Açlık grevlerinin 52. gününde aydınlar İnsan Hakları Derneği'nin (iHD) çağrıcılığında bir araya gelerek arabululuculuk yapacak bir heyetin oluşturulması çalışmalarını başlattı.
Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, Prof. Dr. Gencay Gürsoy, Avukat Kezban Hatemi, İbrahim Betil ve eski Avrupa Parlamentosu üyesi ve Türkiye Avrupa Karma Parlamentosu Eşbaşkanı Joost Lagendijk'in de yer aldığı bir grup İHD'de bir araya geldi.
Arabuluculuk için henüz yanıt yok
Kısa bir süre önce kurulan Temas ve Diyalog Grubu ve konuyla ilgilenen tüm sivil toplum örgütlerinin bir araya getirilmesi ve bu gruptan da arabuluculuk yapabilecek küçük bir heyet oluşturulması planlanıyor.
Hatırlanacağı gibi Temas ve Diyalog Grubu'ndan Diyarbakır Barosu Mehmet Emin Aktar'a, hükümet yetkililerinden İmralı'ya gidip gidemeyeceği sorulmuş o yanında bir kişi daha olmasını talep etmişti. Ancak Aktar'a konuyla ilgili henüz bir yanıt gelmedi.
Toplantıya açlık grevleriyle ilgili farklı dinlerden temsilcilerle görüşmek için İstanbul'a gelen Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş ve Dostluk ve Dinlerarası Diyalog Grubu da katıldı.
Demirbaş, Başbakan'ın "hiçbir annenin göz yaşının akmasını istemiyoruz" sözünü hatırlatarak şöyle dedi: Eğer ölümler olursa hepimizin annelerin gözlerinin içine bakabilecek miyiz? Evlatlarını yitirtecek annelerin hiçbirimizi affetmeyeceği de ortadadır. Artık evlatlarımızı ölmesin."
Hatemi: Başbakan'ın inisiyatifinde
Avukat Kezban Hatemi, Kürt sorununda açılım başlatan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açlık grevlerinin bitirilmesi için inisiyatif kullanması gerektiği söyledi.
"Temel amaç bu olayın insani boyutudur. Mensubu bulunduğum inançta yeryüzünde bir insanın bir damla kanı damlasa o belde Allahın emanından çıkar. O yüzden değil 700 kişi bir kişinin canı için aynı tutum içinde olmalıyız.
"Bu çözümsüzlük karşısında ciddi bir irade ortaya koymak gerekiyor. Özellikle yetmez ama evet diyenlerin umudu olan Başbakan'ın inisiyatifi olmazsa olmazıdır. Bunun dışındaki tüm siyasi parti ve sivil toplum örgütlerine de çağrı yapıyoruz. Neye mal olacaksa bu soruna çözüm bulunmalıdır."
"Başbakan adım atmazsa toplum adım atacak" diyen İbrahim Beti şöyle devam etti:
"Grevdekilerin amaçları ne olursa olsun bunu sorgulamaksızın insanların hayatını tekrar geriye almalarını sağlayabilmek başta devletin görevdir; Başbakan'ın sorumluluğundadır. Başbakan'ın insani duruş ve iyi niyetinden şüphe etmiyorum ama adım atmaya davet ediyorum."
Lagendijk: Talepler hükümetin duruşundan farklı değil
Joost Lagendijk, grevdekilerin talepleri ile hükümetin duruşunun taban tabana zıt olmadığını belirtti.
"Anadilde eğitim ve savunma hakkı ile ilgili hükümet şöyle ya da böyle adımlar attı ve atacağına dair sinyaller vermişti. Öcalan'ın tecridinin kaldırılması için Avrupa Konseyi de çağrıda bulunuyor. Yani grevdekilerin talepleri ve hükümetin pozisyonu arasında açık bir fark yok."
Gencay Gürsoy, Adalet Bakanı'nın Türkiye tarihinde ilk kez grevdekileri ziyaret ettiğini belirterek bunu olumlu karşıladıklarını ancak meselenin halan Başbakan'ın iki cümlesinde kilitlendiğini söyledi.
Gürsoy, grevin 66 cezaevine yayıldığını bu yüzden kritik durumlarda her tarafa zamanında ulaşmanın çok zor olduğunu çünkü açlık grevlerinde tıbbi müdahalenin uzmanlık gerektiren bir iş olduğunu belirtti.
Bekaroğlu: Öcalan'a da sesleniyorum
Mehmet Bekaroğlu, Roboski Katliamı'nın Kürt halkının Türkiye'den kopuşu için bir başlangış olduğunu açlık grevleri sonucu insanların ölmesinin de bu kopuşu hızlandıracağını söyledi ve sordu: "O zaman bu ülkeyi kim bölmüş olacak"
Bekaroğlu sorunun asıl muhatabı Başbakan'a ayrıca Öcalan'a da seslendi ve "'Benim için kimse ölmesin' desin ve bu grev bitsin" dedi. (NV)