Berna Yılmaz ile Ferhat Tüzer, "örgüt üyeliği ve örgüt propagandası yapmak" suçlarından, Mart 2010'da gözaltına alınarak tutuklandı. Şimdi Kandıra F Tipi Cezaevi'nde olan 22 yaşındaki üniversiteliler, 6 Ekim saat 15:00'te Beşiktaş Adliyesi Özel Yetkili 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dördüncü duruşmalarına çıkacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmacı olduğu toplantıda "Parasız eğitim istiyoruz, alacağız" pankartı açtıkları için yargı önüne çıkan gençler, tutuklu bulundukları süre içinde yaşadıklarını ve eylemlerinin amacını birer mektupla anlattı:
"Destek verenler de yargılanıyor"
Ferhat Tüzer:
Ben ve Berna, Anayasa'nın güvence altına aldığı eğitim hakkını "parasız" talep ettiğimiz ve bunu bu ülkenin en ilgili makamında yer alan Başbakan'a bir pankartla duyurmak istediğimiz için 1,5 yıldır tutukluyuz. Son mahkememizde mütalaasını okuyan ve bu eylemimizi, "düşüncenin ifadesi" olarak değerlendirip tahliyemizi ve beraatımızı isteyen savcıya rağmen, mahkeme heyeti her defasında ve ısrarla "tutukluluğun devamı" kararı alıyor.
Kararın altında, "parasız eğitim talebini yargılamak" yatıyor. Hatta öyle ki, Edirne Savcısı bizim için masa açıp imza toplayan arkadaşlarımızın "suçu ve suçluyu övmek" iddiası ve örgüt propagandası yaptıkları gerekçesiyle yargılanmalarını istiyor.
Bu nasıl hukuk, adalet anlayışı ve zihniyet? Daha davamız kesinleşmeden ve buna dair hüküm verilmeden nasıl suçlu oluruz ve nasıl bizim serbest bırakılmamız için imza toplayanlar bu suçu övebilir?
Eğitimin ticarileştirilmesine, bir sektör ve rant alanı haline getirilmesine ses çıkarmak, buna karşı olmak, yıllara varan hapis cezalarıyla yargılanmayı getiriyor.
İnsani bir hak olan eğitimin eşit ve parasız olmasını istediğimiz için aylardır tutukluyuz. Bu tutuklulukla beraber, üniversite öğrencisi olan ben ve Berna'nın öğrenim hakkı da gasp edildi.
"Beraat isteyen savcı sürüldü"
Berna Yılmaz:
Ferhat ve ben, en başta kendi hakkımız, genelde de tüm öğrencilerin, ailelerin hakkını dile getirdiğimiz için 1.5 yıldır bedel ödüyoruz, 15 yılla yargılanıyoruz. Evet, parasız eğitim istemenin bedeli 15 yıl. Anayasa'da var olan bir hakkı yazmak kolay, istemek suç.
Üçüncü duruşmamızda savcı, bu talebi dile getirmenin kişi hak ve özgürlüğü olduğunu söyleyerek, beraatımızı istedi. Yani savcı diyor ki: "Sizi aylarca içeride tutarak bir suç işledik. Bu bir haktır, serbest bırakılmalısınız." Ama heyet tutukluluğa devam kararı verdi. Bu süre içerisinde Ferhat ve ben, hızla okuldan atıldık. Bize beraat kararı veren savcı ise sürgün edildi. Hukuksuzluğun biri bitiyor, diğeri başlıyor.
Dördüncü duruşmaya hepinizi çağırıyorum, gelin hep birlikte haykıralım: "Parasız eğitim istemek suç değil, haktır." (AS)