Derneğin konuya ilişkin Adalet Bakanlığı'na yönelttiği soru üzerine Bakanlık "sünger oda" iddiasının "güvenlik gerekçesiyle" uygulandığını doğruladı, ancak burada "kaç kişinin ne kadar süreyle kaldığı" sorusuna yanıt vermedi.
ÇHD raporu, uygulamaya ilişkin ilk şikayetin 2005 Aralık ayında yapıldığı son başvurunun ise Eylül 2006 tarihli olduğunu belirtti. Şubeye uygulamaya maruz kaldıklarını bildiren 31 tutuklu ve hükümlünün başvurduğunu vurgulayan rapor, bunlardan 11'i ile görüşüldüğünü, diğer 20 kişiyle ile nakil, tahliye ya da vasi vekaleti olmaması gibi sorunlar yüzünden görüşülemediğini ifade etti.
Kamerayla gözetleniyor, koli bandı ile bağlanıyorlar
Rapor, tutuklu ve hükümlülerin hakaret, tehdit ve aşağılamayı içeren sözlü sataşmalara maruz kaldığını, en az birinin falaka uygulaması ile karşılaştığını, birinin boynuna takılan iple nefessiz bırakıldığını içeren anlatımları kapsıyor.
Ayrıca anlatımlarda "süngerli oda" diye tabir edilen bir yerden bahsedildiğini açıklayan rapor, odanın özelliklerini 8-10 metrekare büyüklüğünde, içinde bir adet tuvalet bulunan, tüm duvarları süngerle kaplı, kameralı olarak sıraladı.
Tutuklu ve hükümlülerin karşılaştığı diğer ihlaller arasında şunlar yer alıyor:
* Kelepçe, bez, koli bandı, yatak çarşafı gibi materyallerle bağlanmak,
* Uzun süre aç bırakılmak,
* Günde 1-2 kere su verilmesi,
* Tuvalet ihtiyaçlarının engellenmesi, bu engelleme nedeniyle bazı tutuklu ve hükümlülerin hemoroid olması.
Rapora giren bir anlatım şöyle:
"Bana diz çökerttiler ellerimdeki kelepçenin üzerine koli bandı yapıştırdılar. Zeki Uzun (1. Müdür) "atölyeden bez, nevresim ipi getirin" dedi. Getirdiler bez parçasını kelepçenin üzerine bağladılar. Bantla sağlamlaştırdılar. Ayaklarımın bileklerini birer halka yapıp ellerimi arkadan kelepçeli durumdayken, ortadan bez sarkıtarak, ayaklarıma birleştirerek bağladılar. Buna sanırım domuz bağı deniliyor. 1 gün süngerli odada yalnız kaldım. 2. gün kardeşim A......'la Z.....'yi benim yanıma getirdiler. Tuvalet ihtiyacımızı, ağzımızla birbirimizin fermuarını açarak giderdik."
Adalet Bakanlığı doğruladı
ÇHD İzmir Şubesi gelen başvurular üzerine Adalet Bakanlığa yazılı başvuruda bulundu. Bakanlığın cevabında, bir kısım hükümlü ve tutukluların etrafı süngerle kaplı odalara konulması uygulamasının dayanağının; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 49. maddesi olduğunu açıkladı.
Madde, "Kurumun düzeninin ve kişilerin güvenliklerinin ciddi tehlikeyle karşı karşıya kalması halinde, asayiş ve düzeni sağlamak için kanunda açıkça belirtilmeyen diğer tedbirler de alınır. Tedbirlerin uygulanması, disiplin cezasının verilmesine engel olmaz" hükmünü içeriyor.
Bakanlık yanıtında, "Gözlem Odası" olarak belirtilen bu yerde kaç kişiye, kaç kez, hangi sürelerde, ne sebeple uygulama yapıldığına ilişkin soru ise olarak cevapsız bırakıldı. (AÖ)