümkün olmadığını savunanlar, kentte çok fazla yokuş olduğunu gerekçe gösteriyor. Zaten varolan az sayıdaki bisiklet yolu da sahil boyunca uzanıyor.
Öte yandan, dünyanın birçok şehrinde insanlar işe gelip giderken bisiklet ve toplu ulaşım araçlarını birlikte kullanabiliyor. Örneğin şehrin dış bölgelerinde yaşayan birisi bisikletle tramvay istasyonuna gidiyor, bisikletini orada bırakıyor ya da yanına alıyor, şehir merkezinde inip yeniden bisikletiyle devam ediyor.
Bunun için toplu taşıma araçlarında bisiklet koyulabilecek alanlar ayrılıyor; istasyonlarda bisiklet parkları oluşturuluyor; ev-istasyon-iş arasında güvenli seyahat edilebilmesi için bisiklet yolları yapılıyor.
İstanbul'da bisiklet yolları yok denecek kadar az, zaten kısıtlı bir bölgeyi kapsayan tramvay ve metro bisikletle seyahat edenleri düşünerek düzenlenmemiş durumda. Öte yandan, yine özel bir alan ayrılmamasına rağmen şehir hatları vapurlarında bisiklet için ayrı bir ücret alınmıyor.
Katlanan bisiklet, elektrikli bisiklet...
Bütün bu olumsuzluklara rağmen bisikleti günlük hayatına dahil etmek isteyenler için çekici bir olanak var: katlanan bisikletler.
15-20 saniyede katlanıp açılabilen ve katlandığında orta boy bir bavul büyüklüğüne düşen bu bisikletlerle otobüse, metroya, tramvaya, deniz motoruna, vapura binmek; hatta çok sıkışınca bisikleti bir taksinin arkasına atıp gitmek mümkün.
Türkiye'ye yakın zaman önce katlanan bisiklet modelleri de gelmeye başladı. Bunlar arasında tüm dünyada yaygın olarak kullanılan Dahon'un üç modeli, bir mühendisin 1984'te mezuniyet tezi olarak dizayn ettiği Strida ve Türkiye'de tasarlanan ve üretilen Salcano var. Fiyatları 350 ila bin YTL arasında değişiyor.
Taşıma kolaylığı bu bisikletlerin olumlu yanı ama buna karşılık uzun yolda daha yorucu oluşu, küçük tekerlekleri nedeniyle yoldaki engellerden daha fazla etkilenmesi de eksileri.
Yokuş çıkmayı kolaylaştırabilecek bir başka alternatif de elektrikli bisikletler. Türkiye'de satılan Easy Bike 4-8 saat arasında şarj oluyor; 30 kilometre/saate kadar hızlanabiliyor ve aküsü doluyken 50 kilometre kadar gidebiliyor.
Sonuç itibariyle, İstanbul'un yokuşlarını çıkmak zor olsa da, güvenlik önlemlerini aldıktan sonra inmek de bir o kadar zevkli. Bisikleti günlük hayatına sokmak isteyenler için seçenekler var.(EÜ/EZÖ)