Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı Avrupa Parlamentosu'nun 1998'de yeni bir tavsiyeyle her yedi bin 500 kişilik nüfus için sığınma evlerinde bir kişilik yer açılmasına karar verdiğini ifade etti.
Şiddete Karşı Kadınlar-Avrupa (WAVE) örgütünün açıklamalarına göre Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden çok azı bu tavsiyeyi hayata geçirebildi. Durum yeni üye ülkelerde çok daha kötü.
Türkiye'de AB uyum süreci kapsamında çıkan Belediyeler Yasası'na göre nüfusu 50 bin olan her yerleşim yerine bir sığınma evi açılması gerekiyor. Bu yaklaşık 1400 sığınma evine ihtiyaç var demek. Oysa Türkiye'de 2 milyon kişiye bir sığınak bile düşmüyor.
Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı bu sayıların ihtiyacı karşılamaktan çok uzak olduğunu belirtti.
Almanya sığınma evi sayısında lider
Avrupa Konseyi'nin 2006 yılında yayınladığı "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele" (Combatting Violence Against Women) çalışmasına göre Avrupa'da en fazla sığınma evi Almanya'da. Almanya'yı İspanya ve ardından İsveç izliyor.
Almanya'daki sığınma evlerinin sayısı 400, bu evlerde 45 bin kişi daha barınabilir. Sığınma evleri ülke çapında eşit dağılmış durumda dolayısıyla erişim kolay. Ücretsiz olan sığınma evlerine yedi gün 24 saat ulaşılabiliyor.
İspanya'da sığınma evlerinin sayısı 293. 4 bin 144 kişilik yerin bulunduğu bu sığınma evlerden tıpkı Almanya'daki gibi farklı coğrafyadaki kadınlar eşit şekilde faydalanabiliyor. İspanya da kadınlardan ücret talep etmiyor ve sığınma evleri yedi gün 24 saat ulaşılabilir.
İsveç'te bulunan 160 sığınma evi kadınlardan ücret talep ediyor ve her kadının ulaşımına elverişli değil. Sığınma evlerine yedi gün 24 saat ulaşmak da mümkün değil.
Bu üç ülkenin ardından gelen ülkeler sığınma evi sayılarıyla birlikte şöyle:
Slovakya'da 109, Hollanda'da 100, Çek Cumhuriyeti ve Norveç'te 50; İtalya'da 49, Fransa'da 33, Danimarka ve Portekiz'de 35; Avusturya ve Belçika'da 28; Litvanya ve Finlandiya'da 25; İsviçre ve İrlanda'da 18, Hırvatistan'da 13 sığınma evi var.
Bosna Hersek, Bulgaristan, Estonya, Yunanistan, Macaristan, Malta ve İzlanda'daysa sığınma evlerinin sayısı 10'un altında. Monako'daysa hiç sığınma evi bulunmuyor.
Avrupa Konseyi'nden çözüm için kampanya
Avrupa Konseyi kadına yönelik şiddetin, aile içi şiddetle birlikte toplumda gücün dengesiz dağılmasının sonucu olduğunu belirtiyor. Kadına yönelik şiddet insan hakları ihlali olduğu gibi aynı zamanda cinsiyet temelli eşitsizliklerin silinmesi önünde en büyük engel.
Kampanya kadını şiddete karşı korumak için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını, mağdurlara destek ve koruma sağlanmasını ve ülkelerden analiz yapmak için gerekli verilerin toplanmasını öngörüyor.
Kampanyanın amacı kadınlara yönelik şiddete ve hak ihlallerine farkındalığı artırmak. Kampanya üye ülkeleri bu çalışmalara yeterli kaynak aktararak politik niyetin gerçekleşmesini sağlamaya yönlendiriyor.(GG/EÜ)