Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (YAKAY-DER) Yönetim Kurulu Üyesi Hanım Tosun, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan "terör ve şiddet olayları kapsamında yaşam hakkı ihlallerinin incelenmesi" alt komisyonunda konuştu.
Tosun, bianet'e yaptığı açıklamada, "komisyona eşi Fehmi Tosun'un kaybedilmesiyle ilgili bilgi verdiğini ve hukuki süreci anlattığını" söyledi.
Tosun, toplantıda yaptığı konuşmada, "eşi Fehmi Tosun'un 1995'te Avcılar'daki evinin önünden ellerinde telsiz ve silah olan kişilerce bir otomobile zorla bindirilerek götürüldüğünü ve kendisinden bir daha haber alamadıklarını" anlattı.
"17 yıldır çektiğim acı için buradayım" diyen Tosun, artık herkesin acısına son verilmesi gerektiğini söyledi.
"Kemiklerin kimliği bir an önce belirlenmeli"
"Ben yıllardır, 'Bu benim başıma geldi, başka kimsenin başına gelmesin' diye mücadele ediyorum. Beş yetim çocuk yetiştirdim. Kimse acı çekmesin diye Cumartesi Anneleri'nin eylemlerine katıldım, yerlerde sürüklenerek gözaltına alındığımız olurdu. Ama ben evde otursaydım kimsenin bu olup bitenlerden haberi olmayacaktı."
"Eşimin kaybolduğu yıllarda ülkenin her yerinde insanlar kayboluyordu. Cumartesi Anneleri/İnsanları büyük bir insan hakları mücadelesidir. Fiziki olarak çok acı çektim ama vicdanen çok rahatım. Bizim o eylemleri yaptığımız sırada kayıp oranının yüzde 100'e yakın oranda düştüğünü gördük."
"Toplu mezarlar ortaya çıkarılıyor. Sevdiğin, yakının sağ mı ölü mü bunu düşünüp duruyorsun. İşte en son Diyarbakır'da bulunan kemikler... Aklıma geliyor, 'acaba eşimi İstanbul'dan oraya mı götürdüler' diye. Bu kemiklerle ilgili bir an önce DNA testi yapılarak hangi döneme ait olduklarının ortaya çıkarılmasını istiyoruz."
Tosun, komisyon başkanı Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Amasya Milletvekili Naci Bostancı'nın kendisine olayın detaylarını sorduğunu söyledi, "Komisyonda da hukuki olarak hiçbir sonuç elde edemediğimizi anlattım" dedi.
"17 yıldır bu acıyla yaşıyorsun"
Tosun, kendisinin de başta Diyarbakır'da kazıları süren ve 26 kafatasının bulunduğu bölge olmak üzere toplu mezarlarla ilgili sorular sorduğunu ve olayların aydınlatılması talebinde bulunduğunu söyledi. Tosun, "Bostancı, bana '17 yıldır bu acıyla yaşıyorsun...' dedi" diye konuştu.
36 yaşındaki Fehmi Tosun 19 Ekim 1995'te telsizli iki sivil polis tarafından 34 UD 597 plakalı beyaz Renault araca zorla bindirilerek Avcılar'daki evinin önünden götürüldü. Çocukları ve Hanım Tosun aracın ardından koştu, ayaklarının aracın kapısından sürüklendiğini söylediler.
1999 yılında gözaltına alınan Fehmi'nin kardeşine, gözaltındayken 'Seni de ağabeyin gibi öldürülelim mi?' dediler. Tüm kayıp vakalarında olduğu gibi Emniyet ve savcılık başvurularından sonuç alınamadı. İç hukuk yolları tükenince AİHM'e taşınan davada, Türkiye, 2003'te "soruşturmanın eksik yapılması" ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 2. maddesindeki "yaşam hakkı" ihlali nedeniyle mahkum oldu.
Müzik grubu U2, 1997'de çıkardığı albümünün kapağına "Türkiye'de kaybedilen Fehmi Tosun'u Hatırlayın" yazdı. (AS)