*Fotoğraf: Ozan Acıdere
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Boğaziçi Üniversitesi'nin atanmış rektörü Melih Bulu'ya ve beraberindeki atanmışlara yönelik protestolar altı ayı aşkın süredir devam ediyor. Üniversite bileşenleri, atamanın yapıldığı 2 Ocak'tan bu yana pek çok hukuksuzluğun ve şiddetin hem tanığı hem öznesi oldu.
Öğrencilere yönelik disiplin soruşturmaları da bunlardan sadece biri. Üç öğrenciye, düzenledikleri bir eylemde güvenlik kameralarının kablolarını keserek "kamu malına zarar verdikleri" gerekçesi de dahil olmak üzere değişik konularda geçen iki hafta içinde soruşturmalar açıldı.
Akademisyen ve avukat Feyzi Erçin, öğrencilerden ikisinin, haklarındaki soruşturmalar kapsamında geçen hafta içerisinde iki kez savunma yaptıklarını aktardı.
Erçin, soruşturmaya dair sonucu beklerken değişik fakültelerdeki disiplin komisyonlarından hem bu hem de farklı soruşturmalara dair ve savunmalar alındıktan sonra yeni bir yazı geldiğini belirtti.
Süren soruşturmaya yeni delil
Yazıya görüntü kayıtlarının eklendiğine dikkat çeken Erçin, "Savunma alınmak suretiyle tamamlanmış bir soruşturmaya yeni delil eklenmişti. Savunmasını vermiş iki öğrenciden savunma verdikleri konulara dair adeta yeniden savunma vermeleri isteniyordu. İmzalı belgeye gözaltı sürecinde bile sorulmayan yeni sorular da eklenmişti" dedi.
Erçin, savunması alınan öğrencilerin yanıtlarının yeni sorularla yönlendirilmek istediğini belirtip şunları söyledi:
"Disiplin soruşturmaları sonsuza kadar devam eden süreçler değildir. Başlattığınız soruşturmaya belirli süre içinde uygun cevabı aldıktan sonra disiplin cezasını veremeyeceğinizi anlayıp 'Şunu eksik yapmışız, bir de şunları yollayalım da öğrencileri köşeye sıkıştıralım' diyemezsiniz, ek sorular sorup dosyaya yeni deliller ekleyemezsiniz."
"Sorular maksatlı"
Disiplin komisyonlarının savcılık makamı gibi çalışamayacağını hatırlatan Erçin, "Disiplin soruşturmalarında bu şekilde suç yaratma odaklı, maksatlı sorular soramazsınız" dedi ve şöyle devam etti:
"Boğaziçi Üniversitesi'nde görev yapan güvenlik görevlileri, kendilerine verilen talimatlarla düzenlenmiş tutanaklar üzerinden öğrencilerin tutuklanmasına sebep oldular. Bir üniversitenin akademisyeni de benzer şekilde davranmamalı, suç yaratmaya odaklı soru sorulmaması gerektiğine inanıyorum.
"Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Disiplin Yönetmeliği'nin 6. Maddesi'nde "huzur bozucu eylem" tanımını görüp bir öğrenciye "Slogan atmanın huzur bozucu eylem olduğunu biliyor musunuz?" dediğinizde, bağımsızlığınızı yitirmiş olduğunuzu, hüküm vermiş olduğunuzu, kafanızda bir suç oluşturduğunuzu ikrar etmiş oluyorsunuz."
"Slogan atmak huzur bozucu eylem değildir. Huzur bozucu eylemin kanuni tarifi de zaten yoktur. Aynı yönetmeliğin 5. Maddesi'nde hem pankart hem afiş kelimesi geçerken, kelime oyunu yaparak soru sormamalısınız."
Güvenlik görevlilerinin rolü
Erçin, üniversitedeki birimlere yapılan her yeni atamanın soruşturmaları artırdığını ve bu tür soruşturmaların, öğrencileri sindirme hedefiyle açıldığını söyledi:
"Soruşturma evraklarını başlarda eksiklikler ve hatalarla hazırlıyorlar. Muhakkak içinde eksiklikler oluyor. O yüzden iyi bir savunma yazdığımızda hatalarını fark ediyor ve bir sonrakine daha güzel hazırlamaya çalışıyorlar."
"'Görüntü kaydı var' diyorlar, göndermiyorlar, o kayıtlar da zaten yasaya aykırı alınmış. Tutanakları imzasız gönderiyorlar ya da imzaları saklıyorlar, böyle olunca tutanağın değeri kalmamış oluyor.
"Özetle öyle bir soruşturma süreci var ki, Rektörlük güvenlik görevlilerine öğrencilere dair mesnedi olsun olmasın sayısız tutanak tutturuyor, tüm fakülte ve enstitü müdürlüklerine yağmur gibi soruşturma talebi yolluyor ve hocalarla öğrencileri karşı karşıya bırakmaya çalışıyor."
YÖK Disiplin YönetmeliğiMadde 5 – (1) Kınama cezasını gerektiren eylemler şunlardır; a) Yükseköğretim kurumu yetkililerince istenilen bilgileri eksik veya yanlış bildirmek, b) Ders, seminer, uygulama, laboratuvar, atölye çalışması, bilimsel toplantı ve konferans gibi çalışmaların düzenini bozmak, c) (Değişik:RG-7/11/2013-28814)2 Yükseköğretim kurumu içinde izinsiz olarak bildiri dağıtmak, afiş ve pankart asmak, ç) Yükseköğretim kurumunca asılmış duyuruları, program ve benzerlerini koparmak, yırtmak, değiştirmek, karalamak veya kirletmek, d) Sınavlarda kopyaya teşebbüs etmek. Yükseköğretim kurumundan bir haftadan bir aya kadar uzaklaştırma cezasını gerektiren disiplin suçları Madde 6 – (1) Yükseköğretim kurumundan bir haftadan bir aya kadar uzaklaştırma cezasını gerektiren eylemler şunlardır; a) (Değişik:RG-23/12/2016-29927) Öğrenme ve öğretme hürriyetini engelleyici veya yükseköğretim kurumlarının işleyiş ve huzurunu bozucu eylemlerde bulunmak, b) Disiplin soruşturmalarının sağlıklı bir şekilde yürütülmesini engellemek, c) Yükseköğretim kurumundan aldığı kendine hak sağlayan bir belgeyi başkasına vererek kullandırmak veya başkasına ait bir belgeyi kullanmak, ç) Yükseköğretim kurumunda kişilerin şeref ve haysiyetini zedeleyen sözlü veya yazılı eylemlerde bulunmak, d) Yükseköğretim kurumu personelinin, kurum içinde ya da dışında, şeref ve haysiyetini zedeleyen sözlü veya yazılı eylemlerde bulunmak, e) Yükseköğretim kurumunda alkollü içki içmek, f) Yükseköğretim kurumuna ait kapalı ve açık mahallerde yetkililerden izin almadan toplantılar düzenlemek. | |
(DŞ)