"Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" dersi her ne kadar henüz zorunlu ders olmaktan çıkarılmasa da, son yıllarda dersten "muaf" olmak için açılan davalar bir bir kazanılıyor.
En son Eskişehir'de ilköğretim 4.sınıf öğrencisinin N.E Alevi olan ailesinin açtığı davanın karara bağlanmasıyla "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" dersinden muaf oldu. Karnesinde zayıf olan dersten dolayı kurula kalan öğrenci dersten muaf olunca takdirname alarak 5.sınıfı bitirdi.
Konuyla ilgili birçok davaya bakan avukat Kazım Genç, ilköğretim veya lisede okuyan çocuğunun "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" dersinden muaf olabilmesi için izlenmesi gereken hukuki süreci anlattı.
"10 davayı kazandık, kaybedilen dava yok"
*Aile "Okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinde yapılan dini eğitim benim inanç ve felsefeme uygun olmadığından çocuğumun bu dersten muaf tutulmasını istiyorum" yazan bir dilekçeyi okul müdürlüğüne veriyor.
* Okul yönetimi, idare hukuku gereğince 60 gün içinde işlem yapmak zorunda.
* Birinci seçenek okul idaresi, bu dilekçeye dayanarak çocuğu dersten muaf tutabilir; bugüne kadar bunun bir uygulaması olmadı.
* İkincisi 60 gün içinde cevap vererek talebi reddedebilir; yaygın olarak hep talep reddedildi.
* Üçüncüsü 60 gün içinde cevap vermez; bu da talebin reddedildiği anlamına geliyor.
* Talep reddedilince, aile, okul ilçedeyse Kaymakamlığa, ildeyse Valiliğe, eğer red kararı Milli Eğitim Bakanlığı'ndan direk veya bir yazısına dayanılarak yapıldıysa Bakanlığa dava açıyor.
* Dava gerekçesi Anayasa'nın 90. maddesinin son fıkrası: "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır."
* Çünkü Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) ek 1 nolu protokolün 2. maddesi "Çocuklara ebeveynlerin inanç ve felsefelerine aykırı eğitim verilemez" diyor.
* Bu konuda Hasan Zengin'in AİHM'de 2007'da kazandığı dava emsal gösteriliyor.
* Şu anda benim yürüttüğüm davalarda 10 çocuk davaları kazandı ve dersten muaf. Benim dışımda da dava açıp kazanan avukat arkadaşlar var.Son yıllarda reddedilen dava mevcut değil.
"Yeni HSYK üyelerinin ne karar vereceğini bilmiyoruz"
Kazım Genç, bugüne kadar gelinen sürecin olumlu olduğunu ancak bundan sonraki sürecin garanti altında olmadığını söyledi.
"Son Anayasa değişikliği ve sonrasında Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndaki (HSYK) değişiklik sonrası Danıştay'a atanan atanan 60 yeni üyenin bu davalarda ne karar vereceğini bilemiyoruz. Yapacakları görüş değişikliği her şeyi tersine çevirebilir ve en başa dönülebilir."
"Çocuklar okulda ayrımcılığa uğruyor"
Genç, her ne kadar kazanım elde edilse de bu mahkeme sürecinin üç sakıncalı noktasına dikkat çekiyor:
* Aileler çocuklarının okulda ayrımcılığa uğrayacağı korkusu ile dava açmaktan çekiniyor.
* Dersten muaf olan çocuklar, arkadaşları tarafından "Sen gavur mu oldun, müslümanlıktan mı çıktın" gibi horlamalara ve dışlamalara maruz kalıyor.
* Öğretmenlerin tutumu da çok ayrımcı olabiliyor. En son muaf olan bir öğrencinin ilk dönem beden, müzik gibi derslerin beş, ikinci dönem ise bir olduğunu gördük. Beceri gerektiren bu tarz derslerde böyle bir not düşüşü ayrımcılık kaynaklı
"Lisede seçmeli ders olmalı"
Genç, AİHM kararında "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" dersinin nasıl olması gerektiğini hatırlatarak, dersin kaldırılması gerektiğini söylüyor.
* AİHM kararında ders zorunlu olacaksa birincisi çoğulculuk esas alınarak her din okutulmalı deniyor. İkincisi objektiflik, üçüncüsü de eleştirel olmalı.
* Türkiye'de eleştirellik ilkesinin uygulanması mümkün değil. O yüzden dersin kaldırılması gerek.
* İlköğretim 4. sınıfta olan 10 yaşındaki bir çocuğa "kültür dersi" okutulamaz. Eğer dinler hakkında bir kültürel bilgi verilmek ise amaç, lise son sınıfta ve seçmeli olmak koşulu ile dinler hakkında genel kültürel bilgi içeren din kültürü dersi verilebilir. (NV/ŞA)