14 ilde kadınlar, Ayşe Paşalı'nın katili İstikbal Yetkin'in yargılandığı dava devam ederken kadın cinayetlerine ve kadın katillerinin serbest kalmasına karşı sokaklarda nöbet tuttu.
İstanbul Taksim Meydanı'nda da kadınlar dün (11 Mayıs) akşam ve bu sabah nöbetteydi. Bugün görülen Paşalı cinayeti davasına ilişkin gelişmeleri Ankara'da nöbet tutan kadınlardan an an telefonla öğrenen kadın hakları savunucuları kadın cinayetleri son bulana kadar nöbette olacaklarını belirtti.
7/24 nöbetlerinde "Haksız tahrik indirimi istemiyoruz", "karakola başvuran kadınları evine döndüren polisler istemiyoruz", "tecavüz mağdurlarını bekleten adli tıp istemiyoruz", "Jin Jiyan Azadi", "Erkeklerin sevgisi her gün 3 kadın öldürüyor, Öldüren sevgi istemiyoruz", "Öldüren aile kutsal değildir", "Erkek öldürüyor, devlet koruyor, kadınlar burada isyan ediyor", "Sapık, katil, cahil, hasta değil, erkektir", "Kutsal aile masalına son", "Tesadüf değil erkek şiddeti", "Dayağın çıktığı cenneti istemiyoruz", "Haksız tahrik erkekleri koruyor" sloganları atıldı. Kadınlar, "Biz öldükten sonraki adaleti istemiyoruz, kadınlar öldürülmeden can güvenliği istiyoruz" dedi.
"Kadının hala adı yok"
Taksim'de nöbet tutan kadınlar "yasta değil, isyandayız" diyor. Devlet kurumlarının kadın cinayetlerini dikkate almadığını söyleyen kadınlar, öldürülen kadınların seslerini ve hikayelerini duyurmak ve daha çok kadının öldürülmemesi için burada olduklarını söylüyor.
İstanbul Feminist Kolektif'ten Meriç Eyüboğlu, kadın cinayetlerine karşı kampanyanın uzun süredir devam ettiğini söyledi ve ekledi: "Bugün bir kez daha kadın cinayetlerimize isyanımızı duyurmak için buradayız. Ayşe Paşalı davasından çıkacak sonucu bekliyoruz. Bu nedenle sadece burada değil 14 ayrı şehirde kadınlar sokaklarda nöbet tutuyor."
Yine İstanbul Feminist Kolektif'ten Begüm Acar, kadın cinayetleri artsa da siyasilerin gündemine girmediğine dikkat çekti. İnsanların sadece kadın olduğu için öldürüldüğünü ve bunun bir hayat mücadelesine dönüştüğünü ifade etti.
"Kadın cinayetleri münferit değil, politik diyoruz. Herkesin başına gelebilecek birşey, insanlar sadece kadın olduğu için öldürülüyor. Yasalar, devlet kurumları ve en önemlisi toplumun zihniyeti kadına karşı şiddeti normal gördüğü için cinayetlere de önem verilmiyor. Hergün en az üç kadın öldürülüyor ama buna karşılık hiçbir şey yapılmıyor. Seçimler yaklaşırken, hiçbir siyasi partinin gündeminde kadın cinayetleri yok. Bu bizim için bir hayat mücadelesi. Sorunlar çözülene kadar buradayız"
Eylemin duyurusunu internette görüp nöbete katıldığını belirten Dilber Sünnetçioğlu, "Bu başta siyasetçilerin olmak üzere herkesin ayıbı. Türkiye'de kadına değer verilmiyor. Kadın kocasının erkekliğine laf etmiş diye katillere tahrik indirimi veriliyor. Zaten kanun uygulayıcıları da erkek. Duygu Asena söyleyeli yıllar oluyor, ama Türkiye'de kadının hala adı yok" diye konuştu.
Yasalar yetersiz, mevcut yasalar uygulanmıyor
İstanbul Feminist Kolektif'ten Gökçe Kartal, cinayetlere karşı örgütlü kadın mücadelesinin Güldünya Töre cinayetinden beri devam ettiğini belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: "Kadınlar kocaları, babaları, ağabeyleri yani en yakınlarındaki erkekler tarafından öldürülüyor. Bu da bize güvenli aile masallarının boş olduğunu gösteriyor. Hükümetse kadın cinayetlerinin yüzde 1400 arttığını söylerken önlem almıyor, münferit diyerek göz ardı etmeye çalışıyor. Kadın güvenliği kağıt üzerindeki sözleşmelerden ibaret. 4320 sayılı koruma kararı ve buna yönelik yaptırımlar uygulanmıyor. Bu aksaklıklar kadınların hayatına mal oluyor."
Emel Toprak, "Kadınlar ölmesin, kız çocuklarına taciz tecavüz, sonu ölümle bitecek hiçbirşey olmasın diye burdayım. Arkadaşımın annesinden eylemi duydum ve geldim. Kadın cinayetlerinde sorun adaletle de ilgili, yargı süreci çok uzun sürüyor, ceza indirimleri oluyor, bu durum erkekleri cesaretlendiriyor. Hala kadının beyanı esas değil, kadının beyanı esas olmalı, ve bu ikincil konumumuzan kurtulmalıyız" dedi.
Ayşe Tükürükçü, kadın cinayetlerinin basına yansıdığından daha fazla yaşandığına ama görmezden gelindiğine değindi. "Kadınlar karakola gidince, memurlar eşinin omzuna vurarak eve gönderiyor. Ayşe Paşalı Türkiye'ye mal oldu, devletin ayıbı. Devlet görevini yerine getirmediği şu an aramızda değil. Yüzlerce Ayşe Paşalı var Türkiye'de."
Selime Büyükgöze, kadın cinayeti davalarının örnek oluşturacak şekilde sonuçlanmamasının erkekleri cesaretlendirdiği görüşünde. "Böyle eylemlerde daha fazla insan görme beklentisi var,, hergün bir sürü kadın öldürülürken insanların galeyena gelmemesi çok üzücü, Bunu ancak daha fazla kadın sürekli biraraya gelerek, sesimizi yükselterek görünür kılabiliriz."(ÇT/BB)