Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), "Türkiye Çingeneleri" adlı kitap konusunda Türkiye'nin insan hakları ihlalinde bulunmadığına hükmetti.
Kitabın ayrımcı ifadeler içerdiği iddiasıyla AİHM'e giden Türkiye Çingeneler Derneği Fahri Başkanı Mustafa Aksu'nun yaptığı temyiz başvurusunu karara bağlandı.
Roman Dernekleri adına şikayetçi olan Mustafa Aksu, Prof. Dr. Ali Rafet Özkan'ın yazdığı "Türkiye Çingeneleri" adlı kitabın ve Türk Dil Kurumu sözlüğünün ayrımcı ifadeler içerdiğini belirtmişti.
Aksu, kitapta, Romanlarla ilgili "alınları dar, kafatasları küçük, saçları kıvırcık, siyah, uzun ve kalındır. Orta yaşlı çingene kadınlar geniş kalçalı ve şişmandır" gibi ayrımcı ifadelerin yer aldığını belirterek şikayette bulunmuştu.
Kararda, bir oya karşılık 16 oyla Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "Özel hayatın ve aile hayatının korunması" ile ilgili sekizinci maddesini ihlal etmediği görüşüne varıldı.
"Etnik kimlik, özel hayat kapsamındadır"
Aksu, AİHS'in "Ayrımcılık yasağı" ile ilgili 14. maddesini ilgili göstermiş fakat mahkeme, bireyin etnik kimliğinin 8. madde tahtındaki özel hayat kavramın kapsadığı, bireyin fiziksel ve sosyal kimliğinin bir görünümü olduğunu söyledi.
Aksu, aynı kitapta Çingenelerle ilgili aşağılayıcı, Çingeneleri suçla ve ahlaksızlıkla bağdaştıran, önyargı oluşturucu ifadelerin bulunduğu gerekçesiyle Haziran 2001'de kitabın satıştan geri çekilmesi ve bakanlık deposunda geriye kalan 299 adedinin de imha edilmesini istemişti.
AİHM, 27 Temmuz 2010 tarihinde aldığı kararda, Aksu'nun gerekçesini kabul etmeyerek, başvuru ile ilgili Türkiye'nin insan hakları ihlalinde bulunmadığına hükmetmişti.
AİHM, Kültür ve Turizm Bakanlığının internet sitesinde de tanıtılan ve Erzurum Atatürk Üniversitesi öğretim üyesi Özkan'ın yazdığı kitapta yer alan ifadelerin basmakalıp görünüme işaret ettiğini ancak ayrımcılık içermediği kararına varmıştı.
AİHM, Türk Dil Kurumu'nun sözlüğüyle ilgili şikayeti de sözlüğün önsözünde mecazlar üzerinde durulduğunun belirtilmesi nedeniyle reddetmişti.
Aksu, bu karara itiraz ederek, davanın temyiz niteliğindeki büyük dairede görülmesini talep etmişti. Bu temyiz başvurusu AİHM tarafından kabul edilmişti.
AİHM'nin temyiz niteliğindeki büyük dairesi, söz konusu başvuruya ilişkin olarak daha önce ilgili daire tarafından verilen kararı onadı ve Türkiye'nin insan hakları ihlalinde bulunmadığına hükmetti. (IC)