"Biz sadece kendi kayıplarımızı, onların mezarını istemiyoruz. Biz, gözaltında başka kayıplar olmasın diye her hafta buradayız."
35 yaşındaki Fehmi Tosun evli ve beş çocuk babasıydı. Diyarbakır'ın Lice ilçesinin Liçok köyünde yaşıyorlardı. Defalarca gözaltına alındı, tutuklandı. En son cezaevine konulduğundan, ailesine yönelik baskılar da artmaya başladı. Bu nedenle ailesi Diyarbakır'ı terk edip İstanbul'un Avcılar semtine yerleşti.
Tosun birkaç ay sonra cezaevinden çıktı, ailesinin yanına geldi, çalışmaya başladı. Baskılar, tehditler burada da son bulmadı.
19 Ekim 1995'te telsizli iki sivil polis tarafından 34 UD 597 plakalı bir araca zorla bindirilerek, eşi Hanım Tosun ve çocuklarının gözü önünde, evinin önünden kaçırıldı. Ailesi ondan bir daha haber almadı.
Cumartesi Anneleri/İnsanları, bugün (22 Ekim) kaybedilişinden 16 yıl sonra bir kez daha "Fehmi Tosun nerede" diye sordu.
"Herkesin evladı için acı çekiyoruz"
"Siz hiç Cumartesi Annesi oldunuz mu?" diye söze başlayan Hanım Tosun, "Biz sadece kendi kayıplarımızı, onların mezarını istemiyoruz. Biz, gözaltında başka kayıplar olmasın diye her hafta buradayız. Acı haberler duydukça, herkesin evladı için aynı acıyı çekiyoruz, artık gözaltında kayıplar olmasın" diye konuştu.
Sanatçı Nur Sürer, okuduğu basın açıklamasında, "Hanım bıkmadı, usanmadı, bütün devlet kapılarında Fehmi'yi aradı. 16 yıldır 'Fehmi nerede?' sorusu cevapsız bırakıldı. 16 yılda hükümetler, savcılar, siyasetçiler değişti. Fehmi Tosun'un ve diğer kayıplarımızın faillerini koruyan devletin tutumu ise hiç değişmedi. Fehmi'nin akıbeti 16 yıldır hukuksuzluğun, hukukuna terk edildi" dedi.
"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye'yi, Tosun davasında oybirliğiyle mahkum etti. U2 1997'deki 'POP' isimli albümünün kapağına 'Fehmi Tosun'u hatırlayın' diye yazdı. Tosun'un sesini bütün dünya duydu, sadece Türkiye'yi yönetenler duymadı. Tosun'un o zaman 11 yaşında olan kızı Besna'nın '17 yıl öncesindeyim, hala, seni son görüşümde ardından bakarken düştüğüm yerdeyim' diyen sesine kulak verin."
"Barışın yolunu açın"
Cumartesi Anneleri/İnsanları, 343. haftaki buluşmalarında, Tosun'un ve diğer kayıpların akıbetinin "devlet sırrında gizli olduğunu" söyleyerek bir kez daha sorumluların bulunarak yargılanması isteklerini dile getirdiler. Kayıp yakınlarına ve insan hakları örgütlerine sınırlama olmaksızın, "gizli belgelere ulaşmalarının yolunun açılması" talep edildi.
Ayrıca, Birleşmiş Milletler (BM) Zorla Kaybedilmelerin Önlenmesi Sözleşmesi'nin de bir an önce imzalanması gerekliliğini vurgulandı.
"Kayıp gerçeğini görmemek, bu gerçekleri ötelemek barışın ve demokrasinin yolunu tıkıyor. Biliyoruz ki, taleplerimiz yerine getirilirse, baskı ve zulüm politikaları son bulacak, barışın yolu açılmış olacak." (AS)