Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin Şemdinli'de Umut Kitabevi'nin bombalanmasıyla ilgili davada verdiği bozma kararı ardından görüştüğümüz müdahil avukatlar Murat Timur ve Tahir Elçi, davada "hukukdışı bir örgütün küçük de olsa bir parçasının ortaya çıkarılmış olması"na karşın, şimdi Şemdinli bombalamasının üzerinin tamamen örtülmesinden kaygılılar.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, dün (16 Mayıs) Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz'e verdiği hapis cezasını "eksik soruşturma" gerekçesiyle bozmuş, davaya askeri mahkemenin bakması gerektiğine hükmetmişti.
Elçi ve Timur, Daire'nin kararında yer alan kimi saptamaları değerlendirdi.
"Askerler de terör suçu işleyebilir": Timur "Asker olan sanıkların örgütün işlediği suçlarla aynı suçu işlediklerine ilişkin nitelendirme, hayal gücünün de ötesinde, tamamen varsayımlara dayalı" saptamasının "hukuksal değil, siyasi" olduğu görüşünde. "Herkes her suçu işleyebilir. Mesleği nedeniyle belli bir tür suçtan azade olmaları düşünülemez."
"Askeri mahkeme görevlidir": Daire'nin sanık astsubayların terörle mücadele kapsamındaki görevleri sırasında olayın meydana gelmesi nedeniyle yargılama görevinin askeri mahkemeye ait olduğuna dair saptamasıyla ilgili de Timur "Vatandaşın dükkanına bomba atılması askeri faaliyet olarak nitelendirilemez" diyor. Elçi de bu kararı "İyi niyetli değil" diye niteliyor. "Suçun sivil alanda işlendiğini ve mağdurların da sivil olduğunu" vurguluyor.
"Askeri mahkemede adil yargılama gerçekleşemez"
Timur ve Elçi, Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Yargıtay Dairesi'nin kararını benimsemesi halinde dosyanın gideceği askeri mahkemede adil yargılamanın ve etkili soruşturmanın gerçekleşemeyeceği görüşünde.
Timur, "Askeri hakimleri atamakta ve özlük işlerine bakmakta yetkili, Genelkurmay Başkanı" diyor; Büyükanıt'ın dava sırasında sanıklardan Kaya için "Tanırım, iyi çocuktur" demesini, 12 Nisan'daki basın açıklamasında dava için "Dünyada görülmemiş bir hukuk cinayeti işlendi" sözlerini anımsatıyor ve ekliyor: "Büyükanıt'ın açıklamasından sonra Yargıtay'dan farklı bir karar beklemiyorduk. Askeri mahkemeden adil yargılama beklemek de saflık olur."
Elçi de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) askeri mahkemelerde sivillerin yargılanmasıyla ilgili kararlarında adil yargılama hakkının ihlal edildiğini saptadığını anımsattıktan sonra, "Adil yargılama ilkeleri mağdurlar açısından da geçerlidir. Sivil insanların, sivil bir alanda, askerler tarafından ihlal edilen haklarıyla ilgili askeri mahkemenin tarafsız yargılama yapması düşünülemez" diyor.
AİHM'ye gidilebilir
Elçi, "Biz bu hukuk dışı örgütün üç kişiden oluşmadığını, gerisinin de ortaya çıkarılması gerektiğini söylüyorduk. Yargıtay'da temyize de bu yüzden gitmiştik zaten" diyor.
"Meslekten atılan Savcı Ferhat Sarıkaya da bunu söylüyordu. Tablonun bir kısmını ortaya çıkarmaya çalışmıştı. Ama mahkeme Sarıkaya'nın iddianamesinin tamamını dikkate almadı. Eksiklik varsa burada." Timur da, bölgede yetkili komuta subaylarının dosyada adlarının geçmesine karşın davada sanık olarak yer almamasını anımsattı.
Elçi'ye göre davanın özünde devletin yaşam hakkını etkili bir şekilde korumamış olması da var. Bu konunun etkili bir şekilde soruşturulamayacağının işaretlerinin görülmesi halinde AİHM'ye de gidebileceklerini söyleyen Elçi, "Şemdinli'nin öncelikle Türkiye'de, Türkiye yargısınca çözülmesinden yanayız. Bu hukukun üstünlüğü için gerekli" diyor. (TK/EK)