19 Ocak'ta Hrant Dink anmasının bitişinden bir süre sonra İstiklal Caddesi'nde çıkan olaylarda gözaltına alınan 14 kişiyle ilgili bilgi almak için Beyoğlu Ekipler Amirliği'ne gelen bir avukatla polis memurları arasında geçen diyalog şöyle gelişti:
Avukat: İyi günler, İstanbul Barosu görevlisiyim, avukat meslektaşların gözaltındaki kişilerle görüştürülmediği ve avukatlara şiddet uygulandığı konusunda yetkili amirinizle görüşmek istiyorum.
Polis: Yok öyle bir şey, görüşüp ne yapacaksınız ?
Avukat: Baro görevlisiyim, yapılanların tümü hem olaylar hem de sözlerinizle ilgili rapor hazırlayacağım, amirinizle görüştürür müsünüz ?
Polis: Nerden bileyim senin avukat olduğunu, kimliğine bakacağım.
Avukat: İşte kimlik belgem, karakol amirinizle görüştürmenizi istiyorum.
Polis: Seni arayacağım, üstünde bir şey vardır, burası karakol, burası benim evim. Silahı olan çok avukat gördüm, silah veya başka kesici, delici alet varsa verin.
Avukat: Üstümde silah veya diğer yasak maddelerden hiçbiri olmadığını beyan ediyorum.
Polis: Tamam, o zaman yine de şöyle bir arayacağım.
Avukat: Bakınız, ben avukat olduğumu ve Baro Görevlisi olduğumu belirtmiştim, sizi uyarıyorum, yasalara göre benim üzerimi arayamazsınız, suç işlemiş olursunuz.
Polis: Olsun benim gene de aramam lazım, burası karakol, buraya kim girecekse onu ben ararım, benim görevim çünkü.
Avukat: Bakınız avukatın üstünün ağır cezalık suçüstü hali dışında aranamayacağı konusunda sizin teşkilatın, yani Emniyet Genel Müdürlüğünüzün Genelgesi var. Eğer arama işlemi yaparsanız hem yasaları çiğnemiş olacaksınız, bu suçtur, hem de teşkilat genelgesini çiğnemiş olacaksınız; disiplin cezası alırsınız.
Komiser: Olsun, biz gene de ararız.
Avukat: Amirinizle görüşmek için karakola girmem gerekiyor, sadece bu nedenle beni arayacaksanız suç işlemiş olacaksınız.
Polis: Olsun, biz aramadan kimseyi içeri sokmayız.
Avukat: Ben herhangi bir kimse değilim, ben avukatım ve sizi bir kez daha uyarıyorum, avukatın üzerini ararsanız suç işlemiş olacaksınız.
Polis: Olsun, deminden beri avukatım diyorsun zaten, girecekseniz sizi arayacağız.
Avukat: Komiser bey, memurunuz yanlışta ısrar ediyor, sizden de son kez memurunuzu uyarmanızı, avukatın üstünün aranmaması konusundaki kanun ve yönetmeliği uygulamanızı istiyorum. Aksi halde yapacağınız uygulamanın işleme konmasını, olay hakkında tutanak tutmanızı istiyorum.
Komiser: Tamam, olur, üstünüzü arayalım sonra işlemini yaparız, tutanak diyorsan tutanak da tutarız.
Oysa Avukatlık Kanunu'nun 58. maddesi şöyle diyor:
"Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro temsilcisinin katılımı ile aranabilir. Ağır cezayı gerektiren suçüstü halleri dışında avukatın üzeri aranamaz." (EZÖ/TK)