Son zamanlarda eskisine oranla daha sık karşılaştığımız polis aramalarıyla ilgili olarak Avukat Ergin Cinmen, polisin gelişigüzel arama yapma yetkisinin olmadığını ve böyle bir olayla karşılaşan kişilerin savcılığa suç duyurusunda bulunabileceğini söyledi.
Polisin kimlik sorma yetkisi olduğunu, ancak savcılık talimatı olmadan ve "makul şüphe" olmadan arama yapmasının suç olduğunun altını çizen Cinmen, polisin "tipini sevmedim, arayacağım" deme hakkı olmadığını söyledi.
Makul şüphe ne demek?
Polisin, sokakta veya karakolda canı istediği gibi üst araması yapamayacağını söyleyen Cinmen, arama yapılması için "makul şüphe" olması gerektiğini söyledi.
"Makul şüphe" kavramının her yöne çekilebilecek bir ifade olduğunu, buna nasıl karar verileceğini sorduğumuz Cinmen, makul şüpheyi şöyle anlatıyor:
* Bir yerde bir olay yaşanmış olabilir. Burada birisi kaçıyorsa, polis durdurup üstünü arayabilir. Çünkü burada makul bir şüphe vardır. Yani normal insan ilişkileri içerisindeki makul şüphe geçerlidir.
* Şu an yaşandığı gibi, polisin yoldan geçen insanları, gelişigüzel, "Senin tipini beğenmedim" diyerek arama yetkisi kesinlikle yok.
* Aynı şey karakollar için de geçerli. Karakola gittiğiniz zaman polisler sizin üstünüzü arayacaksa önce savcılığa haber vermeleri ve neden şüphelendiklerini açıklamaları gerekir.
* Ancak savcının onay vermesi durumunda üstünüz aranabilir. Bu noktada da tutanak tutulmasını talep etmelisiniz ki, elinizde kanıt olsun.
* Polis, ortada hiçbir şey yokken, yolunuzu çevirip üstünüzü aramak isterse buna karşı çıkabilir ve neden şüphelendiğini sorabilirsiniz. Eğer üstünüzü aramakta ısrarcı olursa veya size zor kullanırsa, savcılığa gidip polisler hakkında suç duyurusunda bulunmalısınız.
"Makul şüphe olmadan çıplak arama yapılamaz"
Bugün (15 Kasım) Radikal gazetesinde İsmail Saymaz'ın "Haksız arama yapan yandı" başlıklı haberine de değinen Cinmen, bu olayda tiyatro sanatçısı Ü.S'nin hiçbir makul şüphe olmadan "şüpheli davranışlar sergiliyorsun" denilerek çıplak aramaya maruz kalmasının her halükarda suç olduğunu ifade etti.
11 Şubat 2011'de Tarlabaşı'nda telefonuyla konuşarak yürüyen tiyatrocu Ü.S'yi durdurup kimlik göstermediği gerekçesiyle karakola götüren ve burada çıplak arama yaptıran iki polis hakkında "haksız arama" yaptıkları gerekçesiyle Savcı Ali Şafak tarafından dava açıldı.
Şafak, karakolda en yetkili isim olan amiri de, "haksız aramaya engel olmadığı" için üçüncü sanık yaptı. Avukatlar "haksız arama" davasını yetersiz bulup üst mahkemeye itiraz etti. Üst mahkeme, "işkence, cinsel taciz ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" suçlamalarını da haklı buldu. (EKN)