58 derneğin oluşturduğu Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAF-FED), hükümetin "demokrasi açılımı" adını verdiği süreçte etkin olarak yer almak istiyor. Federasyon, "kanayan yaraları iyileştirecek her çalışmayı önemli görüyor, açılımın başarıya ulaşması için üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını" belirtiyor.
bianet'in görüştüğü KAF-FED Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Erol Taymaz, "Kürt sorunu çok önemli. Önemini azaltmak için söylemiyoruz. Ama Türkiye'nin sorunlarını bir bütün olarak düşünmek, toplumun bütün kesimleriyle görüşmek gerekir" diyor.
KAF-FED, sürecin eşgüdümünü üstlenen İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın henüz kendileriyle ve benzer örgütlerle görüşmemiş olmasını "büyük eksiklik" olarak niteliyor, ancak "zaman içerisinde, hükümetimiz projenin hayata geçirilmesinde samimiyse, bu eksikliğin de giderileceğini umuyoruz" diye ekliyor.
"Adı 'toplumsal barış projesi' olsun"
KAF-FED, "açılım" denen sürecin doğru adlandırılmasını ve "Türkiye'de yaşayan tüm vatandaşları etnik, dinsel veya cinsel kimlikleriyle kapsamasını", bir "toplumsal barış" projesi olmasını öneriyor.
Sonucun parlamentodan oydaşmayla çıkması, Meclis'teki bütün partilerce benimsenmesi de Federasyon'un dileklerinden. Bunun için parti başkanlarıyla başbakanın doğrudan görüşmesini, cumhurbaşkanının uzlaştırıcı rolünü üstlenmesini, teknik çalışmaların ve görüşmelerin de tüm etnik, dinsel ve diğer kesimleri kapsaması, görüşlerinin alınması, sorunlarının dinlenmesini istiyorlar.
"Ortak, eşit, özgür vatandaşlık"
KAF-FED "paketin" içeriğinde şu niteliklerin olması gerektiğini vurguluyor:
Türkiye'de yaşayan tüm etnik, dinsel, cinsel ve diğer grupların, kimliklerini ifade, koruma ve geliştirme özgürlüğünü eşit şekilde sağlamalı. Bu özgürlüklerin kullanılabilmesi için tüm engeller kaldırılmalı, devlet desteği sağlanmalı.
Evrensel insan hakları içinde yer alan bireysel özgürlüklerin kullanılmasını engelleyen tüm engeller kaldırılmalı.
Ortak, eşit, özgür bireylerin güçlü bir vatandaşlık bilincini oluşturmak, gerçek anlamda demokratik bir yasal çerçeve oluşturmak nihai hedef olmalı.
Ana talepler dil hakları ve kültürel destek
Taymaz, nüfusunun yaklaşık 6 milyon olduğu tahmin edilen Kuzey Kafkasya kökenli Türkiyelilerin ana beklentilerinin kültürel destek ve dil hakları alanında olduğunu söylüyor. Tahminlere göre, iki ana Kuzey Kafkasya dilini -toplumda Çerkes olarak bilinen, kendilerini Adıge olarak adlandıranların konuştuğu Adıge ve Abhaz dilleri ve lehçeleri- anlayan yaklaşık iki milyon kişi var.
Taymaz, hükümetin yapabileceklerini şöyle özetliyor.
Kültür etkinliklerine destek: Sadece engelleri kaldırmak yetmez, devlet destek de olmalı. Örneğin kültürel etkinliklere Kültür Bakanlığı veya yerel yönetimler aracılığıyla verilen desteğin, toplumun tüm kesimlerine yayılması gerekiyor.
Üniversitelerde dil merkezleri: Artık yaşamayan dillere ilişkin üniversite merkezleri var, ama birçok yaşayan dil için yok.
Anadilinde daha yaygın,kaliteli yayın: TRT Şeş önemli bir adım. Ama diğer diller için, yarım saatlik, genellikle kimsenin izlemediği saatlerde yapılan TV yayını yetmiyor. Özel radyo ve TV'lere getirilen engeller kalkarken, devlet TV ve radyosunda da bu yayınlar yaygınlaşmalı. Zengin, seyredilebilir programların hazırlanması gerekiyor.
Üniversite merkezleri ve anadilinde yayın konularını daha önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le de görüşmüştük.
Anadili eğitimi ve anadilinde eğitim: Anadilinin devlet okullarında öğrenilmesine ilişkin engeller kalkmalı. Hemen şu aşamada gerçekleşmesi kolay değil, ama çocuklar kendi anadillerinde temel dersleri görebilseler ne güzel olur.
KAF-FED, anadili öğretimi için özel kurs açılmasına olanak sağlayan yasa değişikliğinin ardından, Adıge ve Abhaz dillerinin öğretimine ilişkin altyapıyı oluşturmak üzere, bir proje başlatmıştı. (TK)