Kimileri sokaklarda sabahtan akşama kadar broşür dağıttı, kimleri ev ev dolaşıp "seçmenlerin ezberini bozmaya" çalıştı, kimileri de Oran için pedal çevirdi...
Kampanya sırasında öne çıkan bir nokta da yüzlerce gencin ilk defa aktif siyasetle tanışması oldu. Hayri İnce, Sevan Paylan ve Aret Çavdar bu gençlerden üçü. Niye aktif siyasete girdiklerini, Baskın Oran'ı neden desteklediklerini ve değerlendirmelerini konuştuk.
"Bir mum yakmanın vakti gelmişti"
Hayri İnce, 24 yaşında ve Uluslararası İlişkiler mezunu. Baskın Oran'ı desteklemek için bir ay önce İzmir'den İstanbul'a geldi. Oran'ın adaylığını duyunca çok sevindiğini ve hemen bir e-posta atarak onu destekleyecğini yazdığını anlatıyor.
Hayri, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) gibi sosyal demokrat oluşumların desteğinin eksik kalması nedeniyle kampanyanın zarar gördüğünü söyledi.
"Baskın Oran'ın adaylığı beni çok mutlu etti. İzmir'den aday olmadığı için ona sitem bile ettim; sayesinde gönül rahatlığıyla oy vereceğim birisi olacaktı, oy verecekleri de cidden kıskandım çünkü tamamen beni temsil eden bir insandı, benim adayımdı."
Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) Oran'dan desteğini çekmesi Hayri'nin moralini bozmuş ama tüm yaşanan olumsuzluklara rağmen bir ay boyunca canla başla çalışmış, afişler asmış, bildiri dağıtmış, Hocayla beraber seçim turlarına katılmış.
"Karanlığa her gün küfretmektense artık bir mum daha yakmanın vakti geldi diye düşündüm ve ben kendi mumumu yaktım" diyen Hayri şöyle devam etti:
"Kendini solda gören insanlardan 15 bin oy aldığımızı düşünüyorum; bu bir anlamda sol görüşlü insanların ne kadar az olduğunu göstermesi açısından beni üzdü ama öte yandan geleceğe yönelik umut da beslemiyor değilim. Beş haftalık bir çalışmayla hiçbir partinin desteklemediği bir adayla 30 bin oy aldık. Bundan sonra eğer bu proje devam ederse ben arkasında durmayı düşünüyorum, okyanusa açıldık bu gemi yüzecek, Baskın Oran gibi kaliteli bir insanı meclise yollamak hoş olacaktı, Ufuk Uras'ı yollayarak kardan zarar ettik."
"Dink cinayeti dönüm noktası"
Sevan Paylan ise 28 yaşında, o da Uluslararası İlişkiler mezunu. Baskın Oran'la üniversite sıralarında tanışmış, onun kitaplarıyla siyasal bilgisini zenginleştirmiş.
"Baskın Oran'ın adaylığını duyduğumda dünyanın en mutlu insanı oldum diyebilirim ve seçim süresince elimden ne geliyorsa seve seve yaptım. Ama asıl amacım gençlere Baskın Oran'ı anlatmaktı. Hrant Dink cinayeti benim için milat oldu ve ondan sonra daha aktif bir şekilde bazı görevlerde yer almaya başladım; dernek çalışmalarına katılmaya başladım."
Sevan, Baskın Oran'ın son derece demokrat bir insan olduğunu söyledi ve demokrasinin gereği olarak Kürtleri de, türbanı yüzünden okuma hakkı elinden alınmış kızları, eşcinselleri savunan Oran'da kendi düşüncelerinin ifadesini bulduğunu ekledi.
"Oran halı altına süpürülen sorunları dile getirerek ezber bozmaya çalıştı, Kürtler de destek verseydi seçilirdi. Ermeniler ise önemli bir destek verdi. CHP'ye oy verecek bir kısım Ermeni Baskın Oran'da karar kıldı,geri kalan rakam da 2. bölgede oturan ve solu temsil eden kesimin göstergesi, bu sayılar da bize seçim kampanyasında hem başarılı hem de başarısız olduğumuzu gösterir."
"Gelecek için umut var"
Aret Çavdar 27 yaşında, o da bir aylık süreç içersinde Baskın Oran'ı aktif bir şekilde destekleyenlerden.
Daha önceden böyle bir kampanyada yer almadığını söyleyen Aret de, kendisi için Hrant Dink suikastının dönüm noktası olduğunu ve cinayetten sonra farklı bir algı içersine girdiğini ve "asalakça olup biteni izlemektense bir şeyler yapmak için harekete geçmek istediğini" söyledi.
"Biz bugüne kadar hiç Baskın Oran gibi bir milletvekiline sahip olmadık. Oran'ı daha yakından tanıyınca bunun daha iyi farkına vardım ve desteklemek için elimden ne geliyorsa yaptım, bu süreçten çok da memnun kaldım. Baskın Hocayı meclise gönderemesek de 30 bin oy bence fena bir rakam değil, gelecek için umut veren bir rakam."(NK/EÜ)