"Başbuğ hem yargı hem de medyaya ayar vererek Ergenekon soruşturmasını doğrudan etkiledi."
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) eski başkanı Hüsnü Öndül, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un dün (29 Nisan) yaptığı basın toplantısında Ergenekon soruşturmasıyla ilgili yaptığı açıklamaların "Türkiye'deki rejiminin vesayetçi özelliğini ortaya koyduğunu" söyledi ve ekledi:
"Türkiye demokrasi tarihini düşündüğümüzde Orgeneral Başbuğ'un yaptığı açıklamalara şaşırmamamız ya da yadırgamamamız gerekir."
"Demokratik ülkelerde olacak iş değil"
"Başbuğ'un yargıdan medyaya, halkın oylarıyla seçilmiş insanlardan kamu görevlilerinin nasıl davranacağına kadar, hatta siyasi rejimin niteliğiyle ilgili değerlendirmeleri hayatın her alanına müdahaledir."
"Demokratik ülkelerde böyle konuşmalar ve toplantılar olmaz, olamaz" diyen Öndül, Başbuğ'un konuşmasıyla ilgili değerlendirmeleri şöyle:
Ergenekon: Bu konuşmanın içeriği yargıyı etkilemektir. Darbeler yapmış bir kurumun başındaki ismin hali hazırda süren bir davayla ilgili konuşması elbette ki bu süreci etkileyecektir.
Ayrıca, Başbuğ yaptığı açıklamalarla hukukun üstünlüğü ilkesini de ihlal etti. Bu demokrasiyle çelişen, yalnızca otoriter sistemlerde görülen tavırlardır. Dünkü basın toplantısındaki manzara Türkiye'deki rejimin fotoğrafını görmemize olanak sağlıyor.
Medya: İlkesel olarak bu toplantının tümü kabul edilemez olsa da daha fena kısmı medyanın halidir. Ne kadar yayın yönetmeni, köşe yazarı ve ana haber sunucusu varsa bir masanın etrafında toplayacaksın ve onlara nasıl haber yapacaklarını dikte edeceksin. Öte yandan gazetecilere ağızlarının payını verecek, fırça atacaksın. Yok böyle bir şey.
Bu manzarayı bir diktatörlük komedisi olarak niteleyen Öndül, basın toplantısının tamamını, kendi deyimiyle "yargı ve medyada paralele olarak yürüyen" Ergenekon soruşturmasına açıkça bir müdahale olarak görüyor ve kabul edilemez olarak niteliyor..(BÇ)