Dün birçok ilde kadınlar sokaklarda kadın cinayetlerine karşı nöbetteydi. Ayşe Paşalı davasının sonuçlanmasını ve çıkacak kararın diğer vakalar için de caydırıcı nitelikte olması talebiyle "yasta değil, isyandayız" diye haykırıyorlardı.
Kadınlar, "kadına karşı şiddet son bulana ve suçlular cezalandırılana kadar buradayız" diyerek nöbetlerini sürdürürken, Ankara'dan Paşalı'nın kocasının müebbet hapis cezasına çarptırıldığı haberi geldi. Hem de Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Sözleşmesi'nin Türkiye tarafından imzalandığı günde geldi bu haber.
Ayşe Paşalı'nın hafızalarımıza kazınmış fotoğrafından tanıdığımız Paşalı'nın sırasıyla kocası, tacizcisi ve katili olan İstikbal Yetkin'e verilen bu ceza ve sözleşmenin Türkiye tarafından imzalanması, kadın hakları mücadelesinin birer başarısı. Bunların ne kadar caydırıcı olacağı ya da uygulanacağı ayrı bir tartışma konusu.
Özellikle erkek şiddeti vakalarında kadınlar (haklı gerekçelerle) aralarına erkekleri almadan örgütlenmeyi tercih ediyorlar. Ama erkek şiddetine karşı erkeklerin de mücadele etmesi, diğer davalara örnek teşkil edecek bu kararı sadece kadınların değil erkeklerin de görmesi gerekiyor.
Bugünki gazetelerde üç erkek yazarın, Hakkı Devrim, Hasan Cemal ve Derya Sazak'ın köşelerinde Ayşe Paşalı'ya yer vermeleri oldukça olumlu bir adım.
Hasan Cemal, Milliyet'teki yazısında Paşalı'nın kocasına verilen cezayı ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Sözleşmesi'nin Türkiye tarafından imzalanmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyor. Cemal, yazısını "kadın örgütlerinin eylemi ve Ayşe Paşalı davasından çıkan ömür boyu ağırlaştırılmış hapis cezası gerçekten iyimserlik verici bir ışık, tünelin ucunda yanıp sönen" diyerek bitiriyor.
Hakkı Devrim de Radikal'deki yazısında Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Sözleşmesi'ne ve Paşalı davasına değiniyor. Sözleşmenin içeriğini ve bu konuda Prof. Dr. Feride Acar'la yapılan söyleşiye de yer veriyor köşesinde. Devrim, "(Paşalı'nın) göz göre göre öldürülmesi, İstikbal adlı herifin değil âdeta toplumumuzun işlediği bir cinayettir bence" diyor ve Ayşe Paşalı'nın kocasıyla çekilmiş fotoğrafının "insan vicdanı açısından çağımız Türkiyesi için bir İKONA değerinde" olduğunu söylüyor.
Derya Sazak bugünki yazısına "kadına yönelik şiddet konusunda örnek bir karar çıktı" cümlesiyle başlıyor. Sazak da dün imzalanan sözleşmeye değiniyor. Türkiye'nin ilk imzayı atmasını "Böylece Türkiye "sorunlu" olduğu bir alanda kendini bağlıyor. Aile içi şiddetten devletler de "sorumlu" tutulacaklar" cümlesiyle değerlendiriyor ve bu kararın caydırıcı olmasını temenni ederek yazısını bitiriyor.
Sazak, Devrim ve Cemal'in köşelerinde kadına karşı şiddete yer vermesi, tüm erkeklere bir davetiye olmalı. Kadınların şiddete ve tacize uğraması sadece kadınların değil, tüm toplumun sorunu. (ÇT/ŞA)