Çeşitli platformlarda Ahmet Tulgar’ın yaklaşık iki yıldır sürdürdüğü Birgün gazetesi yazı işleri müdürlüğünden ayrıldığı yazıyordu.
“Ben bu kararı yaklaşık bir ay önce almıştım” diyen Tulgar bianet’e “Görevimden ayrılmadım, sadece ‘yazı işleri müdürü’ unvanım olmadan 'yayın danışmanı' olarak görevimi yapmaya devam ediyorum” dedi.
“Yazı işleri müdürlüğü titrimi bırakmamın en önemli nedeni çeşitli medya sitelerinde ve Birgün okurları mail grubunda süren tartışmalarda adımın sıklıkla terennüm edilmeye başlamış olmasıydı. Benim bırakma kararını almamın ertesinde başlayan tartışmalar bende ‘doğruyu yaptım’ fikri uyandırdı.”
Tulgar “Soldaki bu yarılma döneminde Birgün gibi bütün solun gazetesi olan bir gazetede böyle bir iktidarı elimde tutmak istemediğini” söylüyor.
“Çünkü gazetenin yayın çizgisinde benim etkim çok fazlaydı. Süren bu tartışma bu kadar derinleşirse kendimin de sarsılacağını öngördüm. Böyle bir ortamda görevimi yapmanın da zor olacağını düşündüm. Bu yüzden de böyle bir karar aldım.
Bir de kitabıma yoğunlaşmak istediğim bir dönemde daha rahat kaçabiliyorum gazeteden. Ve ‘iktidar’ olmadan gazetedeki tüm yönetmen görevlerimi sürdürüyorum."
Yazı işleri müdürüyken yaptığı işlerin hepsini yapmaya devam edeceğini belirten Tulgar’a göre süren tartışmaların kendi üzerinden devam etmesinin nedeni ‘homofobi’.
“Benim gazetenin içeriğine uygun olmayan bir yazıya müdahalemle başlayan tartışma üçüncü gününde homofobiyle sonuçlandı” diyor.
“Tamamen bana özel olan şeylerin bu tartışmada kullanılmaya başlandığını gördüm. Mütemadiyen benim adım “gey yazı işleri müdürü”, “kendisi gey olan Birgün yazı işeri müdürü” diye geçmeye başlamıştı bu tartışmalarda. Durum öyle bir boyuta gelmişti ki şöyle cümleler kurulmaya başladı: 'Ahmet Tulgar bu manşeti attı, çünkü birine umutsuzca aşık. Umutsuzca aşık olduğu için de bu attığı manşet yanlıştı'".
Birgün yazı işleri müdürünün heteroseksüel bir erkek olması durumunda asla böyle tartışmaların yaşanmayacağını ifade eden Tulgar kendisini en çok şaşırtan şeyin kendisini "özgürlükçü solcu" olarak niteleyen insanların ve İnternet sitelerinin bu tartışmayı başlatmış olması.
“Eşcinsellik sanki saklanması, gizlenmesi gereken ayıp bir şeymiş gibi davranmaya başladılar” diyen Tulgar bu tartışmaların kendi üzerinden sürmüş olmasından dolayı rahatsız olduğunu belirtiyor.
“30 yıldır gazeteciyim. Ana akım medyada çalıştığım süre boyunca cinsel kimliğime dair karalayıcı hiçbir yazı yazılmadı. Hatta bir imada bile bulunulmadı. 21 yıldır içerisinde yer aldığım Türkiye solundan hep bir şeyler öğrendim. ‘Özgürlükçülük’ adıyla edepsizlik yapılması da ‘öğrendiğim’ şeylerden biri oldu.”
“Birgün okurları, gazete çalışanları, gazetenin sahibi olan okurları, sivil toplum örgütleri ve yazarları beni çok seviyorlar”diyen Tulgar “Görevinin başında olduğunu, her zamanki masasında oturduğunu ve her zamanki işlerini yaptığını” söylüyor.(BÇ/EZÖ)