Hukukçular, Türkiye'nin yargılamanın yenilenmesine koyduğu şartlar sayesinde, hukuken Öcalan'ı yeniden yargılamak zorunda olmadığını söylüyor. Ancak, bu durumun kendisinin de AİHM'ye gidebileceğini, zira yasadaki yeniden yargılama düzenlemesinin eşitsiz olduğunu belirtiyorlar.
Türkiye'nin Öcalan'ı yeniden yargılamayıp yalnızca tazminat ödemekle yetinmesiyse, hem uluslararası hukuk alanında, hem de siyasi anlamda büyük zorluklara neden olabilir.
Yıldız Teknik Üniversitesi'nden Yardımcı Doçent Ozan Özerden, "Türkiye'nin yapması gereken açık" diyor. "Adil yargılanma kararını ihlal etmişseniz, adil yargılama yaparsınız, sorun çözülür."
İstanbul Üniversitesi'nden Doçent Adem Sözüer, "yeniden yargılamadan korkmamak gerektiğini" ve yeniden yargılamaya şart getirmenin eşitsizlik yarattığını, bunun bir hata olduğunu söylüyor.
"Madem bu hatayı yaptık, kimsenin baskısı olmadan yeniden yargılamayı yapmak gerek. Yeniden yargılama Öcalan'a bir şey kazandırmayacak. Tam tersine, yapılamaması Öcalan'a puan kazandıracak. Adil yargılanmadan mahkum olmuş bir kişi olarak anılacak.
Hukuken de en doğrusu yargılamanın yeniden yapılması. Zorlamayı beklemeden yapılmalı.
Üstelik olası bir karara neden olan uygulamalar usule ilişkin. Sanığı hemen hakim karşısına çıkarmamışsınız, dosyaları zamanında vermemişsiniz."
Kendi kalemize gol attık
Sözüer, yeniden yargılamaya tarih şartı koymayı, "kendi kalemize gol atmak" olarak yorumluyor.
"Uluslararası her alanda, bu tarihi niye koydunuz, eleştirisi gelecektir. Bu sefer, yeniden yargılama kanununun kendisi AİHM'ye gidebilir."
Marmara Üniversitesi'nden Doçent Sibel İnceoğlu da, yeniden yargılamanın yapılmamasının ya da bunun için hukuki düzenlemeye gidilmemesinin Türkiye'ye karşı kullanılacağını belirtti.
Yeniden yargılama siyasi değil, hukuki bir sorundur
Ozan Özerden, Türkiye'nin AİHM kararlarının gereğini yerine getirmemek gibi bir seçeneğinin olmadığını söylüyor.
"Bunun sokak hareketleriyle, Baykal'ın hamasi demeçleriyle engellenebilir bir durumu yok. Türkiye 'İnsan haklarını istediğim gibi uygularım' diyen üçüncü sınıf otoriter bir devlet olmak istemiyorsa, kararın gereğini yerine getirir. Sokağa pabuç bırakılmaz."
Ümit Fırat da Öcalan'ın yeniden yargılanmasının "masumiyeti" anlamına gelmediğini, bunun böyle algılanmaması gerektiğine dikkat çekti.
"Yeniden yargılama, iddianamede değişikliğe neden olmayacak. Aynı somut suçlamalar geçerli olacak."
Fırat, konunun hukuki değil, siyasi bir sorun olarak sunulmasına da değiniyor.
"Konu Türkiye'nin hukuk sistemine bir eleştiri olarak algılanmak yerine, Kürtlerin mevzi kazanması, ülkenin düzenini sarsacak bir olaymış gibi sunuluyor. Onur kırıcı bir dış müdahale olarak algılanıyor.
AİHM, kararı normal bulursa iyi, bulmazsa kötü, diye bir yorum, sakattır. Bu bir milliyetçilik sorunu olmamalı. Bu konuyu egemenlik, hakimiyet sorunu olarak gören milliyetçilik, uluslararası anlayışın önünde bir engel.
Gündeme uygun söylemle konu tırmandırılıyor. Yeniden yargılama hükümetin değil, adli sistemin konusu. Bu kararlarla, iktidar veya muhalefetin biri güçlenip, diğeri zayıflamamalı.
CHP, içinde olmadığı her süreci hukuksuzluk gibi sunuyor. Bunu tırmandırmamak gerek." (TK/EK)