Ankara Üniversitesi (AÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi İnsan Hakları Merkezi'nden Doç. Kerem Altıparmak, Yeni Anayasa taslağında "Düşünceyi ifade özgürlüğü"nün "savaş kışkırtıcılığı, her türlü ayrımcılık, düşmanlık veya kin ve nefret savunuculuğu" durumlarında kısıtlama getirilmesini "olumlu ancak uygulamaya kalan bir süreç" olarak yorumladı.
1982 Anayasası'nın "Düşünceyi ifade özgürlüğü" başlıklı 26. maddesinde bu yönde düzenleme yapılması durumunda Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin (ICCPR) 20. maddesindeki kısıtlamalarla uyumluluk gösterileceğini söyleyen Altıparmak, "Türkiye'de ifade özgürlüğüyle ilgili problem sadece kurallarla çözülemez" dedi.
"216 uygulanması gereken yerde uygulanmıyor"
Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesinin 20. maddesinde yer alan "Savaş propagandası ve düşmanlığı savunma yasağı"nın Anayasa'da yer almasının olumlu olduğunu söyleyen Altıparmak, Türkiye'deki yargı uygulamalarının sorunlu olduğunu belirtti.
Altıparmak, ırkçılıkla mücadele "Kin ve düşmanlığa tahrik" başlıklı Ceza Yasası'nın 216. maddesinin önemli bir metin olduğunu ancak örneğin, bunun uygulamada "Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ve Prof. Dr. Baskın Oran'a karşı kullanılması, İsmail Türüt vakasında başvurulmaması" gibi sorunlara neden olduğunu ifade etti.
Önemli olanın düzenlemenin "Azınlık ve mağdur olanlara karşı" uygulamaların yasaklanması olduğuna işaret eden Altıparmak, Anayasada ifade özgürlüğüne "savaş kışkırtıcılığı, her türlü ayrımcılık, düşmanlık veya kin ve nefret savunuculuğu" istisnaları getirilmesini kanunda da iyileştirme yapılması açısından önemli olduğu kaydetti.
"Sihirli formüllerle olmaz, uzun soluklu bir iş"
Altıparmak, sorunun uygulama açısından Anayasanın 13. maddesinde güvence altında bulunduğunu açıkladı.
"Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması" başlıklı bu maddeye göre, "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa'nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasa'nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz."
Yeni Anayasa çalışmalarıyla Altıparmak'ın mesajıysa şöyle: "Uzun soluklu düşünülmesi gereken şeyler: Sihirli formüllerle olmaz."
Anayasada ifade özgürlüğü kısıtlamaları
Madde 26.- Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir...Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir. (EÖ/NZ)