19 aydır tutuklu bulunan öğrenciler Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzer'in 4.duruşması başladı; davaya içeride ve dışarıda destek var.
Yılmaz ve Tüzer 14 Mart 2010'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı Roman Çalıştayı toplantısında "parasız eğitim istiyoruz, alacağız" pankartı açtıkları için tutuklandı.
Beşiktaş Adliyesi Özel Yetkili 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili Süleyman Çelebi, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) vekili Sebahat Tuncel de izledi.
Adliyenin dışında ise Gençlik Federasyonu üyeleri, KESK, Eğitim-Sen üyeleri ve aralarında Özgür Mumcu, Pınar Sağ ve Nur Sürer'in de olduğu 200 kişilik grup da destek verdi.
"Savcı düşünce özgürlüğü demişti"
Federasyon adına açıklamayı okuyan Gökçe Uludağ, arkadaşlarının serbest bırakılması için birçok şehirde kurdukları çadırların altı kez saldırıya uğradığını söyledi.
"Pankart açtıkları için anayasada bile var olan parasız eğitim hakkını istedikleri için iki öğrenci yargılanamaz. Dünyanın her yerinde öğrenciler eğtimini ticarileşmesine karşı eylemler yapıyor."
Geçen duruşmada mütaalayı okuyan savcının açılan pankartın "düşünce özgürlüğü" kapsamında değerlendirip Ferhat ve Berna için beraat istediği hatırlatılan açıklamada, bu savcının yetkileri alınarak başka göreve atandığı belirtildi.
"120 bin üyemiz de aynı suçu işliyor"
KESK adına konuşan Mehmet Bozgeyik, bugün 70 üyesi ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına kendi adlarına parasız eğitim istedikleri için suç duyurusunda bulunduklarını ancak Savcılığın bunu istemenin suç olmadığını söyleyerek taleplerini kabul etmediğini söyledi.
Suç duyusunda şöyle yazıyor:
"Anayasal ve uluslararası belgelerce güvence altına alınan bir hakkın kullanımının talep edilmesi bir suç ise bizler bu 'suçu' yıllardır işlediğimizden ve bundan sonra da işleyeceğimizden hakkımızda yasal işlem bşlatılmasını talep ediyoruz"
Bozgeyik, 120 bin üyesi bulunan Eğitim-Sen'in tüzüğünde parasız, bilimsel, anadilinde eğitimi talep edildiğinin yazdığını ve 120 bin üyenin yıllardır bu suçu işlediğini söyledi.
Özgür Mumcu da uzun tutuklama döneminin sadece öğrenciler için değil herkesi için hukuki değil siyasi bir yıldırma politikasına dönüştüğünü söyledi. (NV)
*Haberin videosu için tıklayın.