Perdeye namus gerekçesiyle katledilen, cezaevlerinde işkence gören, tecavüze uğrayan kadınların fotoğrafları yansıyor. Bir kadın "Yaşamını bedel olarak feda etmiş tüm kadınlara selam olsun" diyor. Askeri mühimmata basarak ölen Ceylan Önkol'un fotoğrafının arkasında yürüyen kadınları görüyoruz bir sahnede ve peşinden kamera Kürtçe "Kürt kızı Ceylandır" ağıtı seslendirilirken, sessizce ağlayan yaşlı bir kadına çeviriyor objektifini.
Melek Ulagay Taylan'ın "Barış İçin Israrlıyız: Kadın Kenti Diyarbakır" isimli belgeseli bu yıl 100. yılı kutlanan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde "Kadın Kenti" ilan edilen Diyarbakır'da yapılan çekimlerden oluşuyor. İlk gösterimi, 26 Temmuz'da Tütün Deposu'nda yapılan belgeseli bianet'e anlatan Taylan, "Sadece olanı gösterdim; hiç yorum yapmadım, dâhil olmadım" diyor.
Taylan, "Belgesel bir kadın filmi ve sorunu kadınlar üzerinden anlatıyor. Kadın, etnik kimliği ne olursa olsun, savaşın tarafı değil; bilfiil dövüşen, çıkıp yağmaları yapan güruhların içinde değil, her zaman izleyici konumda. Türkiye nüfusunun yarısını oluşturan kadınların aktif bir biçimde devreye girmeleri, kendi aralarında dayanışma içinde olmaları çok önemli; böyle bir dayanışmanın etkisinin büyük olacağını düşünüyorum" diye anlatıyor.
Diyarbakırlı kadınlar mücadelenin içinde
Taylan, "Filmin, Doğu ve Güneydoğu'daki kadın mücadelesini uzaktan izleyen Batı'daki kadınları etkilemesini istiyorum" diyerek devam ediyor:
"Aslında çoğu kadın Diyarbakır'ı ve oradaki kadınların ne söylediğini bilmiyor. Oysa kentteki kadınlar zannedildiği gibi, boynunu bükmüş her şeye razı mağdur konumunda değiller; müdahil oluyorlar.
"Diyarbakır'da kadınlar dünya kadın haraketiyle bütünleşmişler, Clara Zetkin fotoğraflarıyla, eylemlerde başköşede oturuyor. Feodal yapının, ataerkil sistemin çok farkındalar ve buna karşı çıkıyorlar. Örneğin namus cinayetleri için 'bu ataerkil ve feodal sistemin, militarizmin bir sorunu' diyorlar; bütün kadınlar bunun mağduru.
"Kürt kadınlarının gücü, 'etnik' bakıştan çıkmış olmalarından geliyor, yaşanan tüm sorunlara bir kadın sorunu olarak bakıyorlar ve tam da burada kendilerini eşit görüyorlar. Türkiye'de ya da dünyadaki bütün kadınların ortak mücadelesi, ataerkil, feodal, giderek büyüyen ve militaristleşen erkek egemen dünyaya karşı mücadele; Diyarbakırlı kadınlar da bu mücadele içinde"
Doğu'daki kadın eşitlik istiyor
Taylan belgeselde tek bir yerde, son sahnede, doğrudan soru sormuş; avukat Reyhan Yalçındağ'a "Sizce Batı'da kadınlar burada olanları anlıyor mu?" sorusunu yöneltiyor. Yalçındağ şu cevabı veriyor:
"Siz burada zulüm görüyorsanız oradaki de görüyordur aslında. Bu coğrafyadaki kadınlar dayanışma istemiyor; eşitlik istiyor. Çünkü demokratikleşme ancak eşit bir şekilde olur." (SP)