Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun soru önergesine verdiği cevapta, Türkiye genelinde 70 ayrı cezaevinde “süngerli oda” bulunduğunu açıkladı.
Bakanlık, süngerli odanın ne olduğunu şöyle anlattı:
“Süngerli oda olarak tabir edilen odalar, tavan, taban ve duvarları sünger ile kaplı, branda ile muhafaza altına alınan, burada bulunan hükümlü ve tutukluların kapalı devre kamera sistemiyle takip ve kontrol edilebildiği, bu görüntülerin kayıt altına alındığı, hükümlü ve tutukluların insani ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için temiz ve kirli su tesisatı ve havalandırması bulunan yerlerdir.”
“…Mevzuat hükümleri uyarınca, hükümlü ve tutuklular, kendilerine ve başkalarına zarar vermelerini önlemek amacıyla, sakinleşinceye kadar, tedbir amaçlı ve geçici süreyle bu tür odalara alınabilmektedirler.”
Odada kelepçeli 24 saat
Ancak cezaevlerinde süngerli odaların gardiyanlarca “işkence odası” olarak kullanıldığı birçok habere yansıdı.
Örneğin Barış ve Demokrasi Partisi Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu'nun, Bolu T Tipi Cezaevi’nde darp edilen mahpuslarla yaptığı görüşmenin ardından 17 Şubat 2014’te yaptığı açıklamaya göre, mahpuslar hücrelerine giren özel kuvvetler ve gardiyanlarca dövüldü. 10 mahpustan dördü elleri ve ayakları plastik kelepçeyle bağlanarak süngerli odaya kapatıldı ve 24 saat süreyle orada tutuldu.
Açık tuvalette kamera
İzmir Kırıklar 2 Nolu F Tipi’nde tutuklu bulunan Gökhan Çoban ve Mustafa Özüsağlam’ın şikayeti üzerine sekiz gardiyan hakkında “işkence” suçlamasıyla dava açıldı.
Tutuklular 28 Ağustos 2013’te slogan attıkları ve kapılara vurdukları gerekçesiyle bulundukları hücreden alınarak dövüldü ve süngerli odalara atıldı. Yerlerde sürüklendiler, tekmelendiler ve tehdit edildiler. D.A.G. isimli başgardiyan, “Sizinle anladığınız dilden konuşacağız” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü olayla ilgili verdiği soru önergesinde, Çoban’ın süngerli odadaki görüntülerinin basına yansıdığı belirtildi:
“Odanın dört bir tarafı, tavanı ve tabanının süngerle kaplı olduğu, oturacak bir yerin bulunmadığı, köşede bir alaturka tuvaletin olduğu ve tuvaletin etrafının açık tutulduğu görülmektedir.”
Kürkçü, “Mahkumların bir kamerayla gözlendiği, kameranın nerede olduğunu bilmedikleri, kameranın açıkta bulunan tuvalete baktığı ve mahkûmların her anını kaydettiğini, özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğini” ifade etti.
Hapishanede “slogan” tehlikesi
Bozdağ’ın yanıtındaki diğer bilgiler şöyle:
* Süngerli oda uygulamasına son yıllarda başlandı ve 1-2 yıl içerisinde yaygınlaştırıldı.
* Süngerli oda uygulamasına geçilmeden önce, mahkûmlara etkileri konusunda uzmanlardan görüş alınmadı.
* Odaların kapatılması konusunda bu aşamada bir çalışma yok.
Bozdağ, mahpus Gökhan Çoban’ın basına yansıyan süngerli oda görüntüleriyle ilgili de “Çoban ve arkadaşlarının slogan atıp oda kapılarını tekmeleyerek kurumda eylem yapan tutuklular için tehlikeli bir hâl oluşturduğunu” söyledi. (AS)